Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, IMF'yle anlaşma için hükümete baskının altında, sermaye çevrelerinin kendi dış borçlarının güvence altına alınmasını istemeleri olduğunu söylüyor.
"Özel sektörün uluslararası bankacılık ve sermaye çevrelerine borcu yaklaşık 180 milyar dolar. Orta vadede ödeme, borçlarını yenileme olanakları yok. Hükümetin IMF'den para alıp bu borçları güvenceye almasını istiyorlar."
"IMF'nin yeterli kaynağı yok"
Kozanoğlu, Macaristan, Ukrayna, İzlanda, Pakistan'ın ardından, Asya ve Doğu Avrupa'dan sırada birçok ülkenin beklediği bir durumda, IMF'nin kaynaklarının Türkiye için yeteriz kaldığı kanısında. "IMF'nin elinde 220 milyar dolar civarında kaynağı var."
IMF ek kaynak istedi
IMF altı ay için100 miyar dolarlık ek fona ihtiyaçları olduğunu açıkladı. IMF'nin krizin dünyaya maliyetiyle ilgili son tahminiyse, 1,2 trilyon dolar.
"AKP yerel seçimleri bekliyor"
Kozanoğlu sermaye çevrelerinin IMF'yle anlaşma istemesinin bir nedeninin de, yerel seçimler yaklaşırken, AKP'nin "popülist" politikalar uygulamasını engelleyebilmek olduğunu söylüyor. Ancak "IMF korumasını arzulayan" hükümetin, kendi elini serbest tutmak için bu adımı hemen atmadığını, yerel seçimden sonra hemen kabul edebileceğini öngörüyor.
Minibaş: IMF krizden çıkış yolu değil
bianet'in görüştüğü Prof. Dr. Türkel Minibaş da IMF'den sınırlı ve küçük bir kaynak aktarılabileceğini, IMF'nin Türkiye'yi kendi iç kaynaklarını kullanmaya ve tasarruf politikaları uygulamaya zorlayacağını öngörüyor. Minibaş "Bunu krizden çıkış yolu olarak görmüyorum" diyor.
"Aynı doktora yine gitmenin anlamı yok"
Kozanoğlu, IMF programlarının sıkı para, faizlerin yükselmesini engellemek, sıkı bütçe politikaları içerdiğini, birincil önceliğinin uluslararası sermayenin alacaklarını garantiye almak olduğunu vurguladı.
"Bu sosyal harcamaları kısmak, emekçileri daha da sıkıştırmak demek. Sonuçları biliniyor. Aynı doktora yine gitmenin anlamı yok. Ama Türkiye'de madde bağımlılığı gibi IMF bağımlılığı var. IMF dışı çözüm düşünülmüyor."
"Emekçiler net bir şekilde hayır demeli"
Kozanoğlu emekçilerin, işsizlerin, emeklilerin "bu faturayı ödemeyeceklerini" net bir şekilde, meydanlarda ifade etmesi gerektiğini düşünüyor.
"Öncelik sosyal harcamalara verilmeli"
Minibaş ve Kozanoğlu'na göre, krizden çıkışın yolu, IMF programlarının tam tersine, eğitim, sağlık, bakım hizmetleri gibi alanlardaki sosyal harcamaları artırmaktan geçiyor.
Kozanoğlu "Ekonominin sıkıntıya girdiği, işsizlik, yoksulluk, sosyal hizmetlerin gerilediği dönemde, öncelik sosyal harcamalarda olmalı. Toplumun geniş kesimlerinin en az mağdur olması için gerekli" diyor. "Geçmişte krizler ihracatla aşılıyordu. Şimdi bu şans yok, dünya pazarları daralıyor. İç pazarı genişletmek gerek. Bu kamunun harcamaları yoksul, emekçi kesimlerden yana kullanılmasıyla mümkün."
İhracata yönelik üretimde bir fırsat gören Minibaş'sa, halihazırda uygulanan fazla çalışma sürelerinde işsiz kesimlerin istihdam edilmesini, sosyal güvenlik alanına yatırım yapılmasını öneriyor. (TK)