2012'de Fransa'da yapılacak 6. Dünya Su Forumu'na hazırlık olarak düzenlenen 2. İstanbul Uluslararası Su Forumu, Haliç Kongre ve Kültür Merkezi'nde protestolarla başladı.
Suyun Ticarileşmesine Hayır Platformu (STHP), 12 dilde "Su hayattır satılamaz" yazılı pankartlarla forumu protesto etti. Kongre merkezi önünde polis barikatıyla karşılaşan platform üyeleri yaptıkları basın açıklamasında "2009 yılında yapılan dünya su formunun hemen ardından ortaya çıkan ve yapım aşamasına gelen HES'lerin sayısı bugün iki bin sayısını bulmuş durumda. Şimdide halkın yaşam kaynağı olan suyun peşinde bunu başaramayacaklar, izin vermeyeceğiz" dedi.
2. İstanbul Uluslararası Su Forumu, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ), İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) ve 5.Dünya Su Forumu Sekreteryası tarafından 3-5 Mayıs'ta gerçekleştiriliyor.
Forumun bu seneki ana teması Orta Doğu ve Kuzey Afrika, Orta Asya, Doğu Avrupa ve Türkiye bölgelerinin su sorunlarının tartışılacağı "Bölgesel Su Sorunları ve Çözüm Arayışları- Bir İstanbul Bakışı."
"Şirketler metalaştırılacak yeni alanlar belirleniyor"
bianet'e konuşan STHP'den Prof. Dr. Beyza Üstün, bu forumların birinci amacının metalaştırılacak yeni alanların tespiti, ikinci amacının da elde edilen metalarının dağıtımının organizasyonu olduğunu söyledi. Üstün, doğanın yok edilmesine enerji ihtiyacının gerekçe gösterildiğini ama halkın doğanın tahribine göz yummayacağını ifade etti.
* Şirketlere devredilen dere parçacıklarının sayısı 2000'i geçti. Türkiye'deki bütün dereler diyebiliriz. 2006'daki Dünya Su Forumu'nun ardından Türkiye'deki bütün dereler, onlara bağlı olan regülatör, kanal yerleri, orman ve meranın içinden geçen alanlar şirketlere devredildi. Buna gerekçe olarak elektrik ihtiyacı gösterildi.
* Termikten nükleere kadar doğanın ticarileştirilmesi sürecine bakarsak tüm kıyılar, meralar, ormanlar, tarım alanları şirketlere herhangi bir işletme gereği devrediliyor.
* Su Forumu'nun birinci amacı Balkan ülkelerine, Batı Asya ve Kuzey Afrika ülkelerine şirketlerin HES yapması için organizasyon.
* İkinci amaç, Türkiye'de elde edilen su ve enerji metasının bu harita üzerinde dağıtım organizasyonunun belirlenmesi.
* Şirketler "biz bu ülkelerin su ihtiyacını karşılayacağız" iddiasıyla buradalar. Yani öncelikle metalaştıracakları yeni alanları tespit ediyorlar, Türkiye'den metalaştırdıklarını nasıl dağıtacaklarının organizasyonunu yapıyorlar.
* Su Konseyi'nin sponsorlarının tamamı şirketlerden oluşuyor. Buna ek olarak bu özel şirket-kamu işbirliğinin kamu ayağını oluşturan İSKİ, İBB gibi devlet kurumları var.
* Doğayı ticarileştirmeleri zor. Karşılarında halkı bulacaklar. Bizim kaybedecek birşeyimiz yok, çünkü biz kaybedeceklerimizi görüyoruz. Ben birkaç senelik yaşamımın kalitesi için bütün nesillerin ve doğanın tahribine göz yummam, kimse de yummaz. Dolayısıyla bunun karşısında duracağız.
Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu, yarın (5 Mayıs) saat.13.00'de TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi'nde Su Forumu'nda alınan kararların değerlendirileceği çalıştay düzenliyor. Çalıştayın ardından saat 18.00'de Galatasaray Lisesi önünde bir açıklama yapılacak.(ÇT/ŞA)