bianet'in görüştüğü Mor Çatı gönüllüsü Filiz Karahasanoğlu'ysa, söylenenlerin, raporların kağıt üzerinde kalmaması gerektiğini vurguluyor, kadınlara yönelik şiddet izleme komitesinin hâlâ kurulmadığına ve kadınların sığınma evi sonrası yaşamının düzenlenmediğine işaret ediyor.
"13 sığınma evi nerede?"
Raporda kadın sığınma evlerinin sayısının 30 olarak açıklandığını belirten Karahasanoğlu, "Mor Çatı bu evlerin 17'sinden haberdar, diğer evlerin nerede, nasıl çalıştığına dair bir fikrimiz yok" diyor.
Genelgenin yayınlandığı temmuz ayından bu yana geçen yedi ay içinde hâlâ "Kadınlara Yönelik Şiddet İzleme Komitesi"nin kurulmadığını açıklayan Karahasanoğlu, bu komisyonun elde edeceği bulguların da Meclis Araştırma Kurulu'nunkilerden farklı olmayacağına dikkat çekiyor.
Raporda kadınların sığınma evlerinden çıktıktan sonra nasıl bir hayat sürecekleri konusunda bilgi olmadığını kaydeden Karahasanoğlu, "İnsanların maddi koşulları, sığınak sonrası yaşamları da çok önemli" diyor.
"Örneğin ulusal eylem planına ödenebilir kiralık konutlar projesi dahil edilebilir. Sığınaktan çıkan kadınlar bu sayede maaşlarının tamamını vermeden yaşamları sürdürebilecekleri yerlere kavuşur."
Ulusal eylem planı, şiddet çetelesi, iletişim eğitimi...
Yayınlanan raporda, "Kadınlara Yönelik Şiddet İzleme Komitesi"nin kurulması ve onun bulgularına göre ulusal eylem planı geliştirilmesi dikkat çeken noktalardan.
Bunun dışında, sivil toplum kuruluşları, yerel yönetimler, kamu kurum ve kuruluşlarının aile içi şiddetle mücadele kapasitesinin yükseltilmesi amacıyla hizmet modelleri geliştirmesi, Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü'nün, şiddete uğrayan, boşanan, özürlü bireye sahip aileler için anne-baba okulları kurması raporun diğer öne çıkan bulguları.
Yapılması gereken diğer çalışmalar şöyle sıralanmış durumda:
* Adalet Bakanlığı çalışmaları kapsamında, kadın ve çocuk hakları, kadınlar ve çocuklara yönelik şiddet konularındaki eğitim faaliyetlerine hakim ve savcıların katılımı sağlanacak.
* Töre ve namus cinayetleriyle kadına yönelik şiddet olayları, günlük olarak bir havuzda toplanacak. Böylece, tüm ilgili kuruluşlara bilgiler hızla ulaştırılabilecek. Bu sayede töre ve namus cinayetlerinin, daha çok nerede ve hangi sıklıkla gerçekleştiği öğrenilebilecek.
* İçişleri Bakanlığı, Aralık 2008'e kadar sekiz belediye tarafından şiddete uğramış kadınların konaklayacağı sığınmaevleri yapılması için çalışma yürütecek. Türkiye'de halen 30 sığınmaevi var ve sadece Konya'daki sığınmaevi için 2 bini aşkın kadın sıra bekliyor.
* İstanbul polisi bünyesinde aile içi şiddet vakaları konusunda mağdurlara destek ve yönlendirme hizmeti verecek iki birim kurulacak. İstanbul'da, şiddet uygulayanlar ve mağdurlar için Psikologlar Derneği'nce travma merkezi kurulması da planlanıyor.
* Kadına şiddet alışkanlığı olanlar için 'iletişim' ve 'evlilikte iletişim' broşürleri basılacak.
* TRT, şiddete maruz kalanların hakları, şiddet uygulayanlara öngörülen ceza ve müeyyideler hakkında programlar yayımlayacak.
* Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde Ambulans ve Acil Bakım Programı'na cinsiyete dayalı şiddetle ilgili dersler konulması, Erciyes Üniversitesi'nde ise acil servis hekimlerine kadına yönelik şiddet konulu meslek içi eğitim verilmesi tasarlanıyor. (AÖ/TK)