Avukat Ercan Kanar, "Yasa açık. Polis, meslek ve yetki gaspı olmadığını kanıtlamak durumunda" diyor.
Kanar, Avukat Ergin Cinmen ve Polis Akademisi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Vahit Bıçak, polisin kimlik göstermesiyle ilgili yaşanan sorunları değerlendirdi ve çözüm olasılıklarını bianet'e anlattı.
Yasanın hiçbir istisnası yok
2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu'nun 17. maddesi şöyle diyor:
"Polis suç işlenmesini önlemek veya işlenmiş suçların faillerini ele geçirmek için kişilerden (KENDİNİN POLİS OLDUĞUNU BELİRLEYEN BELGEYİ GÖSTERDİKTEN SONRA) kimliğini sorabilir. Bu istem karşısında herkes nüfus hüviyet cüzdanı, pasaport veya resmi bir belgeyi göstererek kimliğini belirlemek zorundadır."
Avukatlar Kanar ve Cinmen, yasa maddesinin çok açık olduğunu ve şu noktaların iyi anlaşılması gerektiğini söylüyor:
* Polis kimliğini mutlaka göstermek zorunda.
* Bunun için yurttaşların kimlik gösterilmesini talep etmesine gerek yok.
* Polisin üniformalı veya üniformasız olması fark etmiyor. Her durumda kimliğini göstermek zorunda.
Avukat Kanar, "Sivil kişiden kimlik isteyen üniformalı kişi, sahte bir elbise de giymiş olabilir. Nitekim bunun örnekleri görüldü" diyor.
Yasa uygulanmıyor
Ancak son dönemde yaşanan iki olay, uygulamanın farklı olduğunu gösteriyor.
1. Radikal gazetesinin 23 Ekim tarihli haberine göre, kendisinden belge isteyen sivil kıyafetli başkomiser Nurettin Çolak'a kimlik soran otobüs şoförü Oğuz Korkmaz, başkomiser ve iki polis tarafından dövüldü; hastanelik oldu. Korkmaz ile yardımcı şoför Bekir Halver, polislerin de kendilerinden şikayetçi olmaları üzerine jandarma tarafından gözaltına alındı.
2. Ağustos'ta Cumhuriyet gazetesinin stajyer muhabiri Servet Alçınkaya, İstanbul'da İstiklal Caddesi'nde kendisine kimlik soran polislere, "Önce siz kimlik gösterin, polis olduğunuzu nereden bilebilirim" dediği için gözaltına alındı. Alçınkaya, önce polis otosunda sonra da karakolda dövüldü.
Hak arama yolu: Suç duyurusu ve disiplin soruşturması
Avukatlar Kanar ve Cinmen, polisin kimliğini göstermemesi halinde, iki yol olduğunu söylüyor:
Suç duyurusu: Kanar, "Görevi kötüye kullanmak gerekçesiyle suç duyurusunda bulunulabilir" diyor.
Mülki amire şikayet: "İdari tahkikat için, polisin bağlı bulunduğu mülki amire, örneğin Valiliğe şikayette bulunulabilir" diye ekliyor Kanar. Cinmen de "Doğrudan Emniyet Genel Müdürlüğü'ne de başvurulabilir. Olay şahitlerle kanıtlanabilir. Ayrıca, kimliğini göstermeyen polise siz de kimliğinizi göstermek zorunda değilsiniz" diyor.
Cinmen, böyle bir durumda kalan, ancak ne yapacağını bilemeyenlerin barolara başvurmasını öneriyor:
"Vatandaşın kendi hakkını savunması gerek. Eğer avukat bulamıyorsa, Baro'dan kendine avukat verilmesini isteyebilir. Bunun parasını da devlet ödüyor. Yani bedava. Haklı olup olmadığından şüphelenen biri bile, avukata danışabilir veya baroya başvurabilir."
Cinmen: Siyasi irade gerek
Kanar, uygulamanın yasaya uygun hale gelmesinde vatandaşların haklarını aramasının ve polisin iç eğitiminin anahtar rol oynadığını görüşünde:
"Uygulamanın yasaya uygun hale gelmesi, toplumsal bilince bağlı. Vatandaşın kendine güvenmesine, devletten korkmamasına, kutsal devlet algısının ortadan kalkmasına bağlı.
"En önemlisi, polisin iç eğitimi. Polise biçimsel değil, gerçekten eğitim verilmesi gerek."
Cinmen de, üç etmen sıralıyor ve "Bunlar gerçekleştiğinde Türkiye demokratik bir ülke olabilir" diyor:
"* Siyasi irade gerek. İçişleri Bakanı bu kurala kesinlikle uyulması gerektiğini belirtmeli.
* Baroların faal davranması gerek
* Yurttaşın haklarını ve hak arama yollarını bilmesi, bunun farkında olması gerek."
Cinmen, "Yaşanan olumsuzlukların yüzde 95'i yasadan değil, uygulamadan kaynaklanıyor" diyor:
"Son dönemde düşünce özgürlüğüyle ilgili davalarda alınan kararlar da böyle. Savcılar, avukatlar ve yargıçlar da dahil olmak üzere, özgürlükler ve hak arama süreci sindirilemedi."
Bıçak: Hizmet öncesi eğitim yetmez, hizmet içi eğitim şart
Polis Akademisi'nde öğretim üyesi ve Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı eski başkanı Bıçak, "Hem kolluk kuvvetlerine iç eğitim hem de vatandaşların bilinçlendirilmesi gerekiyor" diyor:
Bıçak, bilinçlendirme için medyadan yararlanılmasını öneriyor:
"Örneğin dizi filmlerde bu durumun yer alması sağlanabilir. Bu duruma yönelik reklam, tanıtım filmleri de yapılabilir. Kanunun hayata geçmesi gerek; kanunun üstünde kimse yoktur."
Bıçak, "Kuşkusuz, kimlik nasıl sorulur, bunun eğitimi verilir" diyor; ancak periyodik hizmet içi eğitimin gerekliliğine de dikkat çekiyor:
"Türkiye'de 25 polis okulu var. Yılda 10 bine yakın kişi eğitimden geçiyor. Amirlerin yetiştiği güvenlik birimleri fakültesi de var. Bunlar hizmet öncesi eğitimdir.
"Bir de hizmet içi eğitim var. 200 bin kişilik bir kuvvetten bahsediyoruz. Özellikle bu durum için, belirli periyotlarla hizmet içi eğitimden geçirmek gerek." (TK/EK)