Yağcı, grev kararını işyerlerine asmalarından sonra grevi uygulamak için 60 gün sürelerinin olduğunu, oylamanın gecikmesinin bu süreden eksilttiğini belirtti.
"Bu süre uzadıkça, işverenin işçiler üzerinde baskı kurma olanağı artıyor. Bu süreç kolay bir süreç değil. Gecikme işçilerin psikolojik direncini yıpratmak için işverene avantaj sağlıyor."
Sendika grev kararını 20 Temmuz'da işyerlerine asmış, 27 Temmuz'da da grev oylamasına hazır olduğunu duyurmuştu.
Yağcı: Dört gün süren oylama olmaz
Yağcı THY'nin grev oylaması için sandıkları dört gün açık tutmak isteğinin antidemokratik olduğunu da söyledi.
"Bu oylama tıpkı seçim oylaması gibi. Sandıklar, oy pusulaları olacak. Gizli oy, açık sayım usulüyle yapılacak. Türkiye'de genel seçimde 42 milyon kişi dokuz saatte oy kullandı. Burada işveren oylamanın dört gün sürmesini istiyor."
Yağcı bu isteğin amacının emekçilere greve karşı hayır oyu kullanmaları yönünde baskı altına almak olduğunu söylüyor. "Sandıklar zaten işyerlerinde, işverenin kontrolündeki mekanlarda bulunacak. 10 binden fazla kişi oy kullanacak. Dört gün boyunca temsilcileri, gözlemcileri sandık başında nasıl tutacağız?"
"Erdoğan'ın sözlerini iyi okumak gerek "
Yağcı, Ulaştırma Bakanı İsmet Yılmaz'ın aktardığı, Başbakan Erdoğan'ın "çalışanın hakkını verin, kimseyi mağdur etmeyin, cimri olmayın" sözlerininse iyi okunması gerektiğini söylüyor.
"Bu sözler içinde bir tehdit de barındırıyor. Bir yandan işverene cimri olmayın derken, diğer yandan şirketin dolayısıyla işçilerin zarar göreceği mesajını veriyor."