IPS İletişim Vakfı’nın yeni mezun genç gazeteciler için düzenlediği Okuldan Haber Odasına (OHO) dün (13 Temmuz) başladı.
Akademisyen ve gazetecilerin deneyimlerini paylaştığı programa farklı üniversitelerden 28 gazeteci adayı katıldı.
İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin Santral İstanbul yerleşkesinde gerçekleştirilen OHO programının ilk gününde, günümüzün gazetecilik anlayışı, yeni habercilik arayışları, habercinin hakları üzerine tartışmalar yapıldı.
Bağımsız İletişim Ağı koordinatörü Nadire Mater yaptığı açılış konuşmasında,1997’de başlayan Bia projesi fikrinin günümüze kadar nasıl bir süreç izlediğini ve Bia eğitimlerinin aslında bu projenin öngörülen hedeflerinin de ilerisine götürüldüğünün bir kanıtı olduğunu söyledi.
“Yakın tarih öğrenilmeli”
İlk konuşmacı, Milliyet gazetesi yazarı Derya Sazak, gazeteci adayı gençlerin Türkiye’de gündemi derinlemesine kavrayabilmeleri için yakın tarihi iyi bilmeleri gerektiği üstünde durdu.
Akademinin medyaya insan kaynağı yetiştirdiğini, bu yüzden akademik dünya ile medyayı buluşturmanın gerekliliğini savunan Sazak, akademinin medyaya dışarıdan ve yukarıdan bir bakışla bakmaması gerektiğini belirtti.
Gazeteci adayları, “Türkiye’de yerel haberler neden egemen medyada yer bulamıyor?”, “ Gazetecinin taraflı mı tarafsız mı olması etik?” gibi soruları tartışmaya açtı.
“Öğretilen haber tanımı dahi sorunlu”
BİA Eğitim Danışmanı, Doğu Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Doç. Dr. Sevda Alankuş “Yeni Habercilik Arayışları” başlıklı sunumunda, okullarda öğretilen genelgeçer habercilik anlayışının dahi etik olarak problemli olduğunu söyledi.
Öğretilen haber tanımı güncellik, olağandışılık, çatışma gibi ölçütlerle değerlendirildiğinde hak ihlallerini, mağdurları, ötekileri görmediğimize dikkat çekti.
Gazeteci adaylarından gelen “Kürt sorunu güncel değil mi?”,“Medya mı haberi güncelliyor, gündemi takip mi ediyor?” sorularıyla başlayan “güncellik” tartışması, “Türkiye’nin demokratikleşmesi sorunu etrafında düşünüldüğünde aslında hepsi güncel..” argümanıyla devam etti.
“Uğranması zorunlu bir durak: Hak haberciliği”
Haber dilinin hatta günlük dilin ideolojik ve seksist olduğunu dolayısıyla ilk yapılması gerekenin bu dili yerinden oynatmak olduğunu söyleyen Alankuş, egemen medyada yer almak için “beyaz, varsıl, heteroseksüel, egemen ulustan ve erkek” olmak gerektiğini; bu özellikleri taşımayan insanların medyada yer alabilmelerinin “kurban, ucube, cinsel obje” olmak koşuluyla gerçekleştiğini, dolayısıyla medyanın “mağduru” malzeme edinerek daha fazla “mağdurlaştırdığını” örneklerle açıkladı.
Alankuş, egemen medyanın yozlaşmışlığı karşısında bir çıkış yolu olarak hak odaklı haberciliği “uğranması zorunlu bir durak” olarak gördüğünü söyledi.
Barış gazeteciliği ve yurttaş gazeteciliğini ise hak haberciliğinin tüm etik kurallarını içinde barındıran gazetecilik anlayışları olarak tanımladı.
Gazeteciliğe başlarken
Üçüncü oturumda, gazeteci yazar İpek Çalışlar ile NTV muhabiri Selen Tokcan, gazeteci adaylarına mezun olduktan sonra iş bulma aşamalarında, özgeçmiş hazırlama, mülakat, staj sürecinde dikkat edilmesi gerekenleri anlattılar.
30 yıllık gazeteci Çalışlar gazetecinin kişisel özellikleri ve ilgi alanlarıyla fark yaratması gerektiğini vurgularken, genç muhabir Tokcan, gazeteciliğe ilk başladığı günden bugüne iş bulma sürecinde yaşadığı zorluklardan bahsetti.
Daha sonra gazeteci adaylarından iki kişiyle iş başvurusu provası yapıldı.
Sendikal mücadele şart
Son oturumda Anadolu Üniversitesi, İletişim Bilimleri Fakültesi'nden öğretim üyesi Barış Günaydın gazetecinin özlük hakları ve sorumluluklarını iletişim hukuku çerçevesinde değerlendirdi.
Basın iş sözleşmesinde belirlenen ücret, izin, tazminat düzenlemelerine egemen medyada riayet edilmediğini belirtti. Emek istismarına yol açan bu sürecin gazetecilerin sendikal mücadelesiyle aşılabileceğini dile getirdi.
Okuldan Haber Odası’na programının ilk günü Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Doç.Dr. Gülgün Erdoğan Tosun’un yaptığı “günün değerlendirmesi” ile son buldu. (NV-CU/EZÖ)