Türk Silahlı Kuvvetleri eşcinselliği "ruh hastalığı" olarak tanımlıyor; eşcinsellerin askerlikten muaf tutulması için "pornografik görüntü" istiyor.
Ordunun eşcinselleri "insan yerine koymayıp aşağıladığını" söyleyen eşcinsel örgütleri kişinin beyanının yeterli olması gerektiğini söylüyor.
İnsan hakları savunucuları uygulamanın kişilik haklarının ihlali olduğunu; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurulabileceğini belirtiyor.
Total retçi Tarhan zorla askere alınmak isteniyor
Vicdani/total retçi Mehmet Tarhan 'ın geçtiğimiz cuma günü zorla askere alınmak üzere gözaltına alınarak Sivas'taki Askeri Cezaevi'ne kapatılması üzerine "zorunlu askerlik", "eşcinsellerin askere alınması" ve "vicdani ret" tartışmaları tekrar gündeme oturdu.
Tarhan, halen Askeri Mahkeme'ye çıkarılmak üzere kapatıldığı hücrede beklerken, hukukçular ve hekimlere göre, uygulama ne hukuka, ne insan haklarına, ne de etiğe uygun.
"Şiddetin her türlüsü insanlık suçudur" diyerek 2001 yılında vicdani reddini açıklayan Tarhan, bu tarihten beri sivil itaatsizlik eylemlerini sürdürüyor. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Kaos GL, Türkiye'de "vicdani ret" hakkının tanınmadığını belirterek, bu hakkını kullanan kişilere tutuklama ve hapisle karşılık verildiğini belirtiyor.
Örgütün açıklamasında, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin eşcinselliği hastalık olarak kabul ettiği, eşcinsel subayları işten attığı ve eşcinsel askerleri raporladığına dikkat çekiliyor, "Türkiye, eşcinselliği hastalık olarak gören tek NATO ordusuna sahiptir" deniliyor.
Mehmet Tarhan'ın eşcinsel olmasından dolayı askeri psikiyatrinin kendisine verebileceği "çürük" raporu ile "askerlik sorunu"ndan kurtulma tercihini kullanmayacağını anlatan Kaos GL'den Ali Erol, buna karşın ordunun bu yolu zorlayacağı izlenimi edindiklerini kaydediyor.
Erol şunları söylüyor:
"Erkeklik ve askerlik sarmalı ile kuşatılmış olan Türkiye toplumunda cinsiyetçilik ve homofobi eksik olmadı. Militarist kurumlar, eşcinsellere hele askerlik sözkonusu olduğunda pervasızca yaklaştı; eşcinselleri aşağıladı, yaraladı ve hayatı zehir etti. Kadınların ve eşcinsel erkeklerin dışlanması, erkeklik ideolojisinin bir sonucudur. Bu ideoloji ve onun hayat bulduğu kurumların başında gelen ordu, eşcinselliği 'ibnelik'ten ibaret gördüğünden eşcinsel bireyi, insan yerine koymayıp aşağılar; ruhuna ve kişiliğine saldırır. Hakaret eder, değersizleştirir".
Eşcinsellik orduya göre "ruh hastalığı"
"Homoseksüalite, transvestizm ve diğerleri", Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliği'nde "psikoseksüel bozukluk" diye tanımlanıyor.
"Hastalıklar ve Arızalar Listesi" başlığı altında ele alınan Madde 17'de, "Bu fıkralarda gösterilen hastalık ve arızası bulunan kişiler için TSK'de görev yapamaz" kararı veriliyor.
Yani kanuna göre eşcinsellik bir "ruh hastalığı". Bir kişi "abartılı ve çok belirgin" yani alenen eşcinselse askerlik yapamayacağı karar altına alınıyor.
Kanıt: Pornografik görüntü
Bir eşcinselin askere gitmemek için "çürük raporu" alması gerekiyor. Ancak bu raporu almak hiç kolay değil. Lambda İstanbul'dan Çağdaş Babaoğlu "Bizler her şeyden önce psikoseksüel bozukluk gerekçesiyle askerlikten men edilmek yerine, kişinin beyanının yeterli olması gerektiğini savunuyoruz. Ama Türkiye'de işler böyle yürümediği gibi, askeri doktorlardan oluşan heyet, raporu vermek için akıl almaz yöntemler uyguluyor" diyor.
Örgütün kurduğu Danışma Hattı'na gelen telefonlar ve yüz yüze görüşmelerden elde edilen bilgilere göre, askeri heyet rapor için başvuranlardan, eşcinselliklerinin bir kanıtı olarak iç tüzük ve yönetmeliklerinde olmamasına karşın, "pasif anal ilişki" içinde olduklarını gösterir pornografik görüntü (yüzünün göründüğü fotoğraf veya video bandı) talep ediyor.
Askeri hekimlerin ve hastane personelinin eşcinsel ve transseksüellere karşı aşağılayıcı bir biçimde davrandıklarını anlatan Babaoğlu, anal ilişkinin bir kanıtı olabileceğini düşünen kimi hekimlerin, eşcinselliği makattan muayene ederek tespit etme girişiminde bulunduklarını anlatıyor.
* Eşcinsellerin askerlik süreciyle ilgili tanıklıklarına ulaşmak için buraya tıklayınız. (AK/EÜ)