Türkiye'nin 2006'da stoklarında 2 milyon 979 bin 165 adet mayın var ve bunların imhasının tamamlanması için son tarih 1 Mart 2008.
Türkiye'de toprağa döşeli 1 milyon mayın bulunuyor. Türkiye, Mayın Yasaklama Anlaşmasına göre 1 Mart 2014'ten önce temizlemesi gereken bu mayınlardan 2005'te sadece 17 bin 886'sını temizledi.
Türkiye eğitim ve araştırma amacıyla 16 bin antipersonel mayını elinde tutuğunu rapor etti. Bu rakam Brezilya'dan sonra en yüksek ikinci rakam ve birçok ülkeden 10-15 kat daha fazla.
2006 uluslararası mayın raporu (Landmine Monitor Report 2006), Mayınsız Bir Türkiye Girişimi sözcüsü Muteber Öğreten, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Gençay Gürsoy, Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV) Kurucu Başkanı Ercan Karakaş, Sakatlar Derneği Genel Başkanı Şükrü Boyraz ve Barış Girişimi adına Osman Kavala tarafından Taksim Hill Otel'de düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı.
Öğreten: İyi yönde gelişme var ama tehlike devam ediyor
|
Öğreten Türkiye'deyse mayın temizliği, mayın risk eğitimi ve mayın mağdurlarına yardım konusunda yeterli çabanın gösterilmediğine dikkat çekti.
Türkiye 2006'nın ilk altı ayında yedi 2005'te 68 kişi öldü
Çatışmaların yoğunlaştığı dönemlerde mayın ve savaş atıklarından kaynaklı ölüm ve sakat kalmaların arttığına dikkat çeken Öğreten, 0cak 2006'dan 5 Haziran 2006'ya kadar 11 olayın rapor edildiğini ve bu olaylarda yedi kişinin öldüğünü ve en az dokuzu çocuk 18 kişinin yaralandığını bildirdi.
2005'te meydana gelen 62 olayda 68 kişinin öldüğünü ve 152 kişinin yaralandığı ifade eden Öğreten, "Bu rakam 2004'te bildirilen 168 ve 2003'te yaşanan 67 mayın mağduru sayısına göre önemli bir artış gösteriyor" dedi.
PKK Genava Call anlaşmasını imzaladı
Öğreten, PKK'nin de 18 Temmuz 2006'da Mayın Yasaklama Anlaşması'nı evreselleştirmek amacıyla Birleşmiş Milletler'ni devlet dışı aktörler için hazırladığı Genava Call anlaşmasını imzalayarak, antipersonel mayınların toptan yasaklanması sağlamak konusundaki arzusunu alenen açıkladığı ifade etti.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) antipersonel mayın kullanımını Genelkurmay Başkanlığı'nın 26 Ocak 1998 tarihili emriyle yasakladığını ve o zamandan bu yana TSK'nin mayın kullandığına dair kayıtlara geçmiş bir olay bulunmadığını belirten Öğreten şöyle devam etti:
"'Landmine Monitor'ün (LM) Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki Diyarbakır ve Mardin illerinde yaşayan halkla yaptığı görüşmeler sırasında insanlar, silahlı kuvvetlerin bazen sivilleri tehlikeye atacak şekilde bölgeye patlamamış madde bıraktıkları şeklinde bir izlenime sahip oduklarını ifade etmişlerdir. Çatışma bölgesinde yaşayan halk, güvenlik kuvvetlerinin aynı zamanda karakol civarlarında meydana gelen mayın patlamalarından da sorumlu olabileceklerine inandığını belirtmiştir. Bu iddiaları destekleyecek herhangi bir delil bulunmamakla birlikte LM bu izlenimlerin yerel halk arasında genel olarak kabul gördüğünü ifade etmiştir."
Mayın mağdurları arasında ayrım yapılmasın
Mayın mağdurları arasında hiçbir ayrım gözetmeden, -çocuk,asker,sivil,korucu- mağdurların topluma kazandırılması gerektiğinin altını çizen Öğreten taleplerini şöyle sıraladı:
"Mayın temizliği programları; mayın mağdurlarının bakımı, rehabilitasyonu, sosyal ve ekonomik entegrasyonu için ücretsiz sağlık, mesleki beceri ve eğitim programları; halkın, özellikle çocukların,mayın ve askeri malzeme konularda bilinçlendirilmesine ilişkin eğitim çalışmaları acilen başlatılmasını talep ediyoruz."
Karakaş: Hükümet yan gelip yatmaktan vazgeçmeli
SODEV'den Ercan Karakaş ise, Türkiye'de hükümetlerin uluslararası anlaşmaları imzaladığını ancak anlaşmaların gereğini yerine getirmediğine dikkat çekti.
Karakaş, "Hükümetin bir çok konuda olduğu gibi mayın konusunda da bir programı ve takvimi yok. 2014'e çok az zaman kaldı. Hükümet yan gelip yatmaktan vazgeçmeli" dedi.
Sakatlar Derneği Başkanı Boyraz da, mayınların çok sayıda insanı sakat bıraktığını belirterek, hükümetin sosyal devletin gereği mağdurları rehabilite edip topluma kazandırmak yerine, toplum sızlayan vicdanı haline getirdiğini, meseleyi hayırseverlere havale ettiğini ifade etti. (KÖ)