Yeni Suriye yönetimi devrik diktatör Beşşar Esad'ın kötü ünlü ve yolsuzluğa batmış acımasız güvenlik aygıtının dağıtılmasının ardından oluşan güvenlik boşluğunu aceleyle doldurma çabası içinde kurulan yeni polis gücünün eğitimini İslami öğretilere dyandırıyor. Amaç, polise ahlak duygusu aşılamak!
Reuters haber ajansının görüştüğü beş kıdemli görevliye göre, önceden HTŞ ve diğer silahlı muhaliflerin kontrolündeki İdlib ilinden Şam'a getirilen polisler, işe alınmak için başvuranlara inançlarını soruyor. İşe alınanlara sundukları kısa eğitimde de İslami şeriat hukukuna odaklanıyorlar.
Polisi şeriatla eğitme inanç çeşitliliğiyle barışık halkı rahatsız ediyor
Sünni Müslüman İslamcıların Şam'da iktidarlarını sağlamlaştırmaları açısından istikrarı sağlamak ve Suriye genelinde halkın güvenini kazanmak hayati önemde. Ancak, bölgedeki gelişmeleri değerlendiren yorumcular, dini polisliğin merkezine yerleştirme atağının 13 yıl süren iç savaştan sonra silahla dolup taşan çeşitliliğin yaygın olduğu ülkede yeni bölünmeler yaratması ve flörte yeltendikleri yabancı hükümetleri uzaklaştırma riski taşıdığı konusunda uyarıyor.
Orta Doğu'ya odaklı düşünce kuruluşu Century International araştırmacısı Aron Lund, kendi buylgularına göre, "Bunu kaygı verici bulacak çok sayıda Suriyeli [olduğunu]" söyledi. “Sadece azınlıklar - Hristiyanlar, Aleviler, Dürziler - değil, aynı zamanda Şam ve Halep gibi şeriatla ilgilenmeyen oldukça geniş laik ve kozmopolit bir nüfusun yaşadığı yerlerdeki çok sayıda Sünni Müslüman [için de böyle].”
Adını vermekten kaçınan bir diplomat da polis eğitiminin dinsel temellere dyandırılması Batılı hükümetlerin, isyancıları iktidara geçtiği Suriye'nin anayasasında İslam'ın nasıl bir rol oynayabileceği konusunu merak etmelerine neden olduğunu söylüyor.
Diplomat Reuters'a "Bu iyi bir işaret değil, ancak ne kadar sıkı bir şekilde uygulandığına da bağlı," dedi.
Ahmet el-Şara'nın "ılımlılığı" katı müttefiklerinin varlığında güvence sağlamıyor
Suriye'nin fiili lideri Ahmed el-Şara, İslamcı hareketlerinden kaygı duyan Batılı yetkililere ve Orta Doğu hükümetlerine güvence verme çabasıyla, kendi grubunun El Kaide ile eski bağlarını terk ettiğini ve azınlıkları korumak da dahil olmak üzere ülkeyi ılımlı bir şekilde yöneteceğini söyledi.
Heyet'ül Tahrir eş-Şam'ın (HTŞ) iç savaş sırasında kontrolu altında tuttuğu bölgelerde katı şeriat yorumlarından kaçındığı söyleniyor.
Polis teşkilatını denetleyen Suriye İçişleri Bakanlığı ve Enformasyon Bakanlığı, polis alımı ve eğitiminde dine odaklanılması veya İslam hukukunun ülkedeki meri hukuk mevzuatına dahil edilmesi planlanıp planlanmadığına yönelik soruları yanıtsız bıraktı.
Reuters'ın söyleştiği polis amirleriyse, amacın bunu genel halka dayatmak değil, yeni polislere etik davranış kurallarını öğretmek olduğunu ileri sürdü.
Şam'a gelmeden önceki dönemde HTŞ'nin İdlib'deki polis akademisini kurmasına katkıda bulunanHamza Ebu Abdül Rahman, yeni polislerin "adil davranmaları" için "neyin caiz olup neyin olmadığını" anlamalarının çok önemli olduğunu söyledi.
Polis teşkilatı dağıldı
Esad rejiminin zalim polis gücüne karşı kamuoyunun duyduğu öfkenin ne boyutlara vardığı rejimin 8 Aralık'ta devrilmesinden sonraki günlerde açıkça görüldü. Başkentteki çoğu polis karakolu yağmalandı, karakolların donanım ve kayıtları yağmalandı veya yok edildi.
Polis, yaklaşık 20 polis karakolunun yarısının o zamandan beri yeniden açıldığını, ancak her birinde daha önce 100 ila 150 olan güçlerinin yerine çoğunlukla İdlib'den getirilen yaklaşık 10 memur bulunduğunu söylüyor.
İsyancılar iktidara geldiklerinde, Esad'ın İçişleri Bakanlığı'nı ve polis de dahil olmak üzere güvenlik güçlerini dağıttıklarını duyurdular. Şam'daki bir polis akademisinde yeni polis adaylarına ders veren Heşam Hilal, 200 bini aşkın kişinin kurulan yeni bir polis teşkilatına katılmak için kayıt yaptırdığını söyledi.
Polis karakollarını yöneten veya işe alımla ilgilenen yedi memur, daha fazla üyeye ihtiyaç duyduklarını ve herhangi bir inançtan insanlardan gelen başvuruları memnuniyetle karşıladıklarını söyledi. Ancak eğitimde şeriata odaklanılması kimileri için caydırıcı oldu.
Esad döneminde trafik polisi olan 45 yaşındaki bir Hristiyan, yeni güce katılabilme olanağı olsa ile başvuruda bulunmayacağını söylüyor. Kendisi gibi alt rütbelerdeki insanların bile Esad rejiminin bir parçası olarak görülmesinden ve İslam hukukuna odaklanmanın diğer inançlardan insanlar için ayrımcılık oluşturmasından kaygı duyduğunu açıklıyor.
Polise yeni katılan Ali el-Akabani, poliste şeriat hukukunun kullanımı konusunda "Kimse İslam'a karşı değil, ancak belirli metinlere ve hadislere dayalı bir dini yönetime kesinlikle karşıyız" diyor. 50 yaşındaki Akabani Müslüman olsa da Şam'ın "mezhep ve tarikatlar açısından çeşitlik taşıdığını" söylüyor.
Washington Yakın Doğu Politikaları Enstitüsü'nün kıdemli üyelerinden Aaron Zelin 2017'den beri hakim olduğu İdlib'de HTŞ'nin başlangıçta sokakta katı İslamcı uygulamaları dayatmak üzere devriyeler çıkardığını, BM soruşturma komisyonunun 2021 raporunda kadınların yanlarında erkek akrabaları olmadan seyahat ettikleri veya uygunsuz kıyafetler giydikleri gerekçesiyle gözaltına alındıklarının yer aldığını söyledi.
Ancak Zelin, ahlak devriyelerinin, İdlip sakinlerinin hoşnutsuzluğu dolayısıyla daha sonra azaltıldığını söyledi.
HTS lideri Şera halka yönelik katı yaklaşımlardan yana olmasa da liderliğini yaptığı koalisyonda daha aşırıcı olarak üyelerin yer alması azınlıklar arasında korku yaratıyor.
Yeni güçte Alevileri ayıklamaya yönelik mezhep soruları
Şam akademisi, 14 Ocak'ta yeni siyah üniformalarıyla eğitmenlerinin önünden geçen yaklaşık 500 polis öğrencisinin mezuniyetini kutladı.
Reuters tarafından görülen başvuru formlarında, adaylardan "referans" olarak "din ulularından" bir "Yetkili otorite" göstermeleri isteniyor. Bu Suriye için yeni bir durum. Din uzun zamandır kimlik belgelerinde belirtiliyor olsa da, mezheplerin kimliklerde yer alması söz konusu değildi.
Adlarını vermek istemeyen üç HTŞ yetkilisi, sorunun özellikle Esad ile aynı mezhepten gelen ve rejimiyle bağlantıları olabilecek Aleviler olmak üzere daha yakından incelenmesi gereken başvuru sahiplerini tespite yardımcı olmayı amaçladığını söyledi.
Başka bir görevliyse bunun "sadece rutin bir soru" olduğunu ve Aleviler de dahil olmak üzere herhangi bir inanç veya mezhebe karşı ayrımcılık yapmayı amaçlamadığını ileri sürdü.
(AEK)