Özay, Türkiye'nin mahkemenin kararına itiraz etmek için 90 gün süresinin bulunduğunu, mahkemenin oluşturacağı 7 kişilik bir heyetin, itirazın kabul edilebilir olup olmadığına karar vereceğini, ancak bu itirazın sonucunun beklenmemesi gerektiğini söylüyor:
"Bu süre içinde mahkemenin şimdi verdiği kararın uygulanması gerek. Bu da Yatağan'ın kapatılması anlamına geliyor. Şu dakikada bile 635 kişi ishalden hastanede yatıyor. Zarar devam ediyor."
Özay: Doğrudan AİHM'ye gidilebilir
Özay, AİHM'nin kararında, benzer bir vaka olan Bergama davasına da atıf olduğunu söylüyor.
"Şimdiye dek AİHM'ye hep Türkiye'deki yargıyı dava ederek gidiyorduk. Bu iki davada durum farklı. Yürütme yargının verdiği kararları uygulamıyor. Sorun yargı sürecinin tıkanması ya da yargıda çözüm bulunamaması olmadığı için, bu davayla ilgili doğrudan AİHM'ye başvurulabilir. Elimde binlerce yetki belgesi var."
AİHM: Durum hukuk devletiyle bağdaşmıyor
AİHM, dün verdiği kararda, Bakanlar Kurulu'nun 3 Eylül 1996'da, mahkeme kararlarına karşın aldığı, Yatağan'ın işletilmeye devam edilmesi kararının "hukuksuz, yasal dayanağı olmayan" bir karar olduğunu, "yargı kararlarından kaçmakla eşit" olduğunu belirtti.
"Mahkememize göre, böyle bir durum, hukukun üstünlüğü ve yasal kesinlik üzerine kurulu olan hukuka dayalı devlet kavramıyla bağdaşmıyor. Yetkililer yargı kararını makul bir süre içinde uygulamamıştır." (TK)