Bugün, sayısı 700'ü aşan arkadaşıyla birlikte, İzmit SEKA'daki yeni direnişlerini sürdürüyorlar. Bir yandan SEKA'nın kapatılma davasından gelecek sonucu bekliyor, bir yandan bütün ülkeye neye karşı direndiklerini anlatmaya çalışıyor, bir yandan da hayatta/ayakta kalmaya çalışıyorlar. "Evimiz" dedikleri binayı terk etmeyerek, eşlerini, çocuklarını ancak onlar ziyarete geldiklerinde görerek. İzmit halkı da onlarla birlikte, her gece saat 21:00'de ışıklarını söndürüp, düdüklerini, tencerelerini çalarak. Gündüzleri kepenk kapatarak.
SEKA kapatılırsa, Maliye Bakanı'nın "işçilerimiz mağdur olmayacak" sözünü nasıl tutacağını biliyorlar. Ya düşük bir maaşla bir başka bakanlığın kadrosuna alınacaklar ya da işsiz kalacaklar. "Kağıtçılık okulunda, üç yıl boyunca, sabahtan akşama 19 ayrı ders okudum. Kağıt işletmeciliğinden makine bilgisine kadar. Ben kağıt işçisiyim. Mesleğim, bildiğim iş bu" diyor Altıntoprak.
Makineler eski mi?
"SEKA verimsiz, teknolojisi eski, makineleri işe yaramaz" iddialarını konuşmaya başlıyoruz. SEKA'nın son dönem tarihini iyi bilen biri olarak, kağıtçılıkta makinelerin otomobil değiştirilir gibi değiştirilmediğini, altyapının yıllarca ömrü olduğunu anlatıyor. Sonra da kilit işin modernizasyon olduğunu belirtiyor. SEKA İzmit, 70'lerin sonunda, 80'lerin başında böyle bir modernizasyon süreci yaşamış. Üstelik kağıtçılık okulunun mezunları, bu modernizasyon sürecinde başrol oynayabiliyorlar.
Ardından, çarpıcı örnekleri sıralıyor: "Avrupa'nın dördüncü büyük kağıt şirketi olan Kartonsan'ın makinesi 59 yaşında. Bu durumda onun da eski teknolojili sayılması gerekir." En şaşırtıcı örneğiyse, dünyanın kağıt devi olan Finlandiya'dan veriyor. "Finlandiya'da yaşı 200'ü bulan makineler var."
Sonra, pek gündeme getirilmeyen, üzeri örtülen bir gerçeğe değiniyor. SEKA'nın makineleri yıllardır teker teker satılıyor. Bir makinesi şu an Azerbaycan'da, Kayseri'deki bir başka makineyse, şu an Doruk kağıt tarafından kullanılıyor.
Özel sektörü yaratan SEKA
Türkiye kağıtçılığının özel sektöründe, SEKA'nın eski makineleri ve eski çalışanları var. Hatta Bakan Unakıtan'ın, ihracat yapan özel sektörü övdüğünde kendiyle çeliştiğini söylüyor Necati Altıntoprak. Sonra da SEKA'nın eski makinelerinin, altyapısının yanı sıra know-how'ının da nasıl özel sektöre aktarıldığını anlatıyor: "Kağıtçılıkta özel sektörü kuran SEKA çalışanlarıdır, çünkü bilgi onlarda" diyor.
Sonra da SEKA'nın yıllar içinde nasıl güçsüzleştirildiğinden bahsediyor. SEKA, yalnızca kağıt üreten bir işletme değil, kağıdın en önemli hammaddelerinden selülozu da yıllarca üretti. Fakat Altıntoprak, 90'ların ikinci yarısının Türkiye'nin kağıt üretiminde geri düşürülüşünün miladı olduğunu söylüyor. SEKA'nın selüloz üreten birimlerinin kapatılmasıyla, Türkiye selülozda dışa bağımlı hale geliyor. Bu alanda dünyanın en büyükleri Kanada, Rusya, Finlandiya ve Japonya.
Şu an SEKA, işleyen tek işletmesi SEKA Taşucu/Silifke ve elindeki kağıt stoğuyla Türkiye'deki kağıt fiyatlarını belirlemeyi sürdürüyor. Bir zamanlar dünyanın en büyük 150 kağıt şirketi arasında gösterilen şirketin Hindistan'da ve Türkiye'de özel sektörde hisseleri bile bulunuyor. Ancak ülkenin yıllık kağıt ihtiyacı %10 artarken ve Türkiye'de bırakalım selülozu, gazete kağıdı üretimi kalmamışken, SEKA'nın kapatılmasındaki ısrar şaşırtıcı.
"Verimlilik çok kolay"
SEKA'yla ilgili verimsizlik iddiasını, elindeki iki raporla çürütüyor Necati Altıntoprak. İşletmenin Haziran 2004 raporuna göre, 5 makineyle yıllık 140 bin ton üretim kapasitesine ulaşılabiliyor. Eldeki 4 makineyle devam edilmek istense, 5,8 milyon dolarlık bir yatırımla kapasiteyi yılda 90 bin tona çıkarabilecekler. Bu rakamlar, sözü edilen verimsizliğin, SEKA'ya yatırım yapılmamasının, verimsizleştirmenin sonucu olduğunu gösteriyor.
Sonra bir başka rakama dikkat çekiyor Altıntoprak: OECD 2000 raporuna göre, AB ülkelerinde devletin ekonomi içindeki payı ortalama % 47-48 civarında. Aynı oran, Türkiye içinse % 24.
"SEKA İzmit önemlidir"
Necati Altıntoprak, SEKA İzmit'in neden bu denli önemli olduğunu, hükümetinse neden bu denli ısrarlı olduğunu anlatıyor. SEKA İzmit'in arazisi çok değerli. İzmit'te denize paralel, kendi iskelesi olan, yaklaşık 800 dönümlük bir arazi bu. Üstelik daha önce, 2. derecede tarım arazisi olan fidanlığı da özel sektöre devredilmiş. Fabrikanın mevcut altyapısının değeriyse 200 milyon doların üzerinde. "99 depreminde idare binasında dışında hasar gören yer olmadı" diyor Altıntoprak.
Fakat asıl önemli olan, şu an yürüttükleri yargı mücadelesi. "Buradan çıkacak karar emsal olacak" diyor Altıntoprak. Dolayısıyla, neoliberal rüzgarların şiddeti artarken, SEKA, ya kendinden sonraki direnişlere emsal olacak ya da yeni değer kayıplarına.
Not: SEKA İzmit işçileri, direnişleriyle ilgili bir Web sitesi kurdular. İşçilerle iletişime geçmek ve yeni gelişmelerden haberdar olmak için: www.sekaizmit.com
(TK)