Orta öğretimden liseye geçişteki yeni sistem Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz tarafından dün (5 Kasım) açıklandı.
TIKLAYIN - TEOG Yerine Mahalli Yerleştirme ve İsteyene Sınav Sistemi
Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sınavı’nın (TEOG) yerine getirilen sistem mahalli yerleştirme ya da isteyene sınav sistemi olarak belirlendi.
Yılmaz açıklamasında yeni eğitim sistemine dair birçok konunun ucunu açık bıraktı. Yeni sistemde en fazla tepki “öğrencilerin kendilerine en yakın liseye gitmesini” öngören mahalli yerleştirme başlığına oldu.
Aksoy, mahalli yerleştirme sisteminde, çocuklar arasındaki akademik ayrıştırmanın yerini sosyoekonomik ayrıştırmanın aldığını söylüyor.
Yeni sınav sistemine ilişkin tartışılan başlıkları, Eğitim Reformu Girişimi’nden Didem Aksoy’a sorduk.
Eğitim bölgeleri neye göre belirlenecek?
Didem Aksoy kimdir?2015'te Rutgers Üniversitesi Psikoloji bölümünden mezun oldu. Lisans eğitiminde çocuk ve ergen gelişimine odaklandı. Aynı zamanda dezavantajlı ailelerden gelen lise öğrencilerine gönüllü mentörlük yaptı. Lisans tezini risk altındaki gençlerin sosyal ve duygusal gelişiminin okullarda desteklenmesi üzerine yazdı. 2016'da Harvard Üniversitesi Eğitim Bilimleri alanında yüksek lisansını bitirdi. Bu sırada Cambridge'de Gençlik Programları Koordinatörü olarak risk altındaki lise öğrencileriyle çalıştı. Eğitim Reformu Girişimi'ne 2016'da Araştırma Asistanı olarak katıldı. |
Mahalli yani adrese yakın okula yerleştirme sisteminde öğrencilerin karşısına başvuru sırasında beş okul çıkacak ve bu okulları kapsayan eğitim bölgeleri oluşturulacak.
Öğrencinin istediği okulun kontenjanı dolduğunda ne yapacağına dair bir açıklama yok.
Didem Aksoy'un yorumu şöyle:
“Eğitim bölgelerinin nasıl belirleneceği kritik konu. Daha küçük mü yoksa bütün eğitim bölgelerini kapsayacak şekilde daha büyük bölgeleri mi eğitim bölgeleri olarak belirleyecekleri belli değil.
“Bakanın açıklamasına göre hiçbir çocuk istemediği bir okula yerleşmeyecek fakat bunun ne kadar hayata geçip geçmeyeceğini uygulanınca görebileceğiz.
“İkamet adresine göre ayrışma”
"Herkes çocuğunun iyi bir liseye gitmesini istediği için iyi liselerin olduğu mahallelere taşınma olabilir. Dolayısıyla daha varlıklı aileler, mesela iyi bir anadolu lisesinin olduğu mahalleye taşınabilir.
“Bu sefer de ikamet adresine göre sosyoekonomik bir ayrışma fırsat eşitsizliği yaratır. Bu riskin üzerinde durulmalı fakat bakan açıklamada bunu göz ardı etti.”
Eğitim niteliği eşitlenmeden sistem değişti
Yılmaz açıklamasında bütün liselerin eğitim niteliğini yükselteceklerini ve eşit seviyeye getireceklerini söyledi. Didem Aksoy bu konuda şunları söyledi:
"Öncelikle bütün liselerde eğitim niteliği yükseltilmeden TEOG yerine nasıl bir sistem gelirse gelsin eksik kalacaktır. Eğitim niteliğini yükseltmek uzun vadede zaman alacak bir süreç.
“Dolayısıyla bu gerçekleşene kadar bazı çocuklar mağdur olacak. Ancak bu eşitlik hedefinin koyulmuş ve dile getiriliyor olması da olumludur.”
Akademik başarı dönemi sona erdi
Yeni sistemde akademik başarıya göre okul seçme dönemi sona erdi.
"Akademik olarak ayrıştırılan çocukların bir araya getirilmesi sistemin olumlu tarafı. Çocuklar başarılı ve başarısız olarak ayrıştırılıyordu.
“Dolayısıyla akranlarından öğrenme, kendilerinden farklı seviyelerde ve farklı becerilere sahip olan akranlarından farklı şeyleri öğrenmeleri mümkün olmuyordu. Bu sistemle akademik olarak farklı çocuklar devlet liselerinde bir araya gelmiş olacak.”
“Nitelikli okullar”a girmek isteyenlere yine sınav stresi
Yılmaz yeni sistemde ülke genelinde sınırlı sayıda “nitelikli okul” belirlediklerini, bu okulların ismini “Mayıs ayı gibi” açıklayacaklarını söylerken “nitelikli okul” kavramının neye göre belirlendiğini açıklığa kavuşturmadı.
Bütün liseleri eşit düzeye getireceklerini söyleyen Yılmaz “nitelikli okullar” için Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan 60 soruluk ve 90 dakikalık bir sınav uygulanacağını söyledi. Bu sınava isteyen öğrenciler girebilecek.
Didem Aksoy sistemin bu yanın da olumsuz olduğunu söyledi:
"Sistemin en olumsuz tarafı ‘nitelikli okullar’a girecek çocuklara yine bir merkezi sınav getiriliyor olması. Üstelik daha az soruyla ve tek bir sınav. Bakanlığın amacı çocukların üzerindeki sınav kaygısını azaltmak olarak belirtiliyor. Ancak sınav bir kere oluyor ve telafisi yok.
“Sınav kaygısı daha da artabilir”
“TEOG'dan sonra yapılan nicel araştırmalarda sistemin çocuklarda sınav kaygısını azalttığını gösteriyordu. Çünkü kendi okullarında ve birçok sınava giriyorlar.
“Merkezi sınav da birkaç kez yapılsa ve çocukların aldığı en iyi not sonucu belirleyecek olsaydı sınav çocuklardaki sınav kaygısını azaltacak önleyici etmenler olabilirdi.
“Ancak sene sonunda tek bir sınavın yapılacak olması birçok öğrenciyi strese sokacaktır. Hatta sınav kaygısını öncesine göre arttıracağını düşünüyorum."
Okul da sınav yapmak isterse öğrenciler kaç sınava girecek?
Yeni sistemde bir diğer başlık ise yabancı eğitim kurumlarının isterlerse kendi sınavlarını yapabilecek olması. Aksoy öğrencilerin bu durumda kaç sınava gireceği belli olmadığını vurguluyor:
"Yabancı liselerin, kolejlerin veya özel okulların isterlerse kendi sınavlarını yapabilecekleri söylendi. Ancak bu seçenek de fırsat eşitliğinin önünde bir engeldir.
“İstanbul’daki lisenin sınavına gelmek her aile için kolay değil”
“Örneğin İstanbul'da bir lise kendi sınavını yapmak istediğinde sınava girebilecek öğrencilerin sayısı çok sınırlı kalacak.
“Ayrıca öğrenciler okul kendi sınavını yapmak istediğinde iki sınava mı girecek netlik yok. Her biri için şehir değiştirme, o şehirde kalma imkanı çok kısıtlı. Dezavantajlı aileler ve çocuklar için çok sorunlu bir seçenek.” (TP)