Gazeteci Çalışlar, "PKK son gerçekleştirdiği eylemlerle Türkiye'de demokratikleşme ve Kürt halkının kimlik kavgası için yürüttüğü mücadeleye büyük zarar verecek bir yol izliyor," dedi.
SDP Genel Başkanı Koçali, son dönemde tırmanan olayların "şiddete zemin hazırlayan ve şiddetin kaynağının karışmasına neden olan bir ortama yol açtığını" belirterek Kuşadası patlamasının arkasından ortaya yeni bir örgütün çıktığı örneğini verdi.
"Sivilleri hedef alan her kimse insanlık suç işliyor" diyen İHD İstanbul Şube Başkanı Keskin ise, "Derin devlet ya da PKK'nin sivil halka yönelik eylemlerini kınıyoruz. Kaçırılan er Coşkun Kıradi'nin serbest bırakılmasını ve operasyonlar ile silahlı eylemlerin son bulmasını istiyoruz," diye konuştu.
Çalışlar:"Bölge halkı hayal kırıklığı yaşıyor"
Oral Çalışlar, son eylemlerle ciddi bir şekilde Kürt sorunu ve PKK meselesinin yeniden sertleştiği bir ortama girileceğinin anlaşıldığını düşünüyor.
Bölgeden yeni dönen Çalışlar, "altı yıldır süren ateşkes ve şiddet ortamından arınma sürecinde olumlu bir gelişme olmaması insanları hayal kırıklığına uğratmış," sözleriyle durumu aktarıyor.
"Yüksekova, Hakkari gibi kişi başına gelirin en düşük olduğu bölgelerde hiçbir adım atılmaması, yoksulluğun daha da artması şiddeti tetikleyen bir durum yaratıyor."
Çalışlar, yöreye gönderilen devlet görevlerinin ortama uygun, halkın endişelerini giderici çözüm üretmekten uzak olduğuna tanıklık ediyor.
"Kandil dağı bombalansa..."
"Örneğin askerlere çarşı izini yasaklayan ve bu yolla esnafı cezalandırdığını düşünen komutanlar var. Şehir halkıyla ve esnafla cepheleşerek işlerin çözülemeyeceğin çok gördük, bundan sonrada denemenin bir yararı yok."
Türkiye'de bazı çevrelerde, "Kandil Dağı'nı bombalarsak sorun çözülürmüş" gibi yaklaşımların bulunduğunu da değinen Çalışlar, "Sorun Kandil Dağı değil. Geçmişte de o bölgeye ve Kandil Dağı'na çok operasyon yapıldı. Ama çözüme ulaşılamadı" dedi.
"Çözümün Türkiye'nin içinden geçtiği unutulmamalı"
"Uluslararası durum Türkiye'de şiddet ortamını kışkırtıyor. Ancak yine de çözümün Türkiye'nin içinden geçtiği gerçeğini unutmamak gerekiyor" diyen Çalışlar şöyle devam etti:
* Kürtlerin kazanılması, daha anlayışlı bir psikolojik ortamın yaratılması, yörenin sorunlarının çözümü için acil adımların atılması, en azından bu konuda bir umut yaratılması gerekiyor.
* Bu şiddeti esas olarak Türkiye durdurabilir. Sorunu ciddiye alıp bunun toplumsal ve siyasi bir sorun olduğunu görüp ona uygun adım atmak gerekiyor. Bu işi asayiş sorunu olarak görmeye devam edersek şiddetten başka bir şey elde edemeyiz.
* Türkiye'nin hızla demokratikleşme adımlarını atması ve yöre halkının güveninin kazanılması şart.
"Fidan'ın öldürülmesinin üstü örtülemez."
Çalışlar, eski HADEP Genel Başkan Yardımcısı Hikmet Fidan'ın 6 Temmuz'da Diyarbakır'da başından vurularak öldürülmesini ise şöyle değerlendirdi:
"Hikmet Fidan'ın PKK'den koptuğu için öldürüldüğü yönünde ciddi veriler olduğu görülüyor. Geçmişte de buna benzer öldürme olayları yaşanmıştı. Bunlar üstü örtülecek görmezden gelinecek şeyler değil.
Farklı düşünenleri öldüren bir siyasetin o toplum yararına barışçı çözümler üretmesi düşünülebilir mi? Bu tür cinayetleri üzerine hep birlikte kararlıkla gitmeli ve bunu savunanlarla da aramıza ciddi bir sınır çekmeliyiz."
Koçali: "Üçüncü taraflarla barış yapılmaz"
SDP Genel Başkanı Koçali, yaşana ortamın tedirgin edici olduğunu belirterek, "Elbette bu ortam barış için çalışmanın zorunluluğuna bir kez daha dikkat çekiyor" dedi.
Koçali, "Üçüncü taraflarla barış yapılmaz. Aydınlar bu iş için uyarıcı olabilirler ama barış adına masaya oturamazlar" diye konuştu.
"Sorunun adı Kürt sorunu ve savaş olarak konumladığı içinde sözüm ona atılmaya çalışılan bütün adımlar, gerçekçi adımlar değil" diyen Koçali şöyle devam etti:
* Bütün bunlar patlayan mayınları, bombaları, asker ve gerilla ölümlerini önleyemez. Bize düşen görevde cesaretli olmak ve her zaman barış istemek.
* Bir siyasi af yerine pişmanlık yasaları yapılıyor. Köyünden göç edenlerin geri dönüşü güvenli biçimde sağlanamıyor. Savaştan zarar görenlerin zararları tanzim edilmiyor, koruculuk sistemi aynen sürüyor. OHAL kaldırılıyor yerine örtülü bir OHAL yaşanıyor. Güvenlik gerekçesiyle sivil halk zarar görüyor.
Keskin: "Şiddeti iç dinamikler durdurabilir"
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube Başkanı Eren Keskin, "artan şiddet ortamının Türk militarizminin istediği yönde şekillendiğini" düşünüyor.
"Sivilleri hedef alan her kimse insanlık suç işliyor" diyen Keskin, "Derin devlet yada PKK'nin sivil halka yönelik eylemlerini kınıyor" ve er Coşkun Kırandi'nin serbest bırakılmasını ve operasyonlarla silahlı eylemlerin son bulmasını istiyor.
"Aydınların yayınladığı metin önemli ama eksik. Geçen hafta bölgedeydim. Kulakları kesilmiş burunları oyulmuş gerilla cenazeleri geliyor. Bunları da görerek savaşan taraflara eşit biçimde çağrı yapmak ve bunda kararlı olmak gerekiyor."
Devlet Fidan'ın faillerini bulsun
Hikmet Fidan'ın öldürülmesinin korkunç bir yaşam hakkı ihlali olduğunu söyleyen Keskin, Fidan'ın ölümü üzerinden Kürt halkını geren tartışmaları ise doğru bulmuyor.
"PKK de yaptıysa, derin devlet de yaptıysa polisin sorumluları ortaya çıkarması gerekir. Şayet olayın sorumlusu PKK ise hak ihlali yapmıştır herkes tarafından kınanmalıdır."(KÖ/EÜ)