Avrupa Birliği (AB) Yeşiller Grubu ve Alman Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Claudia Roth, Ahmet Şık ve Nedim Şener'i ziyaret için gittiği Silivri'den döndükten sonra Hilton Oteli'nde bir basın toplantısı düzenledi.
Basın toplantısı sırasında görüş izni çıktı!
Basın toplantısının ortasında Roth'un Şık ve Şener ile görüşmesine izin vermeyen Silivri Cezaevi yönetiminden gelen telefon oldukça çarpıcıydı.
Roth'u yaklaşık iki saat "görüşebilirsiniz" "görüşemezsiniz" diye oyalayan cezaevi yönetimi, saat 16.00'da Roth'un bugün içinde Şık ve Şener ile görüşebileceğini söyledi.
Kendilerine görüştürülmeme gerekçesi olarak başvuru tarihinden itibaren 15 gün sonrası için görüşe izin verildiğinin söylendiğini hatırlatan Roth, "İki saat önce izin verilmiyordu, şimdi veriliyor. Demek ki, ya bizimle dalga geçiyorlar ya da 'yargıya' müdahale oldu" diyerek süreci eleştirdi.
"Gücün ve iktidarın gösteriliş biçiminden rahatsız oldum"
Düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'de tutuklu bulunan 70'in üstünde gazeteci adına Ahmet Şık ve Nedim Şener'i ziyaret etmek istediğini söyleyen Roth, "skandal" olanın bir Almanyalı parlamenterin görüşmesine izin verilmemesi değil, gücün ve iktidarın gösteriliş biçimi olduğunu söyledi.
70 gazetecinin cezaevinde olmasının gazeteciliğin kriminalize edilmesi manasına geldiğini ifade eden Roth, bu durumun gazetecileri korkuttuğu ve otosansüre yönlendirdiğini söyledi.
"Ben de öfkeleniyorum ama sansürü savunmuyorum"
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın öfkeli bir yapıya sahip olduğunu söyleyen Roth, kendisi hakkında da yazılan bazı makalelerin, çizilen bazı karikatürlerin kendisini öfkelendirdiğini, ancak bu öfkeden yola çıkarak sansürleme yoluna gitmediğini ifade etti.
Ancak güçlü ve özgür bir basın olduğunda demokrasiden söz edilebileceğini söyleyen Roth, Türkiye'de demokrasinin tehdit altında olduğunu vurguladı ve ekledi:
"Nedim Şener, Hrant Dink cinayetinin arkasındaki derin güçleri ayyuka çıkarmaya çalıştığı için tutuklandı."
"Erdoğan'la en net bağımız, futbola olan sevgimiz"
Erdoğan'a çağrıda bulunan Roth, toplumu kutuplaştırıcı bir siyaset yürüteceğine birleştirici siyaseti benimsemesi gerektiğini söyledi ve sözlerine şöyle devam etti:
* Türk-Alman Parlamenter Dostluk Grubu'nda bu yaşadıklarımı gündeme getireceğim. Ayrıca Adalet Bakanlığı'na da şikayette bulunacağım.
* En geç 7 Ekim'de Erdoğan ile yüz yüze görüşme fırsatım olacak. Bu tarihte İstanbul'da oynanacak Almanya-Türkiye futbol maçına geleceğim ve orada şikayetlerimi dile getireceğim. Artık kendisiyle en net bağımız futbola olan sevgimiz.
"Evrensel hukuk nerede?"
Türkiye'de uzun tutukluluk sürelerini eleştiren Roth, Ahmet Şık ve Nedim Şener gibi pek çok gazetecinin haklarında mahkumiyet kararı dahi olmadan çok uzun süredir cezaevinde tutulduklarının altını çizdi.
"Terör iddiası"nın hiçbir zaman ve hiçbir yerde insan haklarını sınırlayıcı bir neden olamayacağını söyleyen Roth, Erdoğan'ın sürekli olarak basın özgürlüğünü savunduğuna dair demeçler verdiğini, ancak artık kendisinden demeç değil adım beklediklerini ifade etti.
"Ben de Ergenekon davasını önemsiyorum; derin devlet açığa çıkmalı. Ancak böylesine önemli bir dava evrensel hukuk temelleri üzerinden yürütülmeli" diyen Roth, sözü tekrar tutuklu gazetecilere getirerek, "Pek çoğu neyle suçlandıklarını bile bilmiyor" dedi. (EKN)