"Çocuklar çiçektir, boş bir sayfadır" deyip çocukları nesneleştiren, "kimdir?" sorusu yerine "nedir?" sorusuna yanıt arayan anlayış çoktandır anlamını yitirdi.
Peki, öğretmenler için? Onlara da sürekli bir kimlik atfetmiyor muyuz? Yeri gelir mimar olmalı; inşa etmeli. Bazen heykeltıraş gibidir, şekil vermeli. Eserin altında imzası bulunmayan bir sanatçı. Annedir ya da süper güçleri olan bir kahramandır. Hep büyük büyük laflar edilir öğretmenler için. Oysaki öğretmenin güçlenmesi özne olmasına bağlı.
Öğretmenin güçlenmesi ile özne olma halinin arasındaki ilişkiyi ve mesleki öğrenme topluluklarının bu ilişkiye etkisini araştıran "'Burası Tamamen Bizim': Öğretmenin Özne Olma Hali, Mesleki Öğrenme Toplulukları ve Öğretmen Ağı Örneği" başlıklı rapor, bir mesleki öğrenme topluluğu olan Öğretmen Ağı örneğinden yola çıkarak, öğretmenin özne olma halinin dinamiklerinin ve mesleki öğrenme topluluklarında buna alan açan faktörlerin anlaşılmasına katkı sunuyor.
"Üzerimde ölü toprağı var!"
Raporun yazarı, İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyoloji ve Eğitim Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (SEÇBİR) Müdür Yardımcısı Müge Ayan, görüştüğü çoğu öğretmenin "Üzerimde ölü toprağı var" dediğini aktarıyor.
"Öğretmenlerin hareket alanı kısıtlı, bu da onları pasifize ediyor. 'Yapabilirim' duygusu ile değiştirme, dönüştürme inancı yok. 'Yapabilirim' duygusu, inisiyatif alma ve dönüştürme gücü önemli. Öğretmenin özne olma hali üzerine çalışmalıyız."
Öğretmenlerin bir arada olmalarının onlara iyi hissettirdiğinin altını çizen Ayan, bunun da meslektaş dayanışması ve işbirliğinden geçtiğini aktarıyor.
"Öğretmenin etkin bir özne olarak konumlanması, beslenmek kadar besleyebilmesi de önemli. Bu dengeye ihtiyaç duyuyor öğretmenler. İşe yaramak duygusu. Bilgi ve birikimlerini dolaşıma açmanın, bu birikimden başka öğretmenlerin faydalanmaları, özne olarak görülmelerini sağlıyor."
Öğretmenin değer gördüğü ölçüde dönüştürücü olduğunu vurgulayan Ayan, böylece mesleki itibarının da arttığının altını çiziyor.
Mesleki öğrenme topluluklarından biri olan Öğretmen Ağı örneğinde ise alttan üste bir yapılanma olduğunu hatırlatan Ayan, "Öğretmen adına değil, öğretmenlerle birlikte" anlayışının önemli olduğunu aktarıyor.
Öğretmen Ağı Değişim Elçilerinden Şirin Piya Giyik ve Mine Aksar da Öğretmen Ağı'ndaki deneyimlerinden yola çıkarak, mesleki öğrenme topluluklarının kendilerine ve meslek hayatlarına olan etkisi üzerinde duruyorlar.
"Değişime inanan öğretmenler"
"Yaptığım her şey sınıf içinde kalıyor zannediyordum" diyerek söze başlıyor Şirin Piya Giyik ve şunları söylüyor:
"46 öğretmenle yola çıktık. Değişime inanıyorduk. Ezberlerimiz bizi hiyerarşik yapıya götürüyordu çoğu zaman. Ama sahada olan bizdik. Deneyim ve öğretmen pratiklerime değer verilen bir yer olarak görüyorum Öğretmen Ağı'nı. Değişime inanan öğretmenlerle bir arada olmak iyi geliyordu. Paylaşırken de başka bir öğretmenden herhangi bir kompleks veya üstünlük de görmüyorsunuz. Öğretmenler odasında böyle bir ilişki kuramıyorsunuz pek. Hem kendimi beslemek hem de sahip olduğum bilgiyi paylaşma sorumluluğu önemli. Değişimi yaratacak öznelerin biz olduğumuzu hissettiriyor."
"Süslü veya duygusal betimlemeler istemiyoruz"
Mine Aksar ise toplumun öğretmenlere kimlik atfetmesinin haklarından vazgeçmelerine neden olduğunu vurguluyor.
"Zorla gönderildiğimiz eğitimler ihtiyaç dışındaki eğitimler oluyor aynı zamanda. Biz süslü veya duygusal betimlemeler istemiyoruz. Özne olduğumuzu hissetmek istiyoruz. Bir mimar olmak istemiyorum, ama mimarla işbirliği yapabilirim. Karşılaştığım problemlerin ciddiye alınmasını istiyorum."
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
"Öğretmenin güçlenmesi ve motivasyonu ile öğretmenin özne olma hali arasında nasıl bir ilişki vardır ve mesleki öğrenme topluluklarının buradaki potansiyel rolü ne olabilir?"sorusuna yanıt arayan rapor, 'öğretmenin özne olma hali' ve 'mesleki öğrenme toplulukları' üzerine literatür taraması ile farklı il ve branşlardan toplamda 25 öğretmenle yapılan etnografik mülakatların bulgularını içeriyor. Rapora göre mesleki öğrenme toplulukları, öğretmenin özne olma haline beş farklı noktadan yanıt veriyor: 1) Meslektaşlar arasında dayanışma ve işbirliği 2) Beslenmek ve beslemek 3) Çevre edinme 4) Değer görülen bir ortamda bir arada olmak 5) Aşağıdan yukarıya kurgulanan bir ortamda bir arada olmak. | |
(AÖ)