Olof Palme´nin öldürülme olayını kişisel ekonomik imkanları ile araştıran, Güney Afrika'da iş çevreleri tarafından yakından tanınan İsveçli işadamı Kent Ajland, Palme dosyasının İsveç milli istihbaratı tarafından oluşturulan ekip ve diğer bağımsız iki ekip tarafından iyi incelenmediğini ileri sürerek önceki gün basına 17 yıldır topladığı bilgi ve belgeleri sundu.
Kent Ajland, Olof Palme olayını kişisel merakı yüzünden incelediğini, araştırmalar için yaklaşık 2 milyon kron harcadığını ama kendisinin Palme suikastını aydınlatılması için konulan 50 milyon kronluk ödülün peşinde olmadığını belirtti.
İstihbarat ağırdan mı alıyor?
İşadamı Kent Ajland bu güne kadar topladığı belge ve bilgileri sürekli olarak İsveç milli istihbaratına gönderdiğini ama bilgilerin yeteri kadar incelenmediğini, kendisinin bundan dolayı İsveç milli istihbaratında Palme Komisyonu'nun toplanan bilgileri "ciddiye almamaya çalıştığı" gibi bir izlenim edindiğini belirtti.
Bugün İsveç'in en güçlü gazetesi Dagens Nyheter de işadamı Kent Ajland´in topladığı bilgi ve belgelere "sürmanşet" haber olarak yer verdi. Toplanan belge ve bilgilere göre açıklama yapan Kriminal daire şeflerinden Tommy Lindström "korkarım ki polisin Palme Dosyası grubu yeteri kadar araştırma yapmamış" diyerek dönemin ve daha sonraki dönemlerde görev yapan Palme Dosyası grubunun özel şefi Lars Nylen´e sert eleştirilerde bulundu. Polisin Palme grubu ise eleştirilere cevap vermekten kaçınıyor.
Güney Afrika istihbaratının "parmağı"
Ortaya konulan belgelere göre Palme Güney Afrika milli istihbaratının yönlendirdiği o dönemde askeri ajan olarak çalışan bir kişi tarafından öldürüldü. Dagens Nyheter'in ele geçirdiği Güney Afrika milli istihbaratının mühür ve imzalarının bulunduğun belgelerde, suikastın çok önceden planlandığı ve özellikle Stockholm´de 1986 Kasım ayında düzenlenen Güney Afrika'yla ilgili antiapartheid (ayrılıkçı rejim karşıtı) konferans döneminde gerçekleştirilmesine karar verildiği belirtiliyor.
Olof Palme'nin öldürülmesinde Güney Afrika milli istihbaratının "parmağı" olduğu tezleri daha önce de başında yer almış fakat bu denli geniş çaplı belgelerle araştırma ortaya konmamıştı.
Aynı zamanda dönemin İsveç milli istihbarat şefi Hans Holmér, Olof Palme'nin öldürülmesinin hemen ardından Stockholm de yaşayan özellikle PKK'den ayrılan Türkiyeli Kürtlere ve ailelerine şiddet uygulayarak Palme suikastını bu grup üzerine yıkmaya çalışmıştı.
Robot resim benzerliği
Yapılan bütün incelemelerde hiçbir şekilde Kürtlerle ilgili tezler kanıtlanamadığı gibi Hans Holmer, Palme suikastını gerçekleştiren asıl katilleri korumakla uzun sure suçlandı.
Bugün basına sunulan belge ve bilgilerde Lisbet Palme'nin katiline ilişkin verdiği "robot resmin" Palme'yi öldürdüğü ileri sürülen ajana çok benzediği de ortaya çıktı.
Güney Afrika istihbaratı tarafından yönlendirildiği öne sürülen ajanın olaydan sonra ordudaki görevine devam etmediği, son yıllarda ise işsiz ve yoksul kaldığı şu anda Güney Afrika'da yaşadığı ileri sürüldü. (SN/NM)