Jeoloji Yüksek Mühendisi Tahir Öngür yüzey ve yeraltı suyu kaynaklarının tükenmekte olduğunu, bunun büyük ölçüde kapitalist pazar ekonomisiyle tarımda denetimsiz aşırı su tüketilmesinden, kaynakların kamu malı olmaktan çıkarılmasından kaynaklandığını söyledi.
Öngür Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) bir dizi barajı kaldırmakta olduğunu hatırlatıyor, suyun tükenmesinin su savaşlarına yol açacağı yönündeki iddiaları eleştiriyor.
Su tükeniyor
Bugün ajansların geçtiği haberlerde NASA'nın bir araştırmasına dayanarak tatlısu kaybının yüksek oranlarda olduğu bildiriliyordu.
Water Resources Research dergisinde yayımlanan araştırmaya göre; Türkiye, Suriye, Irak ve İran'da Dicle ve Fırat nehirleri havzasındaki tatlı su rezervlerinde büyük oranda kayboldu, Ortadoğu'daki tatlı su kaybı alarm veiyor.
Öngür bianet'e 1950'lerden sonra, dünyada kapitalist tarım yaygınlaştırıldıktan sonra denetimsiz bir yüzey suyu ve yeraltı suyu tüketilmesinin başladığını açıkladı.
"Dünyanın bütün ülkelerinde böyle. Barajı sulama ya da elektrik, hangisi için yaparsanız yapın, ketleyip de akarsuları durgun su haline getirdiğinizde geniş yüzeylerden buharlaşma yükseliyor. Sulamada açık kanallarda taşınan suyun yüzde 20'sinden fazlasının buharlaşmayla kaybedildiği biliniyor."
Zincirleme tahribat
Öngür suyun kıyıya ulaşınca denize taşıdığı besleyici, organik malzeme tükendiği için denizdeki yaşam döngüsünün etkilendiğini, Batı Karadeniz'de bu anlamda tipik bir örenek olduğunu anlatıyor.
"Batı Karadeniz'deki barajlar nedeniyle 14 tür Mersinbalığı tek bir türe inmiş, çiftliklerde yetiştirilmeye çalışılıyor.. Bu delta ovalarında, en büyük tarım alanı olan yerlerde toprağın zenginliğini engelleyen bir şey,
''Çünkü oraya taşkınlarla giden, toprağı zenginleştiren organik malzemesi zengin topraklar baraj ve gölleri 40-50 senede dolduracak gibi orada tutuluyor, bir daha işe yaramıyor."
Öngür tüm bunları üst üste koyunca dünyanın bir tıkanıklık içinde olduğunu örnekleyer aktarıyor.
"Çin'de Sarı Irmak aşağı yukarı 15-20 yıldır denize ulaşmadan tükeniyor.Bu nedenle Çin'in büyük kanal projesi var. Güney'deki çok büyük bir nehirden kuzeydekine su takviyesi yapılmaya çalışılıyor.''
Pazar ekonomisinin sonuçları
Öngür Türkiye'de Marshall planıyla birlikte 1950'lerden beri süren tarım politikalarının belirleyiciliğine dikkat çekiyor.
''Türkiye'ye traktörün, gübrenin, ilacın girmesi, sulama kanalları ve barajlarla başlayan bir süreç. O zamandan beri yüzeydeki doğal sulak alanlarının dörtte üçü yitirildi, kurudu.
"Yeraltı suları da aşırı tüketiliyor. Kapitalist pazar ekonomisinde tarımda denetimsiz aşırı su tüketilmesi, kaynakların kamu malı olmaktan çıkarılması süreçten sorumlu. Güneydoğu'yla da sınırlı değil, Ege'de de böyle."
Suyun ortak yönetimi
Öngür Avrupa Birliği'nin Türkiye'yi onyıllardır suların ortak yönetimine zorladığını da aktarıyor, Güneydoğu'daki akarsuları örnek veriyor. .
"Suların ortak yönetimi açık bir şekilde Ortadoğu'yu yeniden şekillendirmede bir sopa. Suyun yönetimini ele geçirmek önemli.
"Sınır aşan sular diye bir kavram geliştirildi. Su Türkiye'den çıkıyor ama gittiği yerde de yaşamın bir parçası. Bizim vereceğimiz kararlar aşağıdakilere zarar verebilir. Uluslararası bir denetimi olsun, çokuluslu örgütler bu işe hakim olsun isteniyor."
Su savaşları
Öngür gelecekte su savaşları çıkacağı iddialarına katılmıyor.
"Sudan ötürü savaş bir tek İsrail tarafından çıkarıldı bugüne kadar. Sınırlarında su sorunu olan çok ülke var. Ama oralarda bile su bir şekilde ortak yaşamın bir parçası oluyor." (YY)