Diyarbakır'da imam nikahlı eşi Dikici'nin öldürdüğü beş çocuk annesi 35 yaşındaki Ayşegül Alpaslan'ın cenazesi 18 gün morgda beklemesinin ardından kadınlar tarafından kaldırıldı. Alpaslan 6 ay önce kocası kendisini "ölümle tehdit ettiği" gerekçesiyle Çermik Cumhuriyet Savcılığı'na başvurmuştu.
Şiddete uğrayan kadınların savcılığa başvurmasının ardından çoğunlukla eve geri gönderildiğini söyleyen Yalçındağ, kadınların can güvenliğinin tehlikeye atıldığını belirtti. Yalçındağ, Alpaslan'ın ölümünden üç gün önce de Bağlar Karakolu'na gittiğini,şikayet üzerine evde yapılan araştırmada 400 gram esrar bulunduğunu, Dikici'nin gözaltına alındığını anlattı.
Yalçındağ, "bu şehirde basın açıklamasına katıldığı için aylarca tutuklu kalan sendikacılar var, ama Dikici 3 gün gözaltında tutulmasının ardından serbest bırakıldı, adam yaralama ve ruhsatsız silah taşımadan sabıkası olan birini tutuklamadılar" dedi.
"Savcılık şikayetten sonra eve geri gönderiyor"
En önemli sorunun kadınların şiddete maruz kalmasının ardından şikayette bulundukları Savcılıkların onları eve geri yollaması olduğunu kaydeden Yalçındağ, "biz insan hakları savunucuları olarak ev içi şiddet mevzuatının işimize yaramadığını söylüyoruz. Savcılığa suç duyurusunda bulunun sonra şiddet gördüğünüz eve gidin deniliyor" dedi.
Yalçındağ şöyle sordu:
"Kadınlarla ilgili mücadele yürüten biz hukukçular nasıl rahat olabiliriz? Ey kadınlar aç bırakılıyorsunuz, çocuklarınızla birlikte darp ediliyorsunuz, evden atılıyorsunuz, hadi gidin savcılığa başvurun diyoruz. Biz her şeyin hukuk içinde çözülmesini istiyoruz. Ne olursa olsun sessiz kalmayın diye çağrılar yapıyoruz. Ama kadınların yaşam hakkı korunmadığı için, sığınma evleri olmadığı için, aile koruma yasası yerine getirilmediği için bu korkunç bir handikap".
Geçen yıl tecavüz sonucu hamile kalan ve savcılığa başvurmasına rağmen eve geri gönderilen Kadriye Demirel'in öldürülmesini anımsatan Yalçındağ, "sığınma evlerinin sayısı arttırılmalı" dedi. (AÖ/KÖ)