Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan gazeteciler Nedim Şener ile Ahmet Şık'ı ziyaret etmek amacıyla Silivri Cezaevi'ne gelen Avrupa Birliği Yeşiller Grubu ve Alman Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Claudia Roth'a izin verilmedi.
Roth, içeriye girmeden önce yaptığı açıklamada, Şık ve Şener'i ziyaret ederek, onlara "Sizin gibi gazetecileri unutmayacağız" mesajı vermek istediğini söylemişti.
"Ziyaret için Alman Büyükelçiliği ve Türkiye Dışişleri Bakanlığı'na başvuru yapıldı. Maalesef şu ana kadar net bir cevap çıkmadı. Türkiye'de pek çok gazeteci cezaevinde bulunuyor, Şık ve Şener benim için örnektir; onları diğer gazeteciler adına da ziyaret etmek istiyorum. Türkiye' de gazetecilerin işlerini yaptıkları için tutuklu olmaları demokrasi için bir risk faktörüdür. Ben Türkiye dostuyum. Umarım ziyareti gerçekleştirebilirim."
"Önce görüşün dediler, sonra hayır"
Ziyaret için içeri giren Roth, bir saat sonra çıkarak içeride gördüğü muameleden dolayı çok öfkeli olduğunu ve Şık ve Şener ile görüşemediğini söyledi. Roth şu açıklamayı yaptı:
"70'ten fazla gazetecinin tutuklu olduğu bir ülkede sorun vardır, bana gösterilen muamele yüzünden de öfkeliyim. 22 Temmuz'da Adalet Bakanlığı'na gönderdiğim resmi başvuru vardı. Alman Konsolosluğu ve Büyükelçilik defalarca devreye girdi.
İçeri girdikten yarım saat sonra 'Dışişleri'nden ve Adalet Bakanlığı'ndan izin çıktı' dendi. Yarım saat sonra ise 'İznin yazılı ulaşması gerekiyor' dendi. Ama yine de görüşebileceğimizi söylediler, bizi sanki suçluymuşuz gibi ciddi bir kontrole soktular.
Ardından da savcı ziyaret edemeyeceğimizi söyledi. Yönetmeliğe göre 10 gün önce müracat edilmesi gerekiyormuş, ne kadar aptalca! Bana bunu söyleselerdi bir hafta sonra gelirdim."
"Neden bir gazetecinin tutukluluk sebebini kendinden dinleyemiyorum"
Almanya'ya dönünce Adalet Bakanlığı ve Başbakan'a resmi bir yazı yazacağını söyleyen Roth, şöyle devam etti:
"Başbakan'a şunları soracağım: Siz neden korkuyorsunuz? Neden karanlığı aydınlatmaya çalışan bir gazeteci ile görüşemiyorum? Neden tutuklanan bir gazetecinin yaşadıklarını kendisinden duyamıyorum? Neden beş aydır tecritte olduklarını kendilerine soramıyorum? Neden son 20 yıldır derin faaliyetlere karşı gazetecilik görevi yapan Şık ve Şener'in Ergenekon tutuklusu olduğunu kendilerine soramıyorum?"
Ve Başbakan'a demek istiyorum ki, yaşamak için emek ve su lazım; demokrasinin yaşaması için de basın ve ifade özgürlüğü gerekir, yoksa demokrasi yaşayamaz. Ben size söz veriyorum, Şık ve Şener'in hür şekilde gazetecilik yapabilmeleri için mücadeleye devam edeceğim.
Ekim'de tekrar geleceğim; umarım o zaman Şık ve Şener hür olarak görevlerinin başında olur. Ben Türkiye dostuyum, dostuna böyle davranan Türkiye, düşmanlarına nasıl davranıyordur acaba? Ben bundan sonra Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyeliğini nasıl savunabilirim?"
"Ben Erdoğan'ı da savunmuştum"
Kendisinin Recep Tayyip Erdoğan'ın da haklarını savunduğunu hatırlatan Roth, Erdoğan şiir okuduğu zaman basın açıklamaları yaptığını, mülakatlar verdiğini söyledi. Bu nedenle zaman zaman kimi solcu çevreler tarafından eleştirildiğini söyleyen Roth, "İnsan hakkı insan hakkıdır. Ben bu hakkı karşımdakinin siyasi görüşüne göre belirleyemem" dedi.
Roth, bianet'e yaptığı açıklamada, Türkiye'den birilerinin "Almanya'da tutuklu gazetecileri ziyaret etmek istiyoruz" diye bir taleple karşılarına çıkması durumunda elinden gelen yardımı yapacağını, ancak Almanya'da rüşvet vb. suçlar dışında tutuklu gazeteci olmadığını söyledi. (EK/NV/ŞA/AS)