Bu aşamadan sonra hükümet kurma görevi Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Talat'a verilebilir mi?
Cumhurbaşkanı bu görevi tevdi etse bile Talat bunu kabul edip bir hafta veya 10 gün daha yeni bir hükümet için çaba harcar mı?
Doğrusu bu aşamadan sonra gösterilecek çabalar, seçimi birkaç hafta daha geciktirmekten başka bir işe yaramayacak.
Şimdi artık seçim zamanıdır ve halk zaten kendini buna hazırlamıştır.
Elimizdeki sonuçlar
Yeni bir hükmet oluşturmak için gösterilen çabalar, elimizde bazı siyasal sonuçların birikmesine neden oldu. Belki hükümet kurulması ile sonuçlanmadı ama hükümet kurma çabaları, önümüzdeki dönemde tercih yaparken kullanabileceğimiz parametreler üretmesi bakımından yararlı oldu.
Bu çabalar sonunda bazı politik sonuçlara ulaşmış olmamız gerekir:
24 Nisan referandumunun sonucu bütün partilerimiz için bağlayıcıdır. Artık eski argümanlara dönmek, "KKTC'yi tanıtacağız" veya "bir karış toprak vermeyiz" demek mümkün değildir.
Kimi dostlarımız kızacak, kimileri üzülecek ama yeni bir koalisyon oluşturma çabalarının ürettiği ve bundan sonraki iç siyasal yaşamamızı etkileyecek sonuçlar ise şöyle özetlenebilir:
Şimdiki şekli ile kaldığı sürece UBP koalisyon ortağı bulmakta zorlanacaktır.
Koalisyonların oluşmasında, siyasi partilerin ifade ettikleri fikirlerin yakınlığı kadar, parti liderlerinin kişisel yakınlığı da önemli bir rol oynamaktadır.
Sol partilerin bir koalisyon çatısı altında birleşmesi için sadece "barış ve çözüm" istemek yetmiyor; Kıbrıs sorununu ele alış tarzlarını birbirlerine yakınlaştırmaları da gerekiyor.
Partilerimizin Kıbrıs sorununa bakışları ne kadar farklı olursa olsun, bazı ortak sonuçlara varmak ve siyasi etkinliğimizi bu temel üstünde sürdürmek mümkündür.
Seçim argümanları
Bu noktadan sonra, erken bir genel seçim kaçınılmaz olduğuna göre, siyasi partilerimizin, birkaç oy uğruna yukarıdaki gerçekleri görmezlikten gelmemesi ve seçim çalışmalarını bu gerçekler üzerine bina etmeleri yararlı olacaktır.
Hükümet kurma çalışmaları içinde yalnızlığı kanıtlanmış olan UBP liderleri, "yenilendik" demekle yenilenmiş sayılamayacaklarını, yenilenmiş olduklarını pratikte de kanıtlamalarına ihtiyaç duyulduğunu mutlaka dikkate almalıdırlar.
UBP'nin CTP'ye yaptığı öneri, UBP'nin gerçek bir yenileşme hareketi yaşamasını takip etmiş olsaydı, politik sonuçları mutlaka çok daha farklı olacaktı. Gerçekten yenilenmiş bir UBP'nin ayni doğrultuda yapacağı öneriler CTP tarafından görmezlikten gelinemeyecek veya bu önerileri dikkate almayan CTP büyük bir bedel ödemek durumunda kalacaktı.
Bu süreçten sol partilerin de alması gereken dersler vardır. Sol partiler, "barış ve çözüm" istemlerini dile getirmekle yetinemezler. Bu toplumun yönetim kademelerinde görev alabilmek için, barış ve çözüm için mücadele ederken, Rum Yönetimi ile muhatap olacaklarını da dikkate almak zorundadırlar.
Çok açık görüldü ki, CTP ile BDH arasındaki tutum farklılıkları, ayni hedefleri gözettiğini söyleyen bu iki partinin bir koalisyon çatısı altında buluşmasını engellemiş veya zorlaştırmıştır.
Açıkça söylenmemiş ve hala daha da söylenmiyor olsa bile, bu tutum farklılığının esas olarak, KKTC Hükümetinin barış ve çözüm için neler yapması gerektiği sorusuna iki partinin farklı yanıtlar vermesinden kaynaklandığı da ortadadır.
Ayrıntılara girerek çok daha fazla şeyler yazmak mümkündür. Ama önümüzdeki seçimlerin bu çerçevede geçeceğini ve seçim sürecinin zaten başlamış bulunduğunu düşünüyor ve şimdiden, seçim sonuçlarının Kıbrıslı Türklere faydalı olmasını diliyorum. (HE/BB)