Bankacı Seçil Erzan’ın merkezinde olduğu, şikayetçiler arasında Arda Turan, Emre Belözoğlu, Fernando Muslera ve Selçuk İnan gibi futbolcuların yer aldığı "yüksek kârlı fon vaadiyle dolandırıcılık" davasında ikinci duruşma başladı.
Çağlayan’daki İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada bugün Buse Terim Bahçekapılı, Bülent Çeviker, Emre Belözoğlu, İsmail İbrahim Çağlar, Arda Turan ve Selçuk İnan’ın müşteki olarak ifade vermesi bekleniyor.
İlk duruşmada haklarında zorla getirilme kararı çıkartılan Semih Kaya, Tanın Yılmaz, Merve Yılmaz, Nur Erkasap, Mustafa Sefa, Candaş Gürol, Fırat Özdemir, Nilgün Arabacı, Gülsenal Bayramova, Oğuzhan Özerk ve Bülent Onat’ın da tanık olarak dinlenmesi bekleniyor.
Yaklaşık 1 saat geçikmeli başlayan duruşmada ilk olarak Seçil Erzan konuştu. Salonda mikrofon sorunu nedeniyle izleyiciler Erzan'ı duymakta zorluk çekti.
Erzan işlem yapmaya nasıl başladığını anlattı; ilk olarak 2010 ve 2011’de 1 milyon TL kaybettiğini, parayı yerine koymak için çalışmaya başladığını belirtti.
Şube müdürlerinin sistem içerisindeki özel kanallarla daha yüksek faiz verebildiğini söyleyen Erzan, ilk olarak kuzeni Tanın Yılmaz'ın kendisine bu işlem için para verdiğini aktardı. Ardından da eşinin kredi çekerek kendisine verdiğini söyledi.
"Ben bu parayı özel bankacılık sisteminde değerlendirdim. Kazanınca seviniyorduk. Her şey yasaldı" diye konuştu.
Annesinin Aralık 2015’te beyin kanaması geçirdiğinden bahseden Erzan “Annem yüzde 99 engelli hale geldi. Ben İstanbul’daydım. Annemle babam Gökçeada ve Çorlu’da yaşıyorlardı. Hastalandıktan sonra anneme karşı hassasiyetim daha fazla olmaya başladı. Kaygılarım arttı" dedi ve ardından şöyle konuştu:
Temmuz 2016’da Bozcaada dönüşü feribotta aile dostumuz Hüseyin Eligül ve eşi ile karşılaştım. Onlara ağlayarak annemin durumu anlattım. O da bana destek olacağını söyledi. Hüseyin abi kendi kendine, ailesinden para alıp bana getirmeye başladı. Ben bir şey söylemedim… Annemle ilgileniyordu. Hayır diyemedim. Ne kadar çok para olursa o kadar çabuk bu işten kurutulurum düşüncesi vardı.
Musa Köse 15 bin dolar para verdi. 75 bin dolar istedi. Ben bu rakamın tefecilikte bile olmadığını söyledim.
Bu sırada Nazlı Can annemle ilgilenmeye başladı. Kazanılan parayı da fark etti. Nazlı da etrafından para alıp getirmeye başladı. Böylece akrabalar para verip fazla fazla aldılar. Normal bir şube performansından daha fazla emek verdim.
Herkesin hayat standardı artmaya başlamıştı. Bana ‘Seçil para para para’ yapıyorlardı. İnsanlar artık kredi kartı şifresini bile unuttuğunda gece yarısı beni arıyordu. Çok çalışıyordum, çok hırslıydım. Çalıştığım banka şubesi Türkiye’nin en iyi şubesi oldu.
Erzan, ekside olduğu hisse nedeniyle Atilla Baltaş'tan yardım istediğini ekledi. Baltaş'ın kendisine 250 bin dolar getirdiğinden bahseden Erzan "Ben birkaç ay sonra 300 bin dolar olarak geri ödeyeceğimi düşünürken üç ayda bir benden 100 bin dolar, 100 bin dolar faiz istemeye başladı. Bir yılda 650 bin dolar verdim. Aradaki farkı diğerlerinden aldım" aldım diye konuştu.
Böylece yönetememeye başladığını söyleyen Erzan, Baltaş'ın kendisine bir kez daha para getirdiğini ve bu kez 40 günde bir 100 bin dolar istediğini anlattı.
"Ödeyemeyeceğim zaman da korkularım olmaya başladı. Şubeye gelecek, rezillik çıkacak diye…" diyen Erzan "400 bin dolar eksiye düştüm. O günden sonra artık süreci yönetememeye başladım" ifadelerini kullandı.
Erzan önce bunu akıl tutulması olarak nitelendirdi ama daha sonra "Akıl tutulması da değil korkuyordum. Ödedim" dedi.
Erzan mahkeme başkanının "Ne zamandan beri, birinden alıp diğer kişinin açığını kapatmaya başladınız" sorusuna "2020'den itibaren. O tarihten sonra özel bankacılık hesabıma para aktarmamaya başladım" diye cevapladı.
"Korkmana rağmen neden para aldın?" sorusuna da "Öncekileri kapatmak için" cevabını verdi.
Erzan, paraları bir süre sonra banka sistemine sokamadığından bahsetti. Atilla Baltaş'a verdiği para içerisinde kendi parasının da olduğunu söyleyen Erzan "Para gidip geliyordu. Kimseye fon yaptığımı söylemedim. Özel bankacılıkta değerlendiriyorum diyordum. Ali Yörük'ün getirdiği 5 milyonlardan bir tanesi tefeciye aitti. Bu para geri ödemeyince tefeci baskısıyla karşılaştık. Süleyman Aslan dışında bir tane bile tefeci görmedim. Ben tefecilerin eline düştüğümüzü ödeme aşamasında anladım. Süleyman Aslan her gün beni arıyordu. Sürekli şubeye gelmekle tehdit ediyordu. Kendi etrafımdaki insanlara fazla faiz ödemeye başladım" dedi.
"Semih Kaya 300 bin dolar verdi 1.3 milyon dolar aldı"
Ardından da konuyu futbolculara getirdi. Semih Kaya’dan ilk önce 300 bin dolar aldığını 1.3 milyon dolar ödediğini söyledi:
"Herkes bu fonun resmi olmadığını biliyordu. Selçuk İnan bana gidip geliyordu. Ayhan Akman 330 bin dolar verdi. 500 bin dolar olarak ödedim. Ayhan Akman benden toplamda 750 bin dolar aldı. Ayhan Akman’a verdiğim para için Semih Kaya’ya verdiğim 1.3 milyon doları geri aldım. Herkes tefeci gibi davranmaya başladı. Semih Kaya bana kötü davranmadı ama o fazla faiz almasaydı işi çözebilirdim. Semih verdiği paraya karşılık benden 4.5 milyon dolar aldı.
Arda para getirdi. Parça parça 15 milyon dolar civarında para verdi. Herkese para ödüyordum ama ben 2 bin 500 TL'lik kendi kredi kartı taksitimi ödeyemiyordum."
Erzan savunma sırasında ağlamaya başladı. "İşimi kaybettim. Geleceğimi kaybettim" dedi.
Dava dosyasından
İddianamede, Galatasaraylı eski futbolcular Selçuk İnan, Emre Çolak, Emre Belözoğlu, Arda Turan, Fernando Muslera ile Buse Terim, Buse Terim'in eşi Volkan Bahçekapılı, eski kulüp tercümanı Musa Mert Çetin ve Emre Çolak'ın kardeşi Emrah Çolak gibi 18 isim şikayetçi olarak yer alıyordu.
Ancak ilk duruşmanın ardından soruşturmaları tamamlanan başka mağdurların da isimleri dosyaya eklendi. İşinsanı Mert Zeydanlı, Deniz Güzel ve Nuray Şengüler’in de eklenmesiyle davadaki şikayetçi sayısı 21'e çıktı.
İddianamede Erzan hakkında 77 yıl hapis isteniyordu. Ancak yeni şikayetçilerin dosyaya eklenmesiyle istenen ceza oranı 252 yıla çıktı.
Erzan "özel belgede sahtecilik" ve "tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında dolandırıcılıkla” suçlanıyor.
Dosyadaki diğer sanıklar Ali Yörük, Kerem Can, Hüseyin Eligül, Nazlı Can, Atilla Yörük ve Asiye Öztürk'ün ise aynı suçlardan 3 yıl ile 85 yıl arasında değişen oranlarda hapisle cezalandırılmaları isteniyor.
Davada ilk duruşma 20 Kasım 2023’te görülmüştü. 11 şikayetçi ifade vermişti. 14 saat süren duruşmada Seçil Erzan yaklaşık 3 saat savunma yapmıştı. Mahkeme duruşma sonunda tutuklu sanıklardan Atilla Yörük ve Nazlı Can'ın tahliyesine, Seçil Erzan ve Ali Yörük'ün ise tutukluluk halinin devamına hükmetmişti.
(HA)