Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde (ODTÜ) dün yaşanan olaylar nedeniyle Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy, ODTÜ Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ferdan Ergut ve Avukat Deniz Özbilgin bianet'e değerlendirmelerde bulundu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Göktürk 2 uydusunun Çin'den uzaya fırlatılması nedeniyle gittiği ODTÜ'de polisin başına gaz bombası attığı üniversite öğrencisi Barış Barışık'ın durumunun ciddiyetini koruduğunu söyleyen Avukat Deniz Özbilgin, beyin kanamasının durduğunu ama tekrar başlama ihtimali nedeniyle ameliyat edilemediğini söyledi.
Doç. Dr. Ferdan Ergut ise polisin amacının Erdoğan'ı korumak olmadığına dikkat çekerek, polisin Erdoğan üniversiteden ayrıldıktan sonra üç saat daha öğrencilere saldırdığını söyledi.
Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy da, Erdoğan'ın bir üniversiteye bu kadar silahlı güvenlik ve polisle gitmesine dikkat çekerek, Erdoğan'ın kendisinden duyulan rahatsızlığın farkında olduğunu fakat gövde gösterisi yapmaya çalıştığını belirtti.
Özbilgin: 50 civarı yaralı var
Dün akşam yaşanan olaylarda başına gelen gaz bombası nedeniyle kafatası kırılan ve beyin kanaması geçiren Öğrenci Kolektifleri'nden Barış Barışık Ankara Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılmıştı.
Bugün hastaneye giden Halkevleri avukatlarından Deniz Özbilgin, dün polisin müdahalesi sonucu 50 civarı öğrencinin yaralandığını belirtti.
"Polis gözaltına almak amacıyla alıkoyduğu herkesi döverek, yaralayarak bıraktı. Kimseye gözaltı işlemi yapmadı.
"Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ndeyiz. Burada hayati tehlikesi süren Barış yoğun bakımda. Hayati tehlikesi sürüyor, bilinci gidip geliyor, hayati tehlikesinden dolayı ameliyata alamıyorlar. Beyin kanaması şu an durdu, ancak her an yeniden başlayabileceği için ameliyata da alamıyorlar.
"Ankara Hukuk Fakültesi Dekanlığı üniversite önünde basın açıklaması yaptıktan sonra 250 civarı kişi hastaneye geldi. Burada dekan yardımcısı, akademisyenler, Ankara Barosu Başkanı ve yönetim kurulu burada bir basın açıklaması yaptılar.
"Rektörle konuştuk. Polislerin üniversite yerleşkelerine girmesi Rektörlük iznine bağlı. Ancak Rektör, polise böyle bir izin vermediğini ve polisin kendi kendine üniversiteye girdiğini söylüyor.
"17.30'da Yüksel Caddesi'nde Ankara emek ve demokrasi güçleri, siyasi partiler basın açıklaması yapılacak ve buradan ya AKP binasına ya da Sakarya Caddesi'ne doğru yürünecek."
Ergut: Erdoğan gittikten sonra polis üç saat daha saldırdı
Doç. Dr. Ferdan Ergut, polisin uyguladığı şiddetin çok fazla olduğunun altını çizerek, bu şiddetin nedeninin Başbakanı korumak olmadığını düşündüğünü ifade ediyor.
"Polis en fazla şiddeti çekilirken uyguladı. Polisin uyguladığı şiddet Başbakan'ı korumayla alakalı değildi. Başbakan çıktıktan sonra polis üç saat daha kampüste kaldı. Buradan benim çıkardığım sonuç, polisin ODTÜ öğrencileri üstünde baskı kurmak istemesi.
"Polis çıkana kadar öğrenciler polisin peşindeydiler. Polis çıktıktan sonra öğrenciler Rektörlüğe geldiler. Biz o sırada Rektörlükte bekliyorduk. Rektörle de konuştuk.
Öğrenciler ağır yaralanan arkadaşları ve polisin kendilerine uyguladığı şiddet nedeniyle Rektörlük binasının camlarını kırdı.
"Rektör geldiğinde taleplerini ilettiler. Ben orada değildim ama olgun bir toplantı olmuş.
Ben de bugün iki saat Rektörle görüştüm. Rektör, polis şiddetine karşı tepkili. Rektörlük tarafından bu konuya ilişkin açıklama yapılacak. Mezunlar Derneği, Öğretim Üyeleri Derneği ve Eğitim-Sen de ayrıca ortak basın açıklaması yapacak.
"Rektör, bu olayların devam edip etmeyeceği konusunda endişeli. Jandarma iki buçuk yıl önce ODTÜ yerleşkesinden çıktıktan sonra üniversite yönetimi polisin de karakol kurmasına izin vermedi.
"Dün yaşanan polis saldırıları nedeniyle ders yapamadık. Bu durumu protesto etmek amacıyla yarın öğretim üyelerinin derslere girmemesi söz konusu."
Ersoy: Kimse Erdoğan'ı cemaati gibi beğenmek zorunda değil
Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy da Başbakan Erdoğan'ın "güvenlik ordusuyla" üniversiteye girmesine dikkat çekerek, bu durumu "gövde gösterisi" olarak tanımlıyor.
"Bir üniversiteye savaşa gider gibi hazırlanan Başbakan'la karşı karşıyayız. Gerek üniversitelerdeki uygulamaları, gerek yeni hazırladıkları YÖK yasa tasarısı gerekse genel olarak AKP'nin icraatları üniversitelerde AKP'nin istenmemesine neden oluyor.
"Kendisi de bunun farkında ki, üniversiteye neredeyse orduyla birlikte savaşa gider gibi gövde gösterisi yapma amacıyla gidiyor.
"Herkes Başbakan'ı ve onun icraatlarını sevmek zorunda değil. Herkes onu cemaati gibi beğenmek zorunda değil. Doğal olarak öğrenciler de haklı tepkilerini göstermek ve protesto haklarını kullanmak amacıyla kendi okullarında bir araya geliyor ve saldırıya maruz kalıyor.
"Bu ülke tarihi boyunca yandaş medyalar da devlet görevlileri de hep eylemciler polise saldırdı gibi bahanelerin arkasına sığınmıştır.
"Bu ülke tarihi boyunca kendi suçlarını görmeyerek hep karşı tarafa bahanelerle suçlayarak yaklaştılar. Dolayısıyla bazı medyanın "Öğrenciler polise saldırdı" şeklinde haber yapmasında şaşırılacak bir şey yok.
"AİHM iki hafta önce 1 Mayıs gösterilerinde polisin uyguladığı şiddetle ilgili Türkiye'yi mahkum etti. Bu kararda devletin provokasyon gibi bahanelere sığınamayacağı, göstericilerin kendi istedikleri yerde gösteri yapma hakkı olduğu vurgulandı.
"Sonuçta AKP'nin bu icraatları devam ettikçe Hopa'da, Antakya'da, ODTÜ'de karşılaştıkları gibi protestolarla yüz yüze gelecekler." (EKN)