"Üç tarafı denizlerle çevrili bir ülkede içme suyuna para vermek komik geliyor. Bu durum bana Nasrettin Hoca'nın fıkrasını hatırlatıyor; yağ var, un var, şeker var ama helva yok."
Esnaf Ali Özer, "Su hayatın her alanında çok gerekli bir şey ama giderek lüks haline dönüşüyor" dedi.
İstanbul Beyoğlu'nda konuştuğumuz insanların hepsi Özer'le benzer şeyleri söyledi:
"Soyan devlet soyulan biz"
"Su faturaları belimize yük zaten. Bir de üstüne içme suyuna para veriyoruz. Hayatın her alanında suya ihtiyaç duyuyoruz ama suyu da lüks tüketim ürünü haline getirdiler."
Son aylarda 30 liranın altında su faturası ödemediklerini söyleyen Özer üç kişilik ailesinin sadece kullanım suyuna bu kadar para vermesinin bile ekonomilerini zorladığını belirtti.
Şükran Artemiz de Özer gibi üç nüfuslu ailesinin idareli kullanmalarına rağmen 40 liranın altında fatura ödemediklerini kaydetti.
"Üstüne bir de içme suyu parası eklenince belimizi daha da büküyor. Biz bunlarla uğraşırken hükümet Su Forumu düzenleyip suyumuzu satışa çıkartıyor hem de şehir trafiğini felç ediyor."
Devlet tiyatrosu sanatçısı Sema Çeyrekbaşı içme suyuna para veriyor olmasını "korkunç" olarak niteliyor.
"Son aylardaki faturalar artk tahammül edilebilir boyutlarda değil."
Çeyrekbaşı, bugün başlayan Dünya Su Forumu'na ev sahipliği yapan hükümete şu sözlerle sesleniyor:
"Bırakın suyu satmayı da boşa akan suları, patlak boruları tamir etmek gibi daha hayati şeylerle uğraşın."
Türkan Özaydın ev kadını. Tek yaşamasına rağmen 40 ile 55 lira arasında su faturası ödediğini aktarıyor ve şöyle diyor:
"Yaşlı ve hastayım. Faturalara itiraz edeceğim ama nereye başvuracağımı da bilmiyorum. Ama insan tek başına 50 liralık suyu nasıl harcar aklım almıyor. Bu işte bir iş var bence."
Suyu çay yapmaktan bulaşık yıkamaya kadar neredeyse her yerde kullandığını belirten Özaydın, "Valla temizlikte suyu az kullanayım demiyorum. Temizlenmiyor yoksa. Ama muslukları sıkıyorum, boşa akmamasına dikkat ediyorum" şeklinde konuştu.
İçme suyuna para vermenin kanına dokunduğunu ifade eden Özaydın, "Eninde sonunda soyulan biz soyan da devlet oluyor" dedi.
"Bursa'da çeşmeden içilen su İstanbul'da neden parayla?"
"Biz iki kişi yaşıyoruz. Evde durduğumuz zaman bile çok sınırlı. Buna rağmen gelen faturaya bakanlar hamam işlettiğimizi sanırlar."
Tiyatrocu Tufan Hüseyin Aslan da diğer Beyoğlulularla aynı fikirde; "İçme suyuna para ödemek kanıma dokunuyor."
Aslen Bursalı olduğunu belirten Aslan şöyle devam ediyor konuşmasına:
"İstanbul'a birkaç saat uzaklıktaki Bursa'da herkes çeşmeden içiyor suyunu. Ama biz burada her gün 6-7 lira içme suyuna ödemek zorunda kalıyoruz. Burada bir adaletsizlik ve yanlış olan bir şey var."
Suyun küresel ısınma nedeniyle yakın zamanda petrolden daha değerli bir şey olacağını kaydeden Aslan Dünya Su Forumu'na ve suyun ticarileşmesiyle ilgili yapılanlara şaşırmıyor:
"İstanbul dünyanın en büyük ticari platformlarından biri haline geldi. Sermayeye maşalık yapması normal. Artık öyle bir durumdayız ki patronlar sudan da para kazanacak planlar yapmasalardı şaşırırdım." (BÇ)