DİSK tarafından Makro Araştırma şirketine yaptırılan araştırma İstanbul Anadolu yakası, İstanbul Avrupa yakası, Ankara bölgesi, Bursa, Kocaeli, Sakarya bölgesi, İzmir bölgesi ve Adana bölgesinde eğitim öncesi ve sonrasında uygulandı.
Eğitimler öncesinde yapılan araştırma ile eğitimler sonra yapılan araştırma karşılaştırıldığında işçilerin birinci basamak insan haklarının zihinlerde oldukça netleştiği ve insan hakları konusunda duyarlılıklarının arttığı sonucu ortaya çıktı.
Eğitimler öncesinde yapılan araştırmalarda görüşülen kişilerin yüzde 92,5'i erkek, yüzde 7,5'i kadınlardan oluşurken, eğitimler sonrası yapılan araştırmada ise görüşülen kişilerin yüzde 81,3'ü erkeklerden, yüzde 18,7'si ise kadınlardan oluşuyor.
Sonuçlara göre, araştırmaya katılanlar Türkiye'de yaşayan bütün insanların yasalar önünde eşit olmadığını düşünüyorlar.
Çocuklara, kadınlara ve yaşlılara kötü muamele edildiği görüşündeler. Özgürce herkesin dinini yaşamadığını düşünüyor, idam cezasının kaldırılmasını onaylıyorlar. Ana dilde yayın yapılmasını istiyor, herhangi birinin düşüncesinden dolayı ceza almasını onaylamıyorlar.
Çalışmaya katılanlar kadın-erkek ayrımı yapıldığını düşünüyorlar. Türkiye'de kız ve erkek çocuklarına farklı davranıldığı görüşündeler.
Dünyada insan haklarına en çok değer verilen ülkeler, İsviçre, ABD, İskandinav ülkeleri ve Almanya. En az değer verilen ülkeler, Türkiye, Irak, ABD ve İran.
İş yaşamında, işe alımlarda ve iş yükseltmelerinde ayrımcılık yapıldığını düşünüyorlar. Türkiye de insan hakları ihlallerini önlemenin en iyi yolunun eğitimden, yasaları değiştirmekten ve eşitlikten geçtiğini düşünüyorlar.
Türkiye'nin insan hakları konusunda en çok kurum olarak AB ve BM ülke olarak ise Fransa ve Almanya tarafından eleştirildiği görüşündeler.
İnsan hakları konusunda bilgileri genel olarak televizyondan, gazetelerden ve sendikadan öğrenmişler. Üç işçiden ikisi insan hakları eğitiminin okullarda verilmesi gerektiğini düşünüyor.
Türkiye'nin AB'ye girmesini istiyor. Türkiye'nin AB'ye girmesiyle çalışma şartlarında bir düzelme olacağını düşünüyorlar. İnsan hakları konusunun Türkiye'nin AB'ye girmesinde bir engel oluşturduğunu düşünüyorlar. AB'nin insan hakları hakkındaki tutumunu çifte standartlı buluyorlar.
Araştırmada öne çıkan sonuçlar şöyle:
İnsan Hakları dendiğinde ilk akla gelen yaşama hakkı
İnsan hakları dendiğinde ilk aklınıza gelen nedir sorusuna eğitimler öncesinde yapılan araştırmada yüzde 30.5 olan "yaşama/ insan gibi yaşama hakkı"nın oranı yüzde 53.5'e, yüzde 7.2 olan "çalışma/ işçi hakları"nın oranı yüzde 32.2'ye, yüzde 8.4 olan "eğitim hakkı"nın oranı yüzde 16.5'e yükselmiştir. Ayrıca ilk araştırmada hiç bahsedilmemiş olan, "özgürlük" (yüzde 16.5), "kişisel haklar" (yüzde 12.5) ve "mülkiyet hakkı" (yüzde 10.3) yüksek oranlarla ortaya çıkmıştır.
En çok düşünce özgürlüğü ihlal ediliyor
Türkiye'de hangi tür insan hakları ihlallerinin yapıldığı sorusuna eğitimci adayları, Türkiye'de ihlal edilen insan haklarını şu şekilde sıralamışlardır: düşünce özgürlüğü (yüzde 38.1), çalışma-işçi hakları (yüzde 23.8), sendikal haklar (yüzde 15.0), sağlık (yüzde 13.2), yargısız infaz (11.7) ve eğitim (yüzde 11.4).
Türkiye'de insan hakları ihlallerini devlet yapıyor
Türkiye'de insan hakları ihlallerini kim ya da kimler tarafından yapıldığı sorulduğunda eğitimci adaylarının yüzde 39.2'si devletin, yüzde 15.4'ü zenginlerin, yüzde 14.7'si işverenlerin, yüzde 10.3'ü polisin, yüzde 8.4'ü ise iktidar/hükümetin yaptığını belirtmişlerdir.
Cinsiyete göre dağılım incelendiğinde ise insan hakları ihlallerinin kaynağı olarak devleti gösterenlerin oranlarının kadınlarda yüzde 67.4 gibi yüksek bir seviyeye yükseldiği gözlemlenmektedir. Erkeklerde bu oran yüzde 26.2 seviyesindedir.
Çocuklara yönelik şiddete karşılar
Eğitimci adaylarının yüzde 90.8'i çocuk haklarının, insan hakları arasında yer aldığını, yüzde 7.7'si ise yer almadığını belirtmiştir.
Çocuklara uygulanan şiddet ile ilgili sorulara eğitimci adaylarının yüzde 20.9'u annenin, yine yüzde 20.9'u babanın çocuğunu dövebileceği yönünde görüş bildirmiştir.
Öğretmenin öğrencisini dövebileceği yönünde görüş bildirenlerin oranı daha düşüktür. Eğitimci adaylarının sadece yüzde 8.4'ü öğretmenin öğrencisini dövebileceğini belirtmiştir.
İnsan hakları ihlallerinin önlenmenin en iyi yolu eğitim
Eğitimciler, Türkiye'de insan hakları ihlallerini önlemenin en iyi yolu olarak sırasıyla, eğitimi (yüzde 43.2), örgütlülüğü (yüzde 40.7), toplumsal bilinçlenmeyi (yüzde 13.9), demokrasiyi (yüzde 6.6), yasaların değişmesini (yüzde 5.5) ve karşılıklı saygıyı (yüzde 5.1) göstermektedirler.
Eğitimler öncesi durumla bir karşılaştırma yapıldığında Türkiye'de insan hakları ihlallerini önlemenin en iyi yolu olarak örgütlülüğü gösterenlerin oranlarının yüzde 9.6'dan yüzde 40.7'e yükseldiği gözlemlenmektedir.
Hakları gasp edildiğinde yasal yollara başvuruyorlar
Eğitimci adaylarının, temel insan hakları konusunda hakları gasp edildiğinde izleyecekleri yolların dağılımı şu şekildedir: yasal yollara başvurma (yüzde 39.9), sendikaya başvurma (yüzde 13.2), AİHM'ne başvurma (yüzde 12.1), mücadele etme (yüzde 11.0), hakkını arama (yüzde 9.5). Diğer cevapları verenlerin oranları daha düşüktür.
Eğitimler öncesinde yapılan araştırmaya bakıldığında, temel insan hakları ile ilgili bir konuda hakları gasp edildiğinde sendikaya başvurmanın adayların aklına gelmediği gözlemlenmektedir. Eğitimler sonrasında ise böyle bir durumda sendikaya başvuracaklarını belirtenlerin oranı yüzde 13.2 düzeyine gelmiştir.
Eğitimlerinde en önemli buldukları konu kadın hakları
Eğitimlere katılanların yüzde 20.5'i öğrendikleri konular içinde en önemli buldukları konunun kadın hakları konusu olduğunu belirtmiştir.
En önemli buldukları konunun yaşama hakkı olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 10.3, verilen örnekler olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 9.2, çalışma/işçi hakları olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 6.6 ve hak arama yolları olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 5.1'dir.
Eğitimlere katılanların yüzde 18.3'ü öğrendikleri bütün konuları önemli bulduklarını belirtmiştir.(KÖ/EÜ)