Romanya'da yaşayan bir grup aktivist, araştırmacı, sanatçı ve yaşam savunucusu Türkiye'de sokak köpeklerinin öldürülmesini öngören yasa tasarısına karşı tepki gösterdi.
Akvisitler, Hayvanları Koruma Kanunu'nda (5199 sayılı Kanun, 2004) önerilen değişikliklere karşı yazdıkları mektubu, ilgili kanunun görüşüldüğü Tarım Komisyonu’na dün (17 Temmuz Çarşamba) gönderdi.
Mektupta, köpekleri toplama ve öldürme yöntemlerinin masraflı, etkin olmayan ve etik dışı olduğu vurgulandı.
Bunun yerine, sokak köpeği nüfusunun kontrol altına alınması için kısırlaştırma ve aşılama programları ile eğitim ve bilinçlendirme kampanyalarının uygulanması önerildi.
Ayrıca, köpeklerin kapalı tutulmasının köpek ısırma vakalarına karşı güvenliği sağlamadığı, aksine saldırıların ev içi alanlara yayıldığı ve daha şiddetli hale geldiği belirtildi.
Yaklaşık 100 aktivistin imzaladığı mektup, Türkiye'ye "Sokakta yaşayan köpekleri öldürecek tasarıyı geri çekin" çağrısı yaptı.
"Lütfen bu yola başvurmayın"
"Sokak Köpeklerini Öldürecek Tasarıyı Geri Çekin" başlıklı mektubun tamamı şöyle:
Türkiye Cumhuriyeti Resmî Makamlarına ve Yetkililerine,
Yıllardır hayvanlar ve çevre sorunlarıyla ilgilenen ve bu konularda çalışan duyarlı Romanya vatandaşları, araştırmacılar, sanatçılar, aktivistler ve hayvanlara bakım veren kişiler olarak bizler, Hayvanları Koruma Kanunu'nda (5199 sayılı Kanun, 2004) 2024 yılında yapılması önerilen değişikliklere karşı yoğun muhalefetimizi ifade etmek için bu yazıyı kaleme alıyoruz. “Uygar” şehirler yaratmak adına Batı'da tarih boyunca pek çok köpeğin zulme uğramasına neden olan "Avrupa modelini" taklit eden[1] sokak köpeklerinin yakalanması, hapsedilmesi ve öldürülmesine yönelik her türlü girişimi şiddetle kınıyoruz. Lütfen bu yola başvurmayın.
Son araştırmaların gösterdiği gibi, sokak köpekleri antropik alanlarda belirli bir ekolojik ortamda yaşar.[2]
Dünyanın pek çok yerinde, sahipsiz köpekler veya sokak köpekleri, binlerce yıldır olduğu gibi, artık gıda atıklarıyla beslenen ve insan yerleşimleri çevresinde sorun veya çatışma olmadan yaşayabilen, toplumun bir parçası veya sinantropik hayvanlar olarak kabul ediliyor.[3]
İnsanlarla karşılıklı bir ilişki içinde yaşayan köpekler kendi bölgelerinden uzaklaştırıldığında, işgal ettikleri ekolojik boşluk çok geçmeden diğer köpekler tarafından doldurulacaktır. Bu birçok nedenden dolayı gerçekleşir.
Diğer faktörlerin yanı sıra insan atıkları, çöplükler veya hayvanların beslenmesine ilişkin kültürel pratikler de bunda rol oynayabilir. Ancak açık olan bir şey var ki, köpeklerin üretilmesi ve terk edilmesi gibi konular toplumun geniş kesimlerince gerektiği gibi ele alınmadığında, mevcut ekolojik boşluğun yakın zamanda dolacağı kesindir.
Bu, yasa koyucuların ana odağı olmalı ve gerektiğinde vazektomi yoluyla kısırlaştırma ve daha az invazif güncel teknikler gibi uygun doğum kontrol uygulamaları yapılmalıdır.
Köpekleri toplamak ve öldürmek masraflıdır, etkin bir yöntem değildir ve aynı zamanda etik dışıdır.
Başka bilimsel çalışmaların da kanıtladığı üzere, sintropik hayvanların nüfus kontrolüne yönelik doğum kontrol yöntemleriyle ilgili verilere de ters düşmektedir.[4] Şiddet içeren bu eylemler aynı zamanda bölgedeki köpekler arasında çatışmalara ve hatta insanlara karşı daha fazla ısırma vakasına neden olabilir.
Bu girişimin arkasındaki tek veya ana neden “kamu güvenliği” ise, önerilen mevzuat tam tersi bir sonuç doğuracak ve kamu güvenliği sağlanmayacaktır. Özgür dolaşan köpeklerin tehlikeli olması nadir görünen bir durumdur ve tehlike arz eden köpekler azınlıktadır.
Birçok çalışma, Batı dünyasında köpeklerin kapalı tutulmasının köpek ısırma vakalarına karşı güvenliği sağlamadığını; saldırıların giderek ev içi alanlara yayıldığını ve eski durumla karşılaştırıldığında giderek daha şiddetli hale geldiğini göstermektedir.[5]
Dünyanın diğer yerlerinde olduğu gibi, köpekleri toplayıp öldürerek yaşam haklarını yok saymak her açıdan başarısızlığa uğramaya mahkumdur ve çok sayıda örnek (Romanya veya Hindistan gibi dünyanın diğer yerlerinde yapılanlar) bunu kanıtlar.
"Dayanışma içindeyiz"
Tüm bu çabaların sonuçları, hapsedilen hayvanlar için zalim ve akıl almaz koşullar, ekonomik kaynak ve enerji israfına ek olarak yerele uluslararası tepkinin eşlik ettiği toplumsal öfke olacaktır. Bütün bunlar, kentsel alanın insan olmayan sakinlerden tamamen “temizlenebileceği” ve “arındırılabileceği” ve böyle bir hamlenin insan güvenliğini sağlayacağı yönündeki Batı kaynaklı bir yanılgı yüzünden yapılmaktadır.
Bununla birlikte, Türkiye’de yasa teklifini kınamak için protesto gösterileri düzenleyen vatandaşlar, sivil toplum kuruluşları ve meslek kuruluşlarıyla dayanışma içindeyiz.
Onlarla birlikte, hükümeti, ilgili bakanlıkları ve belediyeleri etik ve hukuki görevlerini yerine getirmeye ve insan olmayan hayvanları kötü muameleden, zulümden ve öncelikle kötü niyetli güçlerin yanılgılarından ve eylemlerinden korumak için mevcut yasanın iyileştirilmesini savunmaya çağırıyoruz.
Sokak köpeği nüfusunun kontrol edilmesini sağlamak, onların bütüncül refahını korumak ve toplumdaki yerlerini daha adil bir şekilde güvence altına almak için gelişmiş kısırlaştırma ve aşılama programlarının yanı sıra eğitim ve bilinçlendirme kampanyaları da uygulanabilir.
Batı dünyasının amaçsız ve bilinçsiz adımlarını takip etmek ve örnek almak yerine hem Romanya hem de Türkiye, Batı dünyasının hatalarından ders çıkarmalıdır. Konuyla ilgili araştırmaların işaret ettiği çözümler planlı ve rasyonel bir şekilde uygulandığı takdirde olumlu sonuçlara ulaşılacaktır. Lütfen hayvan düşmanlığına boyun eğmeyin ve hayvanların hayatını hiçe saymayın. Araştırmacı Yamini Narayanan'ın belirttiği gibi, "hayvanların 'tehdit' veya ‘sorun’ olarak görülmesi sosyal ve politik olarak inşa edilen bir algıdır".[6]
Sokak köpekleri her zaman Türkiye kültürünün bir parçası olmuştur ve ülkenin bu özelliğini her zaman uzaktan hayranlıkla izledik. Sinantropik hayvanları kontrol etmeye yönelik bu tür zalimce girişimleri 21. yüzyılda kabul edilebilir uygulamalar olarak değerlendirmek yerine onları geçmişe gömmeli, kitlesel tecrit ve itlaf gibi şiddet içeren uygulamalardan artık vazgeçmeliyiz. Şehir hayvanlarıyla barış içinde bir arada yaşamak sadece mümkün değil, aynı zamanda bizi ileriye götürecek yoldur ve bizler asla daha azıyla yetinmeyeceğiz.
Tasarıya karşı eylem yapan aktivistlere, dayanışmayla.Sokaktayım yanındayım!
Kanun teklifi hakkında
Sokakta yaşayan hayvanlara yönelik düzenlemeler içeren Hayvanları Koruma Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi 12 Temmuz Cuma günü TBMM’ye geldi.
AKP Grup Başkanı Abdullah Güler'in duyurduğu kanun teklifi sokaktaki hayvanların toplatılmasının, barınaklara alınmasının ve "uyutulmasının” önünü açıyor.
Kanun teklifinin genel gerekçesinde şu ifadeler yer alıyor:
"Hazırlanan kanun teklifi ile sahipsiz hayvan popülasyonunun kontrol altına alınması sağlanarak, insan, hayvan ve çevre sağlığı açısından oluşan risklerin ortadan kaldırılması amaçlanmaktadır.
“Gelinen süreçte sahipsiz hayvanların sorun haline gelmesi, özellikle başıboş köpeklerin saldırıları sonucunda can kayıplarının artması ve sorunun zaman geçtikçe büyümesi karşısında 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanununda oluşan ihtiyaçlara binaen değişiklik yapılması gerekliliği ortaya çıkmıştır.”
Gerekçede bir çift köpeğin altı yılın sonunda 67 bin hayvanlık popülasyona ulaşabileceği vurgulanırken Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre 2023 yılında kedi ve köpek dahil olmak üzere Türkiye genelinde sadece 338 bin hayvan kısırlaştırıldı. Açıklanan verilerde kedilerin kısırlaştırılma oranı daha fazla.
Hayvan hakları savunucuları ve sivil toplum örgütleri, AKP iktidarı göreve geldiği günden beri sokakta yaşayan hayvanlarla ilgili sorunların başta etkin kısırlaştırmayla çözüleceğini savunuyor ve yerel yönetimleri de bu konuda görev almaya çağırıyor
(EMK)
[1]Krithika Srinivasan ve Chris Pearson, "Hindistan'ın özgür köpekleri", 16 Temmuz 2024. https://aeon.co/essays/dogs-on-indias-streets-can-be-freer-and-happier-than-many -Evcil Hayvanlar .
[2]Roberto Marchesini, "Şehrin hayvanları", Angelaki 21, no. 1 (Nisan 2016): 79-91. DOI: 10.1080/0969725X.2016.1163825 ; Raymond Coppinger ve Lorna Coppinger, Köpek nedir? . Chicago: Chicago Üniversitesi Yayınları, 2016.
[3]Roberto Bonanni, "Cani pericolosi e libertà", 16 Temmuz 2024. https://robertobonanni.wordpress.com/2022/07/12/cani-pericolosi-e-liberta/ .
[4]Krithika Srinivasan ve Vijay K. Nagaraj, "İnsan bakışının yapısöküme uğraması: başıboş köpekler, kayıtsız yönetim ve önyargılı tepkiler", Economic and Political Weekly 42, no. 13 (Mart 2007): 1085-1086. https://dro.dur.ac.uk/10475/ .
[5]Bonani.
[6]Yamini Narayanan, "Sömürgecilik ve gayri resmiliğin kesiştiği noktada sokak köpekleri: Hint şehirlerinin insan sonrası eleştirisi olarak 'Madun animizm'," Çevre ve Planlama D: Toplum ve Uzay 35, no. 3 (2017): 479. DOI: 10.1177/0263775816672860 .