Devlet, sığınaktaki kadınların her türlü ihtiyacını karşılamak zorunda. Ancak para sıkıntısı içinde olan sığınaklarda hem kadınlar, hem sosyal hizmet uzmanları zor koşullarda yaşıyor ve çalışıyor.
Mor Çatı'dan Fatma Mefküre Budak, sığınaklarda karşılanan temel ihtiyaçların karın tokluğundan ibaret olduğunu söylüyor. "Kültürel ve kişisel ihtiyaçların karşılanması konusunda sığınaklar oldukça fakir. Mor Çatı bu anlamda şanslı. İstanbul'da dev bir feminist hareket var ve 21 yıldır büyük bir dayanışma ağına sahip. Örneğin yeni bir kadın geldiğinde onun özelliklerine göre giysileri vs kadın dayanışması aracılığıyla sağlıyoruz. Sanat ve müzik etkinlikleri için davet geliyor, sinemacılardan destek görüyoruz. Bu sayede kültürel ihtiyaçları karşılayabiliyoruz. Şişli Belediyesi üç yıldır bize aylık maddi destek sağlıyor. Yapamadığımız şey ise kişisel harcamaları için onlara para verebilmek. "
"Kadınların ihtiyaçlarının doğru belirlenmesi gerekli"
Mor Çatı'nın başvuran kadınların ihtiyaçlarının doğru belirlenmesine özen gösteriyor:
"Yaptığımız en önemli şey onları dinlemek. İhtiyaçlarını analiz ediyoruz. Sığınağa ihtiyacı varsa öncelikle kadına sığınak hayatını anlatıyoruz. Kadının gerçekten sığınağa itiyacı var mı? Sığınak hayatına alışabilecek mi? Şiddeti kim uygulamış, ne uygulamış, ne kadar süre uygulamış ve şiddete uğrayan kadının yapısına göre toparlanma süreçleri farklı oluyor."
Mor Çatı kadınları korumaya yönelik değil, kadınların kendisini koruyabilmeyi öğrenmesine yönelik çalışmalar yapıyor. Sığınakta kalan kadınların hepsi için bireysel güvenlik planları oluşturuluyor. Güvenlik planı herhangi bir şiddet mekanizmasıyla karşılaştığında kadının yapması gereken şeyleri içeriyor.
"Maksat durumu stabil tutup, en kısa zamanda nasıl yardım alabileceğini öğretmek. Kriz anında olayı kontrol etmek donanımlıysanız mümkündür, donanımsızsanız kaosa dönüşür. Tabi her kadının böyle bir plana ihtiyacı olmuyor. Hatta bazı vakalarda kocalar, karısı devlete başvurduğu için korkuyor, bu caydırıcı birşey olabiliyor."
Sığınakta dayanışma üzerine kurulu, kollektif bir yaşam var. Kadınlar günlük hayatın kendilerine özgü kurallarını belirliyorlar. Kendi kendilerine komünal bir şekilde evi yürütüyorlar. Mor Çatı sığınğa ayırılan bütçeyi onlara veriyor ve bunun nasıl harcanacağına kendileri karar veriyor.
Sığınaktan ayrılan kadın geri dönemiyor
SHÇEK ve belediye sığınaklarından bir kere ayrılan kadınlar, tekrar şiddet görüp sığınağa dönmek istediklerinde, buna ilişkin yazılı bir kural olmasa da, genellikle kabul edilmiyorlar. Budak, "Kadınlar sığınağa son noktada geliyorlar. Buradan da destek alamadığında çok daha desteksiz şekilde şiddet yaşantısına boyun eğmek zorunda kalıyor.
"Oysa ki bir kadını ilişkisindeki herhangi birşey rahatsız ettiğinde, ilişkisini ondan yana görebilecek, hiçbir şiddete tolerans göstermeyecek bir yerde kendisi için düşünmeye ihtiyacı varsa, devlet kadına bunu sağlamak zorunda."
Sığınaklara ilişkin bir diğer tartışma konusu ise seks işçilerinin alınıp alınmaması konusu. SHÇEK'in kabul koşulları arasında "seks işçiliğinin meslek edinmemiş olması gerektiği" belirtiliyor. Sosyal hizmetler, seks işçiliğin organize bir faaliyet olduğunu, dolayısıyla sığınmaevinde sorun oluşturabileceğini söylüyor.
Mor Çatı sığınağının böyle bir kuralı yok. Dikkat edilmesi gereken tek şey, sığınmaevinin gizlilik kriterine zarar vermemek. "Şiddete karşı olmak demek, her türlü ayrımcılığa da karşı olmak anlamına geliyor. Sadece evde kaldıkları sürece dikkat etmelerini istiyoruz, çünkü müşteri teması ne kadar çok olursa takip gibi durumlar olabilir. Ama kadının ne iş yaptığı bizi ilgilendirmiyor."
Sığınaklar 12 yaşından büyük erkek çocukları bazı tekil örnekler dışında kabul etmiyor. Mor Çatı, 18 yaşından küçük oğlan çocuğunun, erkek muamelesi yapılarak sığınağa alınmamasının tekrar cinsiyetçi bir fikir ürettiğine inanıyor. "Kadının kendini kurtarıp çocuğunu şiddet ortamına bırakması kadın için çok zor bir karar. Böyle olduğunda, oğlan çocuğu yeniden mağdur oluyor; hem annesinden, hem babasından, hem kardeşinden ayrılıyor. Çocukların ve kadınların mahremiyetlerini yaşayabilecekleri koşulların sağlanıp bu çocukların kabul edilmesi lazım."(ÇT)