Prof. Dr. Kadir Ergin, "Rektörlerin belirlenmesi için kullanılan yöntem ne seçimdir ne de atamadır. İkisi arasında kalan bu yöntem öğretim üyelerinin iradesini yansıtmıyor" diyen Prof. Dr. Ergin, taleplerini, "rektörün iki turlu seçimle, salt çoğunluğu sağlayan adayla arkasındaki adayın cumhurbaşkanına doğrudan gönderilmesi" olarak özetledi.
Doğan Çetinkaya ise, "Rektörlerin belirlenmesinde kullanılan yöntem, öğretim üyelerin iradesini yansıtan demokratik bir sistem değil" diye konuştu.
Rektörlerin belirlenmesinde atamanın etkinliğini eleştiren Çetinkaya, "Rektörler arasında atanmışların oranı seçilmişlerden daha fazla. Seçimlerde altıncı sırada yer alan bir aday bile rektör olabiliyor" değerlendirmesinde bulundu.
Sekiz öğretim üyesi resmen aday
İÜ'de, 7 Ocak'ta yapılacak ve yaklaşık 2 bin 400 akademisyenin oy kullanacağı seçimlerde sekiz öğretim üyesi resmen adaylığını açıkladı. Adaylardan ilk altıya girenler, Cuma günü YÖK'e bildirilecek, YÖK, altı kişilik bu listeyi üç kişiye indirim Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e sunacak. İÜ rektörlüğünü vekaleten Prof. Dr. Tankut Centel yürütüyordu.
Anayasa'nın 130. maddesinde "Rektörler cumhurbaşkanınca seçilir ve atanır" deniyor. Yükseköğretim Kanunu'nda ise "Devlet üniversitelerinde rektör, üniversite öğretim üyeleri tarafından seçilecek adaylar arasından cumhurbaşkanınca atanır. Rektör adayı seçimleri gizli oyla yapılır. Bu toplantıda en çok oy alan 6 kişi aday olarak seçilmiş sayılır, bunlardan Yükseköğretim Kurulu'nun seçeceği üç kişi atanmak üzere cumhurbaşkanına sunulur" ifadesi yer alıyor.
YÖK'ün belirlediği, rektör seçimine ilişkin yönetmeliğe göre, seçimlerde öğretim üyesi kadrosunda bulunan profesörler, doçentler, yardımcı doçentler ve üniversitelerde sözleşmeli olarak ders veren akademisyenler oy kullanabiliyor.
Dördü Tıp Fakültesi üyesi olan sekiz İÜ rektör adayı şöyle:
Prof. Dr. Faruk Erzengin (İstanbul Tıp Fakültesi öğretim üyesi)
Prof. Dr. Mesut Parlak (İstanbul Tıp Fakültesi öğretim üyesi)
Prof. Dr. Hasan Yazıcı (Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğretim üyesi)
Prof. Dr. Seyfettin Uludağ (Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğretim üyesi)
Prof. Dr. Gediz Akdeniz (Fen Fakültesi öğretim üyesi)
Prof. Dr. Nur Serter (İktisat Fakültesi öğretim üyesi)
Prof. Dr. Yavuz Alangoya (Hukuk Fakültesi öğretim üyesi
Prof. Dr. Kemal Kurtuluş (İşletme Fakültesi öğretim üyesi)
Rektörlerin belirlenme yöntemi yanlış
Kadir Ergin, İÜ öğretim üyelerinin önemli bir dönemeçten geçtiklerini belirterek "Türkiye'de yüksek öğretim tarihinde ilk kez hukukun üstünlüğü adına bir rektör görevden alındı. Bu, Türkiye'de demokratikleşmenin önündeki engellerin kaldırılacağının önemli bir işareti. İÜ öğretim üyeleri bu doğrultuda karar vermelidir" diye konuştu.
Ergin, İÜ'nün özgür bir ortamda seçime girmesi için duyarlı bir grup öğretim üyesinin kendiliğinden bir araya gelerek Demokratik Katılımcı İstanbul Üniversitesi İçin Çalışma Grubu oluşturduğunu söyledi.
Bu çalışma grubunun 29 Aralık'ta tüm rektör adaylarını İÜ Fen Fakültesi Cemil Birsel Konferans Salonu'na davet ederek "üniversite ve üniversite yönetimine ilişkin" görüşlerini tartıştıklarını anlatan Ergin, "Adaylardan sadece Faruk Erzengin'in mazereti nedeniyle katılmadığı toplantı her yönüyle olumlu geçti" şeklinde konuştu.
Bazı adayların Üniverite Öğretim Üyeleri Derneği'nin kendilerini desteklediği yönündeki açıklamalarının gerçeği yansıtmadığını söyleyen Erdin, adayları "Alemdaroğlunu zihniyetini sürdürecekler, Alemdaroğlu zihniyetinin karşısında olanlar ve kendi projeleri olanlar" olarak üç ayrı grupta değerlendirdi.
Ergin, şöyle konuştu:
* Nur Serter, Faruk Ercengiz, Alemdaroğlu zihniyetinin devamı olarak görülüyor. Bunun karşısında ise Mesut Parlak, Hasan Yazıcı bulunuyor.
* Mesut Parlak bir önceki seçimde Alemdaroğlu karşısında 900'e yakın oy almıştı. Ancak bugünkü koşullarda bu oy oranını koruyup koruyamadığı tartışılıyor.
* Hasan Yazıcı akademik olarak üstün nitelikleri olan bir aday, ancak üniversite camiasında çevreyle ilişkilerinin sıcak olmadığı söyleniyor.
* Rektör vekili Cankut'un adaylıktan çekilmesi üzerine YÖK'ün ve Ankara'nın, Hukuk Fakültesi'nden Yavuz Alangoy'u aday olarak belirledikleri söyleniyor. Ancak Alangoy'un Şubat'ta yaş sınırından emekliliği sözkonusu. Seçilirse, rektörlüğü sürdürmesi, öğretim üyeleri arasında tepkiye neden olabilir.
* Yeni üniversite modeliyle Kemal Kurtuluş ve Seyfettin Uludağ İÜ'nün gelecekteki dört yılına sahip çıkmak istiyorlar.
Öğretim üyelerinin iradesini yansıtmıyor
Çetinkaya ise, "Rektörleri belirlenmesinde kullanılan yöntemin öğretim üyelerini iradesini yansıtan, demokratik bir sistem olduğu söylenemez" dedi.
Altı adayın eğilimle belirlenmesinde öğretim üyelerinin, sembolik oy kullanmanın ötesinde bir fonksiyonu bulunmadığını belirten Çetinkaya, "Nihai kararı üst makamların tercihi belirliyor. Yetkili yetkisiz, etkili etkisiz, gizli açık, hatırlı kişilerin devreye girmesi, üniversite gibi özerk olması beklenen kurumlar için hoş değil. Sonuç, üniversitelerin toplumun önünü açacak nitelikte bilgi ve bilim üretemediklerini gösteriyor" diye konuştu.
Rektörlerin belirlenmesinde atamanın etkinliğini de eleştiren Çetinkaya, "Rektörler arasında atanmışların oranı seçilmişlerden daha fazla. Seçimlerde altıncı sırada yer alan bir aday bile rektör olabiliyor" dedi.
Çetinkaya, fakülteler arasında temsil oranında da dengesizlik yaşandığını söyledi; "Bugüne kadar tıp fakültesi dışında rektör yok. Sosyal bilimci öğretim üyesi rektör adayı çok fazla çıkmıyor" diye konuştu.
Sendika olarak rektör adayı çıkarmadıklarını ve var olan adaylardan birini desteklemediklerini söyleyen Çetinkaya, "Bugüne kadar rektörler Eğitim-Sen üyelerinin taleplerine duyarlı değillerdi. Eğitim-Sen, İÜ'de yetkili sendika konumunda. Seçilecek rektörün sendikayla doğrudan iletişim kurmasını bekliyoruz" dedi. (KÖ/BB)