"Çocuklara verilen haklar uygulamaya konulmadan geri alınmak isteniyor. Halen yasağa rağmen birçok yerde çocuklara kelepçe uygulaması sürüyor."
Çocuk hakları savunucuları, suça itilen çocukların sayısındaki artış ve güvenlik gerekçeleriyle kelepçe yasağının yeniden gündeme getirilmesinin, problemi çözmekten çok, çocukları suça iten nedenlerin üstünü örtmeye yönelik politikaların uzantısı olduğu görüşündeler.
Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı 2. Başkanı Nevin Özgün, Sokak Çocukları Rehabilitasyon Derneği Başkanı Prof. Dr. Oğuz Polat, Özgürlüğünden Yoksun Gençlerle Dayanışma Derneği (Öz-ge Der) Başkanı Berin Çanlı ve Antalya Barosu Çocuk Hakları Merkezi'nden Avukat Yasemin Onat, Emniyetin çocuklara yeniden kelepçe takma isteğini bianet'e değerlendirdi.
Emniyet: Özgürlüklerle güvenlik arasındaki denge güvenlik aleyhine bozuldu
Emniyet Genel Müdürlüğü Asayiş Daire Başkan Yardımcısı Cengiz Zeybek'in kaleme aldığı "Yeni Yasal Düzenlemeler Doğrultusunda Asayiş Suçlarının İstatistiksel Analizi" başlıklı raporda, ceza yasalarında yapılan değişiklikler sonucu, özgürlüklerle güvenlik arasındaki hassas dengenin, güvenlik aleyhine bozulduğu iddia ediliyor.
Bu değişikliklerin, polisin yetkilerini kötüye kullanacağı önyargısıyla yapıldığı savunulan raporda, çocuklara yeniden kelepçe talebi şöyle gerekçelendiriliyor:
"Kelepçe kullanımı önleyici bir tedbir. Birçok ülkede şüphelilere kelepçe takmak, polis ve sevk edilen kişinin güvenliği için vazgeçilmez. Adalet Bakanlığı önünde vurulan canlı bomba 18 yaşından küçük olsaydı ve sağ yakalansaydı, şahsa kelepçe takılmaksızın doğrudan çocuk şubesine, buradan da savcıya götürülecekti."
Polat: Suç artışını çocuklara bağlamak kabul edilemez
Prof. Dr. Polat, emniyetin kelepçe takma isteğinin altında "çocuklara yetişkin gibi ceza verilsin" anlayışının bulunduğunu ve bunun kabul edilemeyeceğini söyledi ve ekledi:
"Suç sayısı, çocuklara kelepçe takılmaması gibi nedenlerden dolayı artmıyor. Bu sorunun kökeninde, suça karışmış çocukların rehabilitasyonun yapılmaması, toplumsal eşitsizliğin ve yoksulluğun gün geçtikçe artması gibi nedenler var."
Çocukları gözeten uygulamaların tartışma konusu yapılarak, asıl problemin gözden kaçırılmaya çalışıldığını ifade eden Polat, bütün illerde çocuk mahkemeleri kurulmasına ilişkin kanunun üzerinden 10 yıl geçmesine karşın, halen sadece 11 ilde çocuk mahkemesi bulunmasının da bir eksiklik olduğunu ifade etti.
Çanlı: "Çocukları damgalıyor ve psikolojik olarak incitiyor"
Çanlı, suça itilen çocukların birey ve çocuk olarak gereksinimlerinin güven ortamı olduğunu, bunun kelepçeyle sağlanamayacağını söyledi.
"Kelepçenin, ne olursa olsun, çocuklar için kullanılmaması gerekiyor. Saldırgan, iri kıyım, uyuşturucu etkisi altında olduğu bahanesiyle dahi bu tür uygulamaların yapılmaması, çağdaş, insan haklarına uygun tekniklerin kullanılması gerekiyor. Kaldı ki, mahkemelerle cezaevleri arasındaki sevk sırasında bu gerekçe tamamen geçersiz kalıyor."
Çalıştıkları çocuklardan kendilerine gelen şikayetlerin, kelepçe uygulamasının sürdüğü yönünde olduğunu belirten Çanlı, "Her şeyden önce, yetişkinlere de uygulandığı takdirde insanlık dışı bir muamele olarak kabul edilen kelepçe kullanımının acil olarak durdurulması gerekiyor" dedi.
"Kelepçeler aşırı sıkıldığı için çocukların bileklerinde uzun süreli izlerin oluşmasına neden olabiliyor. Fiziksel olsun olmasın, bu yaralamanın bir diğer yönü, yargı ya da infaz sonrasında tahliye olan çocukların damgalanması ve psikolojik olarak incinmeleri."
Özgün: Öncelik her zaman çocuğun üstün yararı
Nevin Özgün, -suça karışmış olsa da- önceliğin her zaman, "çocuğun üstün yararı" olması gerektiğini söyledi.
Kelepçe uygulamasının hiçbir şekilde gündeme getirilmemesi gerektiğini vurgulayan Özgün, çocukları suça iten örgütlerle mücadele edilmesi gerektiğini ifade etti.
Onat: Polis, kelepçe önermek yerine, uzmanlaşmış personelle çözüm geliştirmeli
Onat, emniyetin kelepçe takma talebi yerine, polisin çocuk konusunda meslek içi eğitimle uzmanlaşmış personelin katkısıyla, çocuğun yararını gözeten başka önlemler geliştirmesi gerektiğini ifade etti.
Çocuk Koruma Kanunu'nun, "Çocuğun Nakli" başlıklı 18. maddesi şöyle:
"Çocuklara zincir, kelepçe ve benzeri aletler takılamaz. Ancak zorunlu hallerde çocuğun kaçmasını, kendisin veya başkalarının hayat veya beden bütünlükleri bakımından doğabilecek tehlikeleri önlemek için kolluk tarafından gerekli önlemler alınabilir."
Onat, bu maddenin zorunlu hallerde bile bu tip aletlerin takılmamasını söylememesinin bir eksiklik olduğunu, kolluk kuvvetlerinin bunu her durumda kendilerine gerekçe yaptıklarını söyledi.
Avukat Onat, kelepçe ve zincir takılmasını yasaklayan ve şu an yürürlükte olan Çocuk Koruma Kanunu'nun ve ilgili uluslararası sözleşmelerden Çocuk Adalet Sisteminin Uygulanması Hakkında Birleşmiş Milletler Asgari Standart Kuralları (Pekin İlkeleri), Özgürlüğünden Yoksun Bırakılmış Çocukların Korunmasına İlişkin Birleşmiş Milletler Kuralları'nın (Havana Kuralları) tarif edildiği gibi uygulanmadığını söyledi.
Onat, mahkeme koridorlarında çocuğun kendisine veya çevresine zarar verme ihtimali dahi olmayan durumlarda, hâlâ kelepçeyle dolaştırıldığında tanık olduğunu söyledi.
"Yasal dayanak açıkken hâlâ bu şekilde davranılması ve birtakım yollarla uygulanmayan yasal dayanağın da şu anda uygulanan düzene dönüştürülmesi çabaları, çocukların onurunu kırmak, kişisel özelliklerini yok saymak için midir?
"Yoksa istenen, çocuğu sevk eden kolluk kuvvetine mensup kişilerin sayısının kalabalık olmasına rağmen, tek bir çocuğu dahi kelepçesiz, zincirsiz taşıyamayacaklarını, çünkü çocukların tehlikeli olduklarını mı göstermektir? Unutulmamalı ki çocuklar tehlikeli değiller, tehlikedeler." (KÖ)