Zekeriya MHP'liymiş. "Sen ne düşünüyorsun abla?" diye soruyor. Ne düşüneyim? Geveliyorum ağzımda bir şeyler. "Valla çoluğumuzu çocuğumuzu askere göndermek istemiyoruz artık. Biz seçiyoruz onlar indiriyor. Dedemin zamanında da böyle oluyor bu, babamın zamanında da. Sonra bozulsun ekonomi, boşalsın cepler. Neymiş ordu rahatsız!"
Bu işin yolu sandık
Zekeriya'nın sözlerine, Kocatepe mahallesinde manavlık yapan Ahmet de katılıyor. Ahmet CHP'ye vermiş bir önceki seçimde. Kendi deyimiyle "köpek gibi" pişman. Ahmet'in itirazı farklı:
"Bu sınıf başkanı seçimi değil ki. Bu ne ciddiyetsizlik? CHP Gül'ü cumhurbaşkanı istemiyordu madem, girip meclise hayır oyunu kullansaydı. Gir çık sanki Cuma pazarı. Sonra ortalık geriliyor asker açıklama yapıyor."
"Orduyu istemez misiniz?" diyorum ben. Şüpheli süzüyor beni. Belki ben istiyorumdur diye tartarak sözünü ekliyor: "Ordunun görevi nedir? Ülkeyi korumak. Savaş yok ortada. Konu cumhurbaşkanlığı seçimi. Bu yasalara göre meclisin görevi, meclisi kim seçti? Halk. O zaman kimseye laf düşmez. Bu işin yolu sandık..."
Fotoğraf çektirmek istemiyor. "Aman abla bize düşmez ukalalık..."
İstemiyorum!
"Kyoto'yu imzala!" eylemcilerinden Esra, ordunun açıklamasını eylemde öğrenmiş. Diyecek bir şey bulamıyor: "İstemiyorum."
Neyi istemiyor Esra? AKP'yi de, orduyu da. "Bir üçüncü yol bırakmıyorlar insana. Seçim sistemini değiştirsinler, biz de kendimizi ifade edebilelim..."
Türkiye'de yaşayan Kolombiyalı Jairo Nino, belli ki ülkesinde de çok sık karşılaştığı ordu müdahalesinden rahatsız. Ancak Jairo'nun anlamadığı şey çok farklı. O Tandoğan ve Çağlayan eylemcilerinin kimler olduğunu soruyor.
"Şimdi onlar orduyu mu destekliyor? Solcular mı? Sağcılar mı?" diye soruyor. "AKP'yi istemiyorlar" diyorum ben. "AKP'yi kim seçti?" diye soruyor bu kez. "Halk" yanıtıma gülüyor.
Alt komşusundan halkın Türkiye'de orduyu çok sevdiğini duymuş. "Bu doğru mu?" diyor. Jairo bu karışıklık içinde Erdoğan'ı Allende'ye benzetiyor. Bu benzetmesine kendi de gülüyor. Bir süre önce Türkiye'de ev sahibi olmuş, "olmadı kiraya verir giderim" diyor.
Muhtıraya karşı Taksim Tramvay durağında eylem yapan ÖDP'yi izleyen opera sanatçısı Beslan, "bu ne eylemi?" diyor. "Muhtıra protestosu" yanıtıma, "muhtıra mı oldu?" yanıtı veriyor.
"Farklı ülkelerde yaşamıyorsak eğer, oldu!" yanıtıma gülüyor, beni Çağlayan mitingine davet ederek, "yarın alanda görüşürüz umarım" diyor...(AÖ/EK)