Türkiye'de bireysel silahsızlanma konusunda çalışmaları başlatan ilk sivil toplum örgütü olan Umut Vakfı, "Sessiz Ayakkabıların Yürüyüşü"nün ardından, İstanbul Valiliği'nin işbirliğiyle gerçekleştirdiği "Türkiye'de Bireysel Silahlanma Sorunu: Çözüm Önerileri" başlıklı arama toplantısının sonuç bildirgesini Atatürk Kültür Merkezi'nde açıkladı.
Ayrıca " Bireysel Silahsızlanma: Yaşama Hak Tanıyın" konulu Beyin Fırtınası Yarışması'nda dereceye girenlere ödülleri verildi.
"Sessiz Ayakkabılar" silahlanmayı protesto etti
Umut Vakfı'nın Taksim Meydanı'nda düzenlediği "Sessiz Ayakkabıların Yürüyüşü"nde bireysel silah mağdurları, bireysel silahlanma karşıtları, kırmızı halı üzerine bir çift ayakkabı ve çiçekler bırakarak bireysel silahlanmayı protesto ettiler; öldürülenleri andılar.
Semaver Kumpanya da bireysel silahlanmaya karşı hazırladığı küçük bir gösteri sundu.
Umut Vakfı'nın Kurucu Başkanı Nazire Dedeman, yaptığı konuşmada, "Şiddet uygulamak güçlü olmak demek değildir, güçsüzlüğü ilkellikle bastırmak demektir" dedi.
Türkiye'de bireylerin mülkiyetinde bulunan ateşli silahların sayısındaki fazlalığa dikkat çeken Dedeman, bu silahların üretiminde, satışında, edinilmesinde ve kullanılmasındaki denetimsizliğin ürkütücü boyutlarda olduğunu ifade etti.
Silah edinmenin ve kullanmanın "nedenleri" değil "bahaneleri" olabileceğini belirten Dedeman, bu bahanelerden en yaygın olanın ise "güvenlik" olduğunu söyledi.
"İnsanlar 'maganda kurşunu' sonucu değil 'bireysel silahlanma' sonucu ölüyorlar"
"Bir ülkede yılda 3 bin kişi ateşli silahlar nedeniyle hayatını kaybediyorsa, bir toplumda yılda ortalama 700 kişi hangi namludan çıktığı belli olmayan bir kurşunla, adına 'kaza' denilen bir olayda hayatını kaybediyorsa orada bir bireysel silahlanma sorunu var demektir" diyen Dedeman, şöyle devam etti:
"Üstelik bu durum 'kaza kurşunu', 'maganda kurşunu' gibi terimlerle basite indirgenmeyecek kadar ciddi, ölümcül bir sorundur.Bu durumu belirleyen tek kavram 'bireysel silahlanma' sorunudur. Ülkemizde gençler, çocuklar, yetişkinler 'maganda kurşunu' sonucu değil 'bireysel silahlanma' sonucu ölüyorlar."
Dedeman, "Sessiz Ayakkabıların Yürüyüşü'nde, bir ateşli silahın namlusundan çıkan mermilerle hayatını kaybetmiş insanlar adına 'bireysel silahlanmaya hayır' demek için burada toplandık. Bir silahın kurşunuyla evladını kaybetmiş bir anne olarak biliyorum ve sizlere sesleniyorum: Bir insanın yaşamı kadar değerli hiçbir onur, şeref, töre ve dava yoktur" diye konuştu.
Yürüyüş sonrası Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen etkinlikte ise, İstanbul Valiliği işbirliğiyle yapılan "Türkiye'de Bireysel Silahlanma Sorunu: Çözüm Önerileri" Arama Toplantısı'nın sonuç bildirgesi açıklandı.
Sonuç Bildirgesi'nde "Sosyal Durum", "Medya", "Hukuk" ve "Güvenlik" gruplarının katılımcıları, bireysel silahlanma sorunu ile ilgili tespit ve çözüm önerileri yer alıyor.
Toplumun güvenliğin sağlanmasından sorumlu aktörlere güveni yok
Sonuç Bildirgesi'nin "bireysel silahsızlanma" konusundaki çabalara olumlu bir katkı sağladığını belirten Umut Vakfı'nın Kurucu Başkanı Nazire Dedeman, Arama Toplantısı ve Sonuç Bildirgesi hakkında bilgi verdi.
Dedeman, İstanbul Valiliği işbirliğinde gerçekleştirilen arama toplantısında farklı disiplinlerden uzmanların "bireysel silahsızlanma nasıl sağlanır" sorusuna cevap aradıklarını ve çok önemli tespitler yaptıklarını belirtti.
* Silahlanmanın önlenebilmesi ve sorun alanlarının çözümlenmesinde, toplumsal değerler, kültürel öğeler ve silahlanma nedenlerini içeren kapsamlı araştırmaları temel alan, toplumun tüm kesimlerinde tutum, davranış ve dil değişikliği yaratacak, şiddet içermeyen sorun çözme yöntemlerini, insan haklarını ve barış kültürünü hedefleyen eğitim modellerini geliştirmeli ve hızla hayata geçirmeliyiz.
* Medyada yer alan şiddet ve bireysel silahlanma görünümlerinin çok çarpıcı, bu görünümlere karşı izleyici-okuyucu-dinleyiciler tarafından gösterilen tepkilerin ise yok sayılabilecek kadar az ve etkisiz oluşu; medya ve şiddet ilişkisinin demokratik kültür açısından ele alınması gereğini ortaya çıkartmaktadır.
* Güvenlik görevlileri dışında kimseye "Taşıma Ruhsatı" verilmemesine yönelik uzun dönemli çalışma hedeflenmelidir. Mevcut yasal düzenlemede bulunan 5 yıllık ruhsat süresi 2 yıla indirilmelidir. Bir kişiye birden fazla ruhsat verilmemelidir. Bireysel silahsızlanma asıl hedef kabul edilerek, özellikle ruhsatsız silahların teslim edilmesinin özendirilmesi ve etkin pişmanlık konusunda yasal düzenlemeler geliştirilmelidir.
* Silah ruhsatı talebini azaltıcı, etkin önlemlerin ivedilikle yasal mevzuatta yer alması, ruhsatsız silahların kayıt altına alınması ve cezai müeyyidelerin arttırılması, ruhsatlandırmada öfke, kişilik, tepkisel ve ruhsal hastalığını kapsayan ayrıntılı psikolojik testlerin zorunlu hale getirilmesi ve raporun ilgili kuruma gizli olarak gönderilmesi, yıllık mermi sayısının kısıtlanarak tüketim takibinin yapılması gerekmektedir.
"Bireysel Silahsızlanma:Yaşama Hak Tanıyın" konulu Beyin Fırtınası Yarışması'nda dereceye girenlere ödülleri verildi.
Beyin Fırtınası Yarışması'nda birincilik ödülünü kazanan İlkay Yıldız ve Emek Kalfa 'nın kampanyası gazetelerde, dergilerde, radyolarda, televizyonlarda ve açıkhava reklamlarında yer alarak bireysel silahsızlanmanın önemine dikkat çekecek. (KÖ)