Geçtiğimiz yıl yayınladıkları deklarasyonla PKK'ye "derhal silahı bırakması" çağrısında bulunan 400'ü aşkın Kürt aydını arasında yer alan Türkiye İşçi Partisi (TİP) eski milletvekili, Kürt siyasetçi Tarık Ziya Ekinci, PKK çağrısının "yeni bir görüş"ü dile getirmediği kanısında.
Ekinci PKK'nin iki aşamalı ve koşullu ateş kes öngören deklarasyonun "eski görüşlerinin tekrarı olduğu"nu söyleyen Ekinci bunun ABD ve Türkiye koordinatörleri arasındaki görüşmelerde PKK'nin kendine "puan sağlamak" için geliştirdiği bir adım olarak okunabileceği görüşünde.
Siyasi analist Kenan Kalyon ise her yıl "1 Eylül Dünya Barış Günü" öncesi PKK'den benzer "barış mesajları" gelmesinin olağan olduğu, ancak bu kez yayınlanan "deklarasyon"un, ABD'nin PKK'ye ateşkes ve silah bırakma çağrısı yapması ve PKK'yle mücadele konusunda Türkiye'yle yapılacak işbirliği için koordinatör atamasıyla da ilişkilendirilebileceği kanısında.
Ekinci ve Kalyon PKK'nin deklarasyonunu, ABD'nin süreç içerisindeki rolünü ve Türkiye'nin sınır ötesi operasyonlarını bianet'e değerlendiler.
PKK'nin ateşkes koşulları
PKK'nin yayınladığı deklarasyonda ateşkes için öne sürdüğü şartlar şöyle:
* Türk devletinin diyalog ve çözüm iradesi ortaya koyacak bir beyanda bulunması
* Operasyonların durdurulması
* Öcalan üzerindeki ağır tecrit koşullarına son verilmesi."
PKK'nin ikinci aşama için öne sürdüğü altı madde ise şöyle:
* Kürt kimliğinin tanınması ve Türkiyelilik üst kimliği çatısı altında tüm kimliklerin anayasal güvenceye kavuşturulması.
* Kürt dili ve kültürü önündeki engellerin kaldırılması, anadilde eğitim hakkının tanınması ve bölgede Türkçe'nin yanında Kürtçe'nin ikinci resmi dil olarak kabul edilmesi, bunun yanında diğer azınlıkların kültürel haklarına saygı gösterilmesi.
* Düşünce, inanç ve ifade özgürlüğü temelinde serbest siyaset ve örgütlenme hakkının tanınması, anayasa ve yasalarda başta cins ayrımcılığı olmak üzere, tüm toplumsal eşitsizliklerin kaldırılması.
* Bir toplumsal uzlaşma projesiyle iki toplumun karşılıklı birbirini affederek barışı ve özgür birliği tesis etmesi amacıyla, PKK önderliği dahil tüm siyasi tutukluların serbest bırakılması, siyasal ve toplumsal yaşama katılımlarının engellenmemesi.
* Özel savaş amacıyla bölgede bulunan güçlerin çekilmesi, köy koruculuğu sisteminin lağvedilmesi ve köylülerin köylerine geri dönüşü için sosyal ve ekonomik projelerin geliştirilmesi.
* Yukarıdaki maddelerin gerçekleşmesine paralel olarak gerillanın, her iki tarafın belirleyeceği bir takvim dahilinde, kademeli olarak silahlarını bırakıp yasal demokratik toplumsal yaşama katılım sürecinin başlatılması.
"TSK'den Kuzey Irak'a hava operasyonu"
haber.7.com 'a göreyse PKK'nin ateş kes çağrısın üğzerinden 24 saat geçmeden Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Kuzey Irakta'ki PKK kamplarını hedef alan sınır ötesi operasyon sürüyor. Habere göre Kuzey Irak'ın Kanimasi bölgesine yapılan hava saldırısına Diyarbakır İkinci Taktik Hava Kuvvet Komutanlığı Sekizinci Ana Jet Üst Komutanlığı'ndan kalkan F-16 savaş uçakları katıldı.
Öte yandan Siirt'in Eruh ilçesi kırsalında devam eden askeri operasyon nedeniyle de bölgeye askeri sevkıyat yapılıyor. Güneydoğu'nun iç kesimlerindeki dağlık bölgelerde ve Bingöl, Tunceli ve Diyarbakır'ın kırsal kesimlerinde PKK'ye yönelik operasyonlar devam ediyor. Diyarbakır'ın Silvan, Lice ve Kulp ilçelerinin kırsalındaki rutin operasyonların sürdüğü de bölgeden gelen haberler arasında.
Ekinci: Deklarasyon ABD tarafı üzerine etki yapabilir
Ekinci, "PKK'nin öteden beri bu tarzdaki talepleri ve bu taleplerin gerçekleşmesi halinde de ateş keseceği hatta bütün silahlı güçlerini yurt dışına çıkaracağı ve bir barış süreci içine katılacağına dair açıklamaları var. Bu ilk defa olmuyor. Olağanüstü bir şey değil. Ancak bunu, ABD'nin tayin etmiş olduğu koordinatörün girişimiyle ve ABD'nin silah bırakma çağrısıyla irtibatlandırmak da bence gerçekçi değil" dedi.
Ekinci PKK'nin bu taleplerine Türkiye'nin olumlu yanıt vereceğine ihtimal vermiyor:
"Türkiye'nin yapısı, ve özellikle devlete egemen olan anlayış, siyasi iktidarın son zamanlardaki tutumu, muhalefetin ağır milliyetçi baskısı dolayısıyla Türkiye'nin böyle bir açılıma gideceğine ihtimal vermiyorum."
Ancak Ekinciye göre "PKK'nin salt politik bir temenni olan deklarasyonun bir yararı var, ABD tarafı üzerine etki yapabilir." ABD, Türkiye'yle görüşmeler sırasında, "PKK bazı insani taleplerde bulunuyor bu talepleri bir ölçüde yerine getirilmesi gerekiyor, bu sorunu zaman içinde çözmek mümkündür" diyebilir.
Sınır ötesi saldırılar Kuzey Irak'takilerin rahatsız olacağı düzeye gelmedi
Ekinci, Türkiye'nin ABD'yi arkasına alarak saldırılarını artırmayı düşüneceğini ama ABD'nin buna yanaşmayacağını öngörüyor: "Çünkü Kuzey Irak'taki Kürt güçlerinin böyle bir baskıya 'evet' diyebileceklerine ihtimal vermiyorum. Onlar da ABD'ye aynı telkinleri yapacakladır. Bu iş Türkiye'nin iç meselesidir, bunun barışçıl yoldan çözülmesi gerekir."
Ekinci "Türkiye'nin yaptığı sınır ötesi saldırıların Kuzey Irak'takilerin rahatsız olacağı bir düzeye gelmediği" kanısında. Bu düzeye geldiğindeyse karşılık verileceğini, Irak Devleti Başkanı Talabani'nin sesini yükselterek Irak topraklarına yapılan saldırıların durmasını talep edeceğini düşünüyor.
Türkiye demokrasi güçlerine "büyük görev" düştüğünü ve aydınların iktidarı ve PKK'yi hedef alan açıklamalarını sürdürmeleri gerektiğini belirten Ekinci, "Devletin her türlü silahlı mücadeleyi en azından yavaşlatması, PKK'nin de silah bırakması talep edilmeli,"diyor.
Ekinci'ye göre "PKK'nin yurt dışına çıkması" ve çıktıktan sonra "kendileri dışında bile olsa üçlü bir müzakere zemini hazırlaması"nın yararlı olur.
Kalyon: "Deklarasyonda yeni talepler var"
Kenan Kalyon, deklarasyonda PKK'nin bugüne değin kadar parça parça ifade ettiği "silah bırakma koşulları"nı bu kez bütünsel olarak ortaya koyduğunu düşünüyor. Kalyon, "kısmi özerklik" ve "Kürtçe'nin ikinci resmi dil sayılması"na silah bırakma koşulu olarak ilk bu deklarasyonda yer verildiğini belirtiyor.
Kalyon, PKK'nin "silah bırakmaya hazır" olduğunu açıklamakla, yeni koşullara uygun bir manevra yaptığı, ABD'nin Türkiye'nin de adım atması yönünde Ankara üzerindeki baskısını arttırmak için elini güçlendirmeyi amaçladığı görüşünde.
Koordinatör atanması Türkiye'nin çözüm oluşturmadaki aczinin ürünü
ABD'nin PKK için koordinatör atamasının çözüm ve karar mekanizması olarak Washington'ın soruna dahil edilmesi anlamına geldiğini söyleyen Kalyon "koordinatör atanması"nın şu yönlerine de işaret ediyor.
* Türkiye güneydeki işleyişe dahil edilmiştir.
* Koordinatör atanması Türkiye'nin çözüm yaratmadaki aczinin ürünüdür.
* Kürt sorununda kartları zaten Güney Irak üzerinden elinde tutan ABD, PKK konusunda da elindeki kartları artırıyor.
* Koordinatör atanması sorunun uluslararası olarak kabulü ve tanıması yönünde bir adım. Sorunun çok taraflı hale getirilmesi ve ABD'nin soruna dahil edilmesi sorunu uluslararasılaştırıyor.
* Buradan çıkan sonuç zorunlu olarak "PKK'nin ezilmesi" değildir.
Her şey PKK'nin ne yapacağına bağlı
Kalyon, ABD'nin PKK'ye "ateşkes ve silah bırakması" yönünde yaptığı çağrıyı da bir tür muhataplık düzeyi çağrısı olarak değerlendiriyor.
Türkiye kamuoyunun PKK'nin silah bırakma koşulu olarak öne sürdüğü maddelerden hiçbirine hazır olmadığını belirten Kalyon, "Seçim süreci ve orduda yaşanan kademe değişiklikleri göz önüne alındığında askeri ve siyasi erkan içinde PKK koşullarına 'evet' diyecek güçler yok gibi görünüyor" diyor.
Mevcut koşullarda aslında her şeyin tek taraflı olarak PKK'nin ne yapacağına bağlı olduğunu savunan Kalyon, "PKK bu koşulları tekrarlayarak yeniden ateşkes ilan eder ve sınır ötesine çekilirse, hem çatışmalar duracak hem de ordu operasyonlar konusunda daha duyarlı hale gelecek. Aksi halde çatışmalar derinleşecek."
Kalyon değerlendirmesine son verirken Türkiye'nin Kandil Dağı'na yönelik sınır ötesi operasyonlarının da sorunu çözmeyeceğini söyledi. (KÖ)