Dünya tarım işgücünün yüzde 40'ını kadınlar oluşturuyor; Türkiye'de çalışan kadınların yaklaşık yüzde 75'iyse tarım sektöründe.
Tarlada çalışmalarının yanı sıra ev işlerini de yapan kadınlar, emek sömürüsüne en açık olan kesim.
Hububat Üreticileri Sendikası (Hububat-Sen) Genel Başkanı Abdullah Aysu, kırsal alanda kadını tarımın belleği olarak gördüklerini belirterek, "Kırsal alandaki kadın, her olanağa erişebilir olmalıdır. Kadınların olmadığı bir tarımda bellek silinmesine uğranılır. Esas o zaman çok uluslu şirketlerin güdümüne gireriz. Çiftçiler yok olur; tarım şirketleşir" dedi.
Ziraat Mühendisleri Odası Gökhan Günaydın, "Türkiye'de toplam istihdamda, '1 kadına 3 erkek' yapılanması var. Tarım istihdamına baktığımızda toplam 7.2 milyon istihdam rakamının yarısının kadınlardan, yarısının erkeklerden oluştuğunu görüyoruz. Ayrıca, kadın işgücü kırsal alanda konumlanıyor. Eğitim düzeyi düşük, ücretsiz aile işçisi konumunda ya da en düşük ücretle çalıştırılabilir işçi konumundalar. Bu durum, tarımda kadın emeği sömürüsünün giderek artmakta olduğunu bize gösteriyor" dedi.
Tarım çalışanı olarak kadının, emek sömürüsüne en açık kesimi temsil ettiğini ifade eden Günaydın, "Kadın, geleneksel tarım yapılarında ücretsiz aile işçisi konumundadır. Temel istihdam biçimi olarak, tarım sektöründe çalışan kadınların yüzde 94.2'si ücretsiz aile işçisi konumundadır, ücretli çalışan kadınların oranı ise yüzde 1'in altındadır" diye konuştu.
Master tezi sırasında Tekel Tütün işletmelerinde çalışan kadınlar üzerine yaptığı saha araştırmasında edindiği gözlemeleri anlatan İstanbul Üniversitesi doktora öğrencisi Özgün Akduran, yaprak tütün işleme atölyelerinde, elle yapılan ve vasıf gerektirmeyen işlerde, yoğunlukla kadınların istihdam edildiğini, kadınların düşük ücretle, sosyal güvencelerden yoksun çalıştırıldığını söyledi.
Akduran: Erkekler daimi, kadınlar geçici işçi
Kadınların mevsimlik işçi statüsünde yılın belli aylarında (tütün hasatının sonrası) çalıştırıldıklarına da dikkat çeken Akduran, "Erkek işçiler daimi işçi olurken, kadın işçiler geçici işçi olarak çalıştırılıyor, bu da sosyal haklardan erkek işçileri daha fazla yararlandırırken, kadın işçileri iş güvencisinden yoksun bırakıyordu" dedi.
Akduran, özellikle Doğu ve Güneydoğu bölgesindeki tütün atölyelerinde çalışan kadınların çoğunun kocasının işsiz olduğuna belirterek, "Ne kadar ilginçtir ki, bölgelerdeki erkeklerin evlenme çağına geldiklerinde Tekel çalışanı bir kadın işçiyle evlenmeleri, tercih edilen ve hayatlarının sonun kadar gelir garantisi sağlayan bir durum gibi algılanıyor."
Toplumsal cinsiyyet eşitsizliği istatistiklere yansıtılmıyor
Tarımda kadınların karşılaştıkları sorunlar ise şöyle:
* Kırsal kesimde kadınlar, özellikle gıda üretimine sağladıkları katkılara ve gıda güvenliğindeki etkinliklerine karşın ciddi toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri ile karşı karşılar.
* Kadınlar,üretim sürecinin her aşamasında etkin rol almalarına karşın, elde edilen kazanımlardan yeterince pay alamamaktadırlar.
* Kırsal kesimde kadınların rollerinin çokluğu ve çeşitliliği (geleneksel ev işleri, rutin günlük yaşam faaliyetleri, tarımsal faaliyetlere katılma) çalışma koşullarını zorlaştırır.
* Toplumsal cinsiyet eşitsizliği nedeniyle tüm bu kadın emeği resmi istatistiklere ve milli gelir hesaplarına yansıtılmıyor. (KÖ/TK)