“Polisin görevi her zaman yaşamı savunmaktır bu videoda Hrant Dink’in katiline polisin sarıldığını görmek beni çok etkiledi” diyor.
Hrant Dink adına verilen ödüllerin 16.’sını almaya hak kazanan Rugiatu Neneh Turay ile birlikteyiz, Osmanbey’deki Sebat Apartmanı’nda bulunan 23,5 Müzesin’deyiz.
Turay, Sierra Leone'de küçük yaşta klitorisi kesilerek sünnet edildiğinde, acının önce nefret, sonra intikam duygularını uyandırdığını ancak bu duyguların faydasız olduğunu fark ederek kendini yeniden inşa ettiğini anlatıyor.
Hrant Dink Ödülü'nü almak size nasıl hissettirdi?
Bu ödül, doğru şeyi yaptığınızda, izleyen ve takdir eden insanların var olduğunu bilmekle ilgili bir tatmin duygusu veriyor. Çok onurlu ve gururluyum. Özellikle insan haklarına bağlılığı güçlü bir kişi adına bu ödülü almak beni derinden etkiledi.
Özellikle insan haklarına güçlü bir bağlılık gösteren etkili bir kişi adına ödül aldığım için çok mutluydum. Bu yüzden çok memnun ve gurur duyuyorum. Çok mutluyum. Ayrıca, büyük bir başarı ve büyük bir aslında tanınırlık kazandığını da hissettiriyor bana. Dünyanın gözlerinin de üzerimde olduğunu aslında anlamama sağladı.
“Acı ile karşılaşınca cesaret gelişiyor”
Sierra Leone nasıl bir yer?
Batı Afrika’da, 8 milyon nüfuslu küçük bir ülke. Elmas, altın gibi değerli madenlerle zengin, ama nüfusun %74’ü derin yoksulluk içinde. Sierra Leone, İngiliz sömürgesi altındaydı ve bağımsızlığımızı kazandığımızda çok az okul vardı.
Darbeler çok oldu Sierra Leone tarihi boyunca. Hatta şu anki devlet başkanımız, 1996'da askeri darbe ile başa gelen bir siyasetçi bir liderken, şu an kendisi demokratik yollarla tekrar başkan oldu. Ben Port Loco bölgesinde yarı kırsal bir yerde doğdum ve büyüdüm. Benim bölgem aslında demir madenleri ile zengin bir yer fakat halk bu madenlerden faydalanamıyor. Bu yüzden bölgede ciddi bir fakirlik hala süregeliyor. Bir iç savaş yaşadık. On bir yıl süren bir iç savaştı ve çoğumuz komşu ülkelere kaçmak zorunda kaldık, diğerleri Avrupa, ABD, Birleşik Krallık ya da Avustralya’ya gitti. Ben de savaş sırasında Gine'deki bir mülteci kampında kaldım, Kasım 2003'te geri dönmek zorunda kaldım.
“Yaramı babama gösterdim, çok üzüldü”
Kadın genital mutilasyonuna karşı mücadelenize nasıl başladınız?
Kesildiğimde yaşadığım acı, aşırı kanama, bayılma, bitkinlik, idrar yaparken zorlanma gibi sorunlar yaşadım. İlk başta intikam almak istedim. Ama bu intikam kesenlere karşı değil, bütün bir gelenekle ilgiliydi.
Kadınlar, sürekli “yıkama” diyorladı fakat ben çok acı çekiyordum. Sonra anladım ki bu kadınlar anlamıyorlar. Ne yaşadığımı anlamıyorlar. Şimdi, nefretimi azaltmalıyım. Nefretimi kontrol etmeliyim. Diğer insanlar ne yaşadığımı bilsin anlasın diye ne yapabilirim diye düşünmeye başladım. Bahsettiğim intikam aslında beni kesen kişiden bir intikam değil de bütün bu topluluktan bir intikam almak istedim.
Bu iyileşme sürecinde de kesme sürecinde dahil kadınlarla bir arada bulunuyorsunuz. İyileşme bu kaşıntı sürecinde etraftaki kadınlar sürekli kaşınmamam gerektiğini, daha kötü olacağını söylüyorlardı ve bana yardımcı olan hiçbir söylemleri bulunmamıştı. Vajinanda şişkinlik ve büyük acılar yaşadım. Ve o an fark ettim ki bu kadınlar benim ne yaşadığımın farkında değiller aslında. Birbirimizle anlaşamıyoruz. Ve ben başka birisinin bunu yaşamasına nasıl engel olabilirim? Artık bunun yaşanmaması için ne yapabilirim diye düşünmeye başladım.
Ama zamanla, intikam doğru bir yol mu diye düşünmeye başladım. İyileşme sürecinde bu soruları kendime sormaya başladım. Bu acıyı babamla paylaştım ve ona kesildiğimde neler hissettiğimi anlattım.
Babam, böyle bir acıya sebep olacağını bilmediğini söyledi ve diğer kızlarını buna maruz bırakmayacağına söz verdi. Çok şaşırdı ve çok üzüldü gerçekten. İnanamadı.
“Babamla hep güçlü bir bağımız vardı”
Sonra ne oldu? Öyle oldu mu gerçekten?
Babam beni köyden çok uzak bir yere okumaya gönderdi. Çünkü o köyde artık söylediklerim insanları rahatsız etmeye başlamıştı. Sonra iç savaş çıkınca mülteci kampınca gidince baktım insanlar kendilerine dağıtılan yemek ve kıyafetleri satıp köydeki çocukları kadın genital mutilasyonu yapmak için kullanılmasını sağlıyor. Bu işlemi yapan kadınlara veriliyor o paralar. 2000 yılında, ülkemizdeki en tartışmalı mesele üzerine eğilebilmek için Amazon İnisiyatifi Hareketi’ni (AIM) kurdum. Sierra Leone, Kadın Genital Mutilasyonunu yasaklamamış olan az sayıda ülkeden biri.
Babanızla ilişkisi daha önceden daha mı güçlüydü yoksa olay sonrası daha da güçlendi mi?
Her zaman daha güçlüydü. Bütün köy halkı da bunu söyler. Belki de annesinin adını aldığım için. Ama bu günlerde, her kız benim adımla doğuyor. Bu, ne kadar güçlü olduğumuzu gösteriyor. Bizim her zaman çok güçlü bir bağımız vardı. Topluluğumdaki ‘herkes, baban seni çok seviyor’ derdi bana. Belki annesinin ismini aldığım içindir.
Kadın Genital Mutilasyonunu yapılırken köyde özel bir tören oluyor mu?
Evet şarkılar söyleniyor. Tavuk yiyip yediriyorlar. Ve biliyorsunuz ki bazen evde tavuk pişirirken kız çocuklarının yemesine izin verilmiyor. Ama o gün yediriyorlar. “Bugün kadınlığa adım atacağınız gün” diyorlar. Kadınlar sizi alıp götürüyor ve işlem yapılıyor. Annemin ölümünden 10 gün sonra geçirdim bu prosedürü. Ama bunun neye ihtiva ettiğini bilmiyorduk. Şimdi daha erken yaşlara çekildi. Çok küçük yaşlarda yapılmaya başlandı. Hatta altı aylık bebeğe dahi yaptıklarını biliyorum.
Bu mücadeleyi sürdürmek zor olmadı mı?
Evet, özellikle dini ve geleneksel engeller çok güçlü. Ancak hem dini liderlerle hem toplumun her kesimiyle konuşarak farkındalık yaratmaya çalışıyoruz. Polisin de bu konuda bilinçlenmesi çok önemli. Ayrıca müzisyenler, gazeteciler ve politikacılarla da iş birliği yapıyoruz.
“Şiddet güzellenemez”
En büyük destekçileriniz kimler?
Şu anda özellikle gençlerden büyük destek alıyorum. Hrant Dink Ödülü’nü aldıktan sonra, sosyal medyada birçok genç insan bana destek mesajları gönderdi. Bu beni daha da güçlendiriyor.
Son olarak, Türkiye'de bu söyleşiyi okuyan kadınlara ve kızlara ne söylemek istersiniz?
Mesajım net: Şiddet güzel görkemli bir şey olarak gösterilemez. Nerede olursak olalım şiddete karşı çıkmalıyız. Öncelikle de evde babalarımızın şiddetine karşı çıkmalıyız. Çünkü kız çocuklarının istenmediği aileler var.
Sadece erkek çocukların doğurulmasını istenen aileler var. Ama buna karar veren biz değiliz. Buna karar veren Tanrı. Onu erkek olarak, beni kadın olarak yaratan Tanrı. Ve bize haklarımızı veren de Tanrı. Kimsenin Tanrı'dan gelen hakkını alma hakkımız yok.
O yüzden kadınlara ve kız çocuklarına mesajım. Her zaman herkese karşı, şiddete karşı çıkın. İyi bir şey olarak gösterilmesine, güzellenmesine izin vermeyeyim.
Rugiatu Neneh Turay: Sierra Leone'de kadın genital mutilasyonu hiçbir zaman tartışılmadı
Fotoğraflarla 16. Uluslararası Hrant Dink Ödül Töreni
Hrant Dink Ödülü Mor Çatı ve Rugiatu Neneh Turay’ın
(EMK)