Temmuz – Eylül dönemini kapsayan BİA Medya Gözlem Raporu, son üç ayda 206 gazetecinin ağırlıklı olarak Türk Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele Kanunu temelli davalar nedeniyle hapis tehdidi altında yaşadığını, Barış Pehlivan, Merdan Yanardağ ve Abdurrahman Gök gibi birçok gazetecinin hapsedilmesiyle eleştirel medyanın sindirilmeye çalışıldığını; yargının Hale Gönültaş ve İsmail Arı gibi gazetecilerin kimi tarikat, cemaat ve yasadışı örgütlerin hedefine girmesine seyirci kaldığını ve 10 gözaltıyla eylem alanlarının medya temsilcilerine yasaklanmaya çalışıldığını gösteriyor.
Rapor, temel sorun olarak, bireysel başvuru mercii olarak Anayasa Mahkemesi’nin geçmişte, şiddet, İnternet sansürü ve keyfi davalar gibi gazeteci haklarıyla ilgili aldığı pek çok olumlu kararın ilk derece mahkemelerce görmezden gelindiğine ve ihlal üreten döngünün kırılamadığına dair fikir de sağlıyor. Nitekim, son üç ayda üç başvuruda toplam 39 bin TL’lik tazminata hükmeden AYM’ye, tutuklu Merdan Yanardağ ve 18 Kürt gazeteci de başvurdu. Benzer şekilde, Anayasa Mahkemesi’nin online haberciliğe dönük erişim engelleriyle ilgili düzenleme talep ettiği ve bir yıl süre tanıdığı TBMM de kayıtsız kaldı.
Son olarak Avrupa Parlamentosu da, RSF'nin 180 ülkeyi kapsayan Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde 165. Sıraya gerileyen Türkiye ile ilgili son raporunda, uzun süredir temel özgürlükler, medya özgürlüğü ve hukuk devletinin geliştirilmemesini nedeniyle “yol ayrımı”na işaret etti; “üyelik dışında bir yol”u çözüm olarak gösterdi.
Üç ayda 206 sanık gazeteci
Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında en az 148 gazetecinin adı Türk Ceza Kanunu (TCK), Terörle Mücadele Kanunu (TMK), 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu gibi düzenlemeler temelinde açılan veya yürütülen yargılamalarda geçti. Bu gazetecilerden 97’si “örgüt üyeliği” ve “örgüte yardım” suçlamasına maruz iken, 29’u “örgüt propagandası” veya “terörle mücadele eden görevliyi örgüte hedef göstermek” iddiasıyla kovuşturmaya konu oldu. Dönemin sanık gazetecilerden 12’si “devlet kurumlarını aşağılamak” suçlamasıyla, 12’si de “polise direnme” veya 2911 Sayılı Kanun’a muhalefetten yargılanıyor. Bu dönemde, en az üç haberciye açılan “dezenformasyon” yargılaması da sürüyordu.
Bu dönemde, 30 gazeteci “hakaret” ve “kamu görevlisine hakaret”, 17’si “Cumhurbaşkanı'na hakaret” suçlamalarıyla ceza davalarına konu oldu. Bu durumda üç aylık raporun işaret ettiği, sanık gazeteci sayısı 206’yı buluyor. Ayrıca, üç haberci de toplam 420 bin TL’lik tazminat talepli davadan yargılandı.
Fidan, Gürlek ve Bircan TMK’ya sarıldı
Cumhuriyet gazetesinde çıkan “Boğazda Kaçak Var” haberinden dört haberciyi yargılatan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun dışında bu dönemde, eski İstanbul Başsavcısı ve şimdiki Anayasa Mahkemesi üyesi İrfan Fidan, Adalet Bakan Yardımcılığına atanan Akın Gürlek ile AK Parti’den siyasete atılamayınca hakimliğe geçen ve Gezi Dosyasında cezalara imza atan hâkim Murat Bircan, “hızlı yükselişleri”ni veya “yanlış” uygulamalarını yazan gazetecileri, “terörle mücadele eden görevliyi örgüte hedef göstermek” şikayetleriyle sindirmeye çalışıyor.
Bunun son örnekleri, Gerçek Gündem sitesi editörü Furkan Karabay ve sitenin sorumlu müdürü Faruk Eren; ANKA Haber Ajansı yazı işleri müdürü Mansur Çelik; Bianet sitesi editörü gazeteci Ayça Söylemez ve Sözcü Gazetesi yazarı İsmail Saymaz oldu.
TMK’nın 29 sanığından biri de, tutuklu olarak 4 Ekim’de mahkemeye çıkacak olan Tele1 genel yayın yönetmeni Merdan Yanardağ. Gazeteci, iktidarın hapisteki PKK lideri Abdullah Öcalan’la daha şeffaf bir politika izlemesi gerektiğini savunduğu için “terör örgütü propagandası” ve “suçu ve suçluyu övme” suçlamalarıyla yargılanacak.
Gazeteci tutuklamaları, politik konjonktür gereği
Yirmi kadar gazetecinin meslekleriyle sınırlı faaliyetler nedeniyle hapishanede olduğu Türkiye’de, son üç ayda Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Fırat Can Arslan ve gazeteci yazar Barış Pehlivan hapsedilirken 27 Haziran’da tutuklanan TELE1 Genel Yayın Yönetmeni ve BirGün gazetesi yazarı Merdan Yanardağ'ın tutukluluğuna yapılan iki itiraz da reddedildi.
Gazetecilere yönelik gerek tekil gerekse toplu konjonktürel politik tutuklamalara (Haziran 2022’de Diyarbakır’da tutuklanan 15 Kürt medya temsilcisi) girişen Türkiye, sürece bağlı olarak, dünyada “en çok gazeteci tutuklayan ülkeler” kategorisine girip çıkıyor.
10 gazeteciye gözaltı, müdahalede sertlik
Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında altısı kadın en az 10 gazeteci mesleki faaliyetleri nedeniyle çeşitli sürelerle dört değişik kentten gözaltına alındı. Son dönemde, medya temsilcilerine yönelik plastik kelepçeli gözaltı veya şiddet yaygınlık kazanıyor. Habercilerden dördü, Diyarbakır Adliyesi’nde 16 gazetecinin dosyasına bakan savcı ile davaya bakan eşinin tayinlerini haberleştirdikten sonra gözaltına alındı. Foto muhabiri Berkcan Zengin ve gazeteci Zeynep Kuray da, İzmir Bergama'daki Agrobay Seracılık'ta çalışan işçileri haberleştirirken alıkonuldu.
Geçen yılın aynı döneminde üçü kadın, biri LGBTİ+ en az beş medya temsilcisi gözaltına alınmıştı. Bir kez daha Zeynep Kuray’ın görev yapması, İstanbul’da inşaat işçilerinin eylemini izlerken engellenmişti.
10 gazeteciye saldırı; yaygınlaşan “dini” tehdit
Son üç ayda ikisi kadın en az 10 gazeteci saldırıya uğrarken ikisi de ölüme tehdit edildi. Haziran’da Bitlis Tatvan’da Sinan Aygül’ün belediye korumalarınca ağır şekilde darp edilmesinin bir benzeri Urfa Viranşehir’de yaşandı. Ağustos sonunda Viranşehir Belediye Başkanı Salih Ekinci'nin koruması ve akrabası, belediyeye dair yolsuzluk iddialarını yazan Viran TV yayın yönetmeni Mehmet Karakeçili’yi darp etti. Geçen yılın aynı döneminde en az 20 gazeteci, çoğunlukla polis ve MHP çevrelerinin saldırısına uğramıştı.
Belediyeler gibi yerel yönetimlere bağlı çalışanlar, bu şekilde habercileri sindirmeye çalışırken, son üç ayda gazetecileri ölümle tehdit eden çevrelerde, BirGün gazetesi muhabiri İsmail Arı, Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Bilal Güldem örneklerinde olduğu gibi, tarikat, Cemaat ve Cihatçı örgütler dikkat çekti. Mayıs 2022’de Kısa Dalga için yaptığı haberden sonra gazeteci Hale Gönültaş’ın Tevhid Grubu’nca tehdit edilmesine ilişkin şikayette dava açılmaması cezasızlığa güvenenleri cesaretlendirecek nitelikteydi.
Muğla Milas’a bağlı Akbelen Ormanı’na açılmak istenen maden sahasına karşı köylülerin direnişini izleyen dört haberciye şiddet ve yakın mesafeden sıkılan biber gazı, yetkililerin ve jandarma görevlilerinin çevre haberciliğini hiçe sayan örneklerinden oldu.
Cezasızlığı kırmak güçse de gazeteci pes etmiyor!
Son üç ayda, gazetecinin şiddete karşı hakkını aramasındaki muazzam güçlüğün, sıra medya temsilcisine yönelik şikayetlere ve onları yargılamaya gelince ortadan kalktığını acı şekilde gösteriyor.
AFP foto muhabiri Bülent Kılıç’ın işkenceyle gözaltına alınması, bianet sitesi eski muhabiri Beyza Kural’ın ters kelepçeli şekilde ekip aracında tutulması, Yeniçağ gazetesi köşe yazarı Yavuz Selim Demirağ'ın 10 Mayıs 2019'da Ankara'daki evinin önünde ağır şekilde darp edilmesi, Tatvan Belediye Başkanı Mehmet Emin Geylani’nin silahlı iki korumasının Sinan Aygül’e ağır şekilde saldırması, Kısa Dalga haberinden sonra Hale Gönültaş’a yönelik ölüm tehditlerine takipsizlik verilmesi; Baro başkanlarının Çoklu Baro Yasası’na yönelik protestoları izlemek isteyen gazeteci Sibel Hürtaş’ın alıkonulması, Şarköy’ün Sesi gazetesi yetkilileri Yakup Önal ve Deniz Önal’a yönelik şiddet ve daha pek çok örnek bu güçlüğe ve çifte standarda işaret ediyor.
Buna karşın gazeteciler pes etmiyor! Cumartesi Anneleri/İnsanlarının eylemini takip ederken polisin darp ettiği dokuz8 sitesi muhabiri Fatoş Erdoğan da hukuka aykırılıkları son dönemde mahkemeye taşıyan gazeteciler listesine katıldı.
17 gazeteci “Cumhurbaşkanı” sanığı, 9 yılda 74’ü mahkum
Son üç ayda en az 17 gazeteci ve karikatüristin adı (Merdan Yanardağ, Sedef Kabaş, Barış Pehlivan, Ozan Alper Yurtoğlu, Ahmet Sever, Deniz Yücel, Baransel Ağca, Julien Serignac, Gerard Biard, Laurent Sourisseau, “Alice”, Hakkı Boltan, Ramazan Yurttapan, Haydar Ergül, Erk Acarer, Rüstem Batum ve Hayko Bağdat) “Cumhurbaşkanı’na hakaret” gerekçesine dayandırılan davalarda geçti. Bu dosyalardan istenen ceza toplamı 79 yıl 4 ay hapsi buluyor. Ayıca, yakın zaman bu suçlamadan beraat eden gazeteci yazar Levent Gültekin hakkında, Halk TV’de yaptığı bir değerlendirme nedeniyle yeni bir soruşturma açıldı.
Son üç ayda bu dosyalardan mahkumiyet kararı tespit edilemedi. Ne yazık ki, “Cumhurbaşkanına hakaret” maddesinin yürürlükten kaldırılmasına dair Venedik Komisyonu tavsiyesi ve AİHM’in Ekim 2021 tarihli Vedat Şorli mahkumiyeti varken “Cumhurbaşkanı’na hakaret” maddesine dayanan yargılamalar sürüyor. Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı seçildiği Ağustos 2014'ten bu yana hapis veya para cezasına mahkum edilen gazetecilerin sayısı 74'ü buldu.
114 online haber ve VOA Türkçe’ye yasak
Temmuz ve Eylül döneminde Sulh Ceza Hakimlikleri veya Erişim Sağlayıcıları Birliği; yolsuzluk, rüşvet, kayırmacılık ve inanç istismarı gibi konu ve iddiaları gündeme getiren veya eleştiren en az 114 online habere erişim engeli getirdi.
Erişim engellemelerinde “kişilik hakları” gerekçesi yaygınken Sulh Ceza Hakimliğinin devreye girdiği konulardan biri, Yargıtay üyesi Yüksel Kocaman’ın Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya yakın olduğu belirtilen Ayhan Bora Kaplan ile ilişkili olduğu iddiasına yer veren Cumhuriyet, BirGün ve Halk TV sitelerinde de çıkmış haberlerdi. Bu dönemde yasaklar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğulları Burak ve Bilal Erdoğan ile Artaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Çetinsaya gibi sermaye çevreleri için devreye girdi.
Ankara 9. Sulh Ceza Hakimliği ise, RTÜK’ün talebiyle lisans başvurusu yapmadığı gerekçesiyle Voice of America (VOA) Türkçe haber sitesine erişim engeli getirdi.
Baskı oldukça tek umut Anayasa Mahkemesi!
Son üç ayda Anayasa Mahkemesi (AYM), “Cumhurbaşkanı’na hakaret” ve “suç ve suçluyu övmek”ten yargılanan Evrensel gazetesi köşe yazarı İhsan Çaralan, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün basın danışmanı ve gazeteci Ahmet Sever ve BirGün gazetesine yazdığı “Her Devrin Kasası Mehmet Cengiz” yazısının yazarı Aykut Erdoğdu'nun “ifade özgürlüğü hakkının ihlal edildiğine” hükmetti. Aydoğdu’nun dosyasında 39 bin TL tazminata hükmedildi.
Gazeteci başvurularında kimi dönemlerde karara az gidildiği gözlense de, yerel yargıda ihlallerin yoğunluğu AYM’e rağbeti azaltmıyor: Tutuklu gazeteci Merdan Yanardağ ve hapsedilen 18 Kürt medya çalışanı da bu dönemde AYM’ye başvurdu. Musa Anter Cinayetinin zamanaşımından düşürülmesi kararından sonra, şimdi de Hrant Dink cinayetinde kamu görevlilerini kapsayan davadaki “hukuksuzluklar ve eksiklikler” AYM’ye taşındı.
Diğer yandan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) gazetecilik hakları açısından son üç ayda verdiği herhangi bir karar tespit edilemedi.
RTÜK’ten 15 milyon TL’lik ceza
Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Temmuz, Ağustos, Eylül 2023 döneminde haber ve program yayınlarından dolayı TV kuruluşlarına ve radyolara toplam 10 kez idari para cezası ve iki kez yayın durdurma cezası verdi. Kurul, TV kuruluşlarına toplam 14.718.114 TL idari para cezası verdi. RTÜK, rapor döneminde radyolara bir kez 85.738 TL idari para cezası verdi.
Kurul, tutuklu gazeteci Merdan Yanardağ’ın Kürt Sorunu’na ilişkin sözlerinden Tele1’e yedi gün yayın durdurma ve üst sınırdan idari para cezası vermekle kalmadı; talebiyle Voice of America (VOA) Türkçe haber sitesine Sulh Ceza Hakimliği eliyle erişim engeli de getirildi. Halk TV’ye de, milletvekillerin gündeme ilişkin tepkilerini yayına yansıdığı gerekçesiyle verilmiş beş program durdurma cezasını da işletti.
Üç ayda 45 işten çıkarma
En az 45 gazeteci, köşe yazarı ve medya çalışanı, son üç ayda işten çıkarıldı veya yayın politikası veya ekonomik küçülme gibi gerekçelerle çalıştığı kurumdan ayrılmak zorunda kaldı. Bu rakam geçen yılın aynı döneminde sekiz idi.
Sputnik Türkiye Bürosu, Demirören Medya Grubu, Independent Türkçe sitesi işten çıkarmaların yaşandığı işyerleri olarak kamuoyuna yansırken TRT'nin açığa alınan savaş muhabiri Elif Akkuş ise hakları için hukuk mücadelesi veriyor.