"Biz yedi yıldır Öcalan'ın tecrit koşullarında bulunduğunu söylüyorduk. Bu uygulama da savımızın gerçekliğini ispatlamış oldu. Bu uygulama, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) kabul edilebilir kararı verilen tecrit davasının dosyasında da yer alacak."
Öcalan'a verilen 20 günlük hücre cezasının süresi dün (16 Ocak) dolmuştu. Ceza, Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un (CİK) 44. maddesinde yer alan "Suç örgütlerinin eğitim ve propaganda faaliyetlerini yapmak veya yaptırmak" nedeniyle verilmişti.
Bilmez, cezanın uygulandığı süre boyunca, "Öcalan'ın dünyayla iletişimi kesildiğini" söyledi.
"Yalnızca TRT FM'i çekebilen radyosu elinden alındı. Avukatların haftada bir getirdiği eski gazeteler de verilmedi."
Yarın (18 Ocak) Öcalan'la görüşme için başvuracaklarını söyleyen Bilmez, görüşme olanağı bulamazlarsa Adalet Bakanlığı'na resmen başvurarak müvekkillerinin sağlığına ve yaşamına ilişkin bilgi isteyeceklerini belirtti.
Bilmez: Ceza kararları merkezi iradeden; barışı engellemeye yönelik
Bilmez, "Öcalan'la ilgili kararların merkezi bir iradeden geldiği, yalnızca cezaevi yönetimi tarafından verilmediği açık" diyor.
"Bu cezanın verilmesi toplumsal gerginliğe yol açıyor, barışı engelliyor. Bir süre önce Başbakan alt kimlikten, üst kimlikten bahsediyordu. Ama şimdi politikalar sertleşiyor. Bu cezanın zamanlaması politik.
"Sonuca bakalım; bu cezanın çözüme hizmet etmediği açık. Kararı verenler herhalde Türkiye'deki demokrasinin önünün açılmasını istemiyorlar."
"Ceza hukuk dışı ve keyfi"
Bilmez, Öcalan'a verilen hücre cezasının neden hukuk dışı ve keyfi olarak nitelediklerini şöyle açıkladı:
Cezanın gerekçesi: "Ceza, 30 Kasım 2005'te gerçekleşen avukat görüşmesi nedeniyle veriliyor. Bu görüşme, 1 Haziran'dan beri yapılabilen ilk ve tek avukat görüşmesi. Bu görüşmede Öcalan'ın avukatlara söyledikleri, Disiplin Kurulu tarafından 'suç örgütlerinin eğitim ve propaganda faaliyetlerini yapmak veya yaptırmak' olarak değerlendiriliyor. Bize göre bu yanlış; CİK'in ilgili maddeleri cezaevinin iç düzenine ilişkindir ve birden çok hükümlünün kaldığı cezaevleri için geçerlidir. Bu madde zoraki yorumla uygulanmış.
"Ayrıca, avukat müvekkil görüşmesi zaten gizli olmalı. Bu gizlilik savunma hakkının esasıdır. Bu şekilde sağlıklı savunma yapmamız mümkün değil."
İtiraz olanağı engellendi: "Karar, tebliğ edilmesi gerekirken, avukatlara ve ailesine tebliğ edilmiyor. Öcalan Bursa İnfaz Hakimliği'ne itiraz ediyor. Hakimlik itirazı reddedince, ceza kesinleşiyor ve uygulanıyor. Oysa avukatlarının Ağır Ceza Mahkemesi'ne itiraz hakkı var. Fakat bu süreçten ailesinin ve avukatlarının zamanında haberi olmadı."
CİK'in 44. maddesi, "suç örgütlerinin eğitim ve propaganda faaliyetlerini yapmak veya yaptırma"yı 11 günden 20 güne kadar hücreye koyma cezasını gerektiren eylemler arasında sayıyor. Aynı madde, "Hücreye konulan hükümlünün, resmî ve yetkili merciler ve avukat ile görüşmesine engel olunmaz" diyor. (TK/EÖ)