DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, "Hükümetin antidemokratik uygulamalarına bir yenisini daha ekleyerek fabrikalarının satılmaması için yasal haklarını kullanan işçilerin üzerine polis gönderdiğini" söyledi.
"Hükümetin kâr eden bütün kuruluşları satmaya kalktığını" vurgulayan Çelebi, şöyle dedi:
"Seydişehir Alüminyum, bu ülkenin sırtında yük değildir. Kâr eden bir kuruluştur. Haklarını yasal yollardan aramak isteyen işçilerin üzerine biber gazlarınızla, göz yaşartıcı bombalarınızla saldırmaya kalkarsanız bunun altında kalırsınız. Bunun hesabını ne halka ne de çok övündüğünüz AB ülkelerinin temsilcilerine verebilirsiniz. Hükümetin bu uygulamalarını kınıyor, yaralanan emekçi kardeşlerimize geçmiş olsun diyoruz."
EMEP Genel Başkan Yardımcısı Memet Kılınçaslan da yaptığı yazılı açıklamada, güvenlik kuvvetlerinin işçilere ve ailelerine yönelik müdahalesini kınadı.
Türkiye'nin tek entegre alüminyum tesisi olan Konya Seydişehir Alüminyum Fabrikası'nın ABD ve Rus tekellerine "peşkeş" çekildiğini öne süren Kılınçaslan, "IMF'nin programından başka bir programı olmayan AKP hükümeti en verimli işletmeleri peşkeş çekmeyi sürdürüyor. İşine, emeğine ve ülkesine sahip çıkan işçilere polis ve jandarmayla karşı koyuyor, saldırıyor" dedi.
Klınçaslan, başta işçiler olmak üzere, tüm güçleri Seydişehir Alüminyum işçileriyle dayanışmaya çağırdı.
Tekgıda-İş Sendikası da yaptığı açıklamada, "Emniyet güçlerinin uyguladığı şiddet işçi sınıfını büyük bir infiale sürüklemiştir" dedi.
TÜMTİS olayı protesto ederek, "SEKA işçilerinin açtığı ve TEKEL işçilerinin geliştirdiği mücadele yolundan şimdi Çelik-İş üyesi Seydişehir Alüminyum işçileri yürümektedir. Hiç bir ayrım gözetmeden konfederasyonlar, sendikalar ve tüm emek örgütleri; eşleri, çocukları ve Seydişehir halkı ile birlikte mücadele veren alüminyum işçilerini desteklemeli, onlarla dayanışma içinde olmalıdır" dedi. (KÖ)