Hak örgütlerinin medya aracılığıyla kendilerini topluma etkin bir biçimde duyurabilmelerine yardımcı olmayı hedefleyen eğitim çalışmasının sonundaysa hak örgütü temsilcileri gerek örgüt içi gerekse kamuoyuna yönelik iletişimlerini geliştirebilecekleri ve medyadan bir iletişim aracı olarak daha iyi yararlanabilecekleri konusunda birleşti.
Geçtiğimiz hafta sonu yapılan ve iki gün süren eğitime Diyarbakır, Siirt, Adıyaman, Şanlıurfa, Gaziantep, Batman, Van, Mardin, Muş, Elazığ ve Malatya'dan 44 STK temsilcisi katıldı.
Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi'nden Doç. Dr. Gülgün Tosun, Leo PR'dan iletişim uzmanı Ergun Gümrah, Helsinki Yurttaşlar Derneği'nden STK uzmanı Sinan Gökçen ve BİA² Medya Gözlem Masası sorumlusu Erol Önderoğlu'nun birer sunum yaptığı seminerde kadın katılımcı sayısı oldukça yüksekti.
Tosun: "Hak örgütleri devletin iktidar alanına müdahale eder"
Cumartesi günü ilk sunumu yapan Doç. Dr. Tosun hak örgütleri kavramı üzerinde durdu; hak savunuculuğu üzerine dünyadan örnekler vererek halkla ilişkiler uygulamalarına değindi.
STK'ları "devlet iktidarının alanı dışında örgütlenen kuruluşlar" olarak tanımlayan Tosun, "Siz kendinizi daha iyi anlatamazsanız gazeteciler geleneksel yöntemlerini kullanmaya ve sizi eksik yansıtmaya devam edecek" dedi.
İnsan hakları savunuculuğunun doğrudan devletin iktidar alanına müdahale anlamına geldiğini vurgulayan Tosun, "Bu özellik insan hakları örgütlerini kültürel, ekonomik ve benzer hakları savunan örgütlerden ayırıyor" dedi.
Üyelerle daha iyi iletişimin hak örgütlerini güçlendireceğini ve etkinliğini arttıracağını belirten Tosun, "Örgütünüzün güçlü ve zayıf yanlarını katılımcı bir şekilde belirleyin ve nasıl görünmek istediğinize karar verin. Daha sonra da belirlediğiniz noktaya ulaşmak için bir strateji oluşturun" dedi.
Tosun, medyanın ilgisizliğine karşı hak örgütlerinin kendi medyalarını oluşturabileceğini, özellikle internetin bu konuda ucuz ve erişilebilir bir alternatif sunduğunu vurguladı.
STK'lar arası işbirliği gerekli
Tosun'un salonda bulunan STK temsilcilerini kendi kurumlarının neden farklı olduğunu düşündüklerini sormasının ardından Mazlumlar ve İnsan Hakları İçin Dayanışma Derneği (Mazlum-Der) ve İnsan Hakları Derneği (İHD) temsilcileri arasında kısa bir tartışma yaşandı.
İHD temsilcileri kendilerinin evrensel değerleri savunduğunu belirtti; Mazlum-Der temsilcileri ise örgütün adının genellikle başörtüsü meselesi ile ilgili olarak duyulmasına rağmen başka sorunlara da tepki gösterdiklerini söyledi.
Toplantının sonundaysa aradaki buzlar çözülmüştü ve tüm katılımcılar benzer alanlarda çalışan örgütlerin işbirliği yapması gerektiği üzerinde hemfikirdi.
Gümrah: "Stratejik düşünmek gerekli"
İletişim uzmanı Ergun Gümrah da, Tosun'un bıraktığı yerden alarak hak örgütlerinin mesajlarını doğru iletebilmek ve etki yaratabilmek için iletişim süreçlerinin tamamını en ince ayrıntısına kadar planlamaları gerektiğinin altını ısrarla çizdi.
"Hak örgütlerinin en önemli güçleri haklının ve doğrunun yanında olmaları" diyen Gümrah, dışa yönelik iletişimin yanı sıra örgüt içinde de şeffaflığı sağlamanın ve üyelere yönelik etkinliğin de önemli olduğunu vurguladı.
Her gün yüz binlerce mesaj üretildiğini söyleyen Gümrah, bu karmaşık iletişim ortamında farklılaşmanın önemli olduğunu belirtti ve hak örgütlerini yaratıcı iletişim çözümleri bulmak konusunda daha fazla çaba harcamaya çağırdı.
Hak örgütlerinin mesajlarını iletecekleri hedef kitlelerini doğru belirlemesi gerektiğini belirten Gümrah, "Medyaya çıkmak hedef değil sadece araç" dedi.
"İçinde bulunduğumuz noktadan varmak istediğimiz noktaya giderken yapacağımız her şey bizim stratejimizi oluşturur" diyen Gümrah, araştırma, planlama, uygulama ve ölçümleme yapmanın etkinliklerin başarılı olması için vazgeçilmez olduğunu vurguladı.
Medyaya yoğun tepki
Gümrah'ın "özellikle yaygın medyada çalışan gazetecilerin haklara ilgisiz olduğu ama yine de hak örgütlerinin onlara ihtiyacı olduğu" saptamasıyla başlayan tartışma katılımcıların medyaya karşı tepkilerinin sertliğinin bir göstergesi sayılabilirdi.
Katılımcılar, yaygın medyanın hak örgütlerinin mücadelelerini yanlış tanıtmasının kendilerinden kaynaklanan bir iletişim kusuru olmaktan çok bir tercihin ürünü olduğunu vurguladılar. Medyanın devlet ve patronların politikaları ekseninde haber yaptığını başlarından geçen olayları da anlatarak söyledi.
Gümrah da, katılımcıların söylediklerine fazlasıyla katılmakla birlikte bu durumun farkında olunmasının medyanın bir araç olarak değerlendirilmesinde özgül stratejiler yaratmak bakımından önem taşıdığını yineledi.
Gökçen: "Habercilerle ilişkiye geçin"
Helsinki Yurttaşlar Derneği'nden STK uzmanı Sinan Gökçen de hak örgütlerinin iletişim araçlarını kullanırken gözetmeleri gereken teknik ve yöntemleri anlattı.
Gökçen, basın toplantısı düzenleme, basın bülteni hazırlama, hak haberi yazımı, röportajlarda dikkat edilmesi gereken yönlere ilişikin ayrıntılı yöntem önerileri sundu.
Medyanın muhabire yatırım yapmaktan kaçındığını vurgulayan Gökçen, haftada altı gün yazan köşe yazarlarının bir süredir muhabirlerin işlevini yüklendiğini vurguladı; hak örgütlerinin kendi alanlarına ilgi duyan muhabir ve yazarlarla düzenli bir bilgilendirme ilişkisi sürdürmelerinin önemini vurguladı.
"Haberciyi harekete geçiren en güçlü şey haberdir" diyen Gökçen, hak örgütlerinin mesajlarını doğru ve etkili bir biçimde iletebilmek için planlama yapmalarının çok önemli olduğunu vurguladı.
Gökçen ve Gümrah, medyanın bütün olumsuz uygulamalara rağmen kamuoyu yaratma açısından hala en etkili araç olabildiğini, hak örgütlerinin medyanın bu işlevinden yararlanmayı öğrenmesi gerektiğini söyledi.
Her ikisi de uzun yıllar gazetecilik yapmış olan uzmanlar, medyaya "küsme"nin ya da gazetecileri "düşman" olarak görmenin halka ulaşmak için her kanalı değerlendirmek zorunda olan hak örgütlerinin benimsemelaeri olanaksız tavırlar olduğuna dikkat çektiler.
İlk gün, Gökçen'in sunumu ve ardından topluca yenilen akşam yemeğiyle sona erdi.
Önderoğlu: "Raporlama çok önemli"
Pazar günü, BİA² Medya Gözlem Masası sorumlusu Erol Önderoğlu hak örgütlerinin raporlama yaparken nelere dikkat etmeleri gereken yönleri tartışmaya açtı.
Türkiye muhabirliğini yaptığı Sınır Tanımayan Gazeteciler'in (RSF), çeşitli zamanlarda yaşanan olaylar sonrasında yaptığı raporlama çalışmalarından örnekler veren Önderoğlu, raporlarda kaynak belirtmenin, iddia ve gerçeklerin birbirinden ayrılmasının önemini vurguladı.
"İddia ve tanıklıkları bizzat elde ettiğimiz kanıtlarmış gibi sunmak kurumumuzun ve raporumuzun güvenirliliğini zedeleyecektir. Raporlarda olumlu ya da olumsuz resmi verilere ve resmi yetkililerin açıklamalarına, tepkilerine de yer vermek gerekli".
"Bilgi Edinme Yasası ısrarla kullanılmalı"
Kamu kurumlarından bilgi her zaman bilgi talep etmek gerektiğini söyleyen Önderoğlu, 24 Nisan'da 2004'te uygulamaya giren Bilgi Edinme Yasası hakkında da bilgi verdi.
Devlet kurumlarının henüz yasayla ilgili yeterince hazırlıklı olmadığını söyleyen Önderoğlu'nun sözleri yaptıkları başvurulara yetersiz, eksik cevap verildiğini ya da hiç cevap verilmediğini söyleyen katılımcılar tarafından da desteklendi.
Önderoğlu ve Gökçen, her şeye rağmen yasanın hak örgütleri için çok önemli bir hukuki silah olduğunu vurguladı ve örgüt temsilcilerinden ısrarla bu haklarını kullanmalarını istedi.
Eleştiri ve öneriler
Eğitimin sona ermesinin ardından katılımcılar söz aldı; eleştiri ve önerilerini iletti. Tüm katılımcılar pek uzmanlıklarının bulunmadığı bir alanda verilen eğitimin çok yararlı olduğunu ve anlatılanları kurumları ile paylaşacaklarını, uygulamaya geçirmeye çalışacaklarını söyledi.
Eleştiriler ise çoğunlukla eğitimin kısa olduğu, pratik çalışma yapılmamasının eksikliği ve teknik problemlerin eğitimi kesintiye uğratması üzerine yoğunlaştı. Tüm temsilciler bu eğitimlerin ve buluşmaların devam etmesini istedi.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası'ndan (Eğitim-Sen) Halit Ateş, örgütlerin içinde yaşanan kültür farklılıklarının nasıl aşılacağının da düşünülmesi gerektiğini belirtti.
"Bölgeye özgü zorluklar gözönüne alınmalı"
Eğitim-Sen Diyarbakır Şube Başkanı İhsan Babaoğlu da, özellikle bölgede çalışan hak örgütlerinin "devletin kırmızı çizgilerini" zorladığını söyledi.
Medyanın da bu yüzden önyargılı davrandığını vurgulayan Babaoğlu, bu önyargının nasıl aşılacağı üzerine konuşulması; eğitimlere bölgelerin farklı sorunları ışığında eklemeler yapılması gerektiğini belirtti.
Erkeklerin "her zaman olduğu gibi" daha fazla konuştuğu da eleştiriler arasındaydı.
Toplantıyı kapamak için söz alan BİA² koordinatörü Ertuğrul Kürkçü de, bu eğitimle birlikte medya çalışanlarından sonra iletişimin diğer ucunun da sürece dahil olduğunu söyledi.
Sürecin tek taraflı olmadığını vurgulayan Kürkçü, "Sizler de bu sürece sahip çıkın ve ihtiyacınız olanları talep edin. Yaygın medyanın aksine sıradan insanın sesini duyurmayı amaçlayan bizler elimizden gelen yardımı yapmaya çalışacağız" dedi.(EÜ)
Katılımcılar
Toplantıyı bölgesel yayın yapan Kanal 21, ART, Gün TV ve Can TV ile Anadolu Ajansı ve Dicle Haber Ajansı muhabirleri de izledi.
Eğitime katılanların tam listesi şöyle:
Ömer Faruk Şan -İHD Adıyaman Şubesi, Saadet Becerikli -İHD Batman Şubesi, Gülistan Taşkın -Selis Kadın Danışmanlık Merkezi, Gülseren Beydilli -EğitimSen Şube Kadın Sekreteri, Narin Bulut -Nubensa Kadın Hakları, İhsan Babaoğlu -EğitimSen Diyarbakır Şube Başkanı, Serdal Savaşçı -BES Diyarbakır Şube Başkanı, İlyas Arslan -Tüm Bel Sen Diyarbakır Şube Başkanı, Sadık Uslu -BTS Diyarbakır Şube Başkanı, Murat Taşkıran -İHD Diyarbakır Şubesi, Zeynep Deniz -MazlumDer Diyarbakır Şubesi, Sakine Arat -Barış Anneleri İnsiyatifi, Adile Uluğ -Diyarbakır Kadın Platformu, Emel Çakıcı -Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı (KEDEV), Fatma Altunç -KEDEV, Ebru Günay -Selis Kadın Danışmanlık Merkezi, Melike Çağlar -KAMER, Medya Piriçlioğlu -Selis Kadın Danışmanlık Merkezi, Mehmet Halit Ateş -EğitimSen Yürütme Kurulu Üyesi, Mehmet Nafiz Koç -İHD Elazığ Şubesi, Hamza Yaman-İHD Gaziantep Şubesi, Kemal Şener -Malatya Tabip Odası, Osman Nuri Son -BES Mardin Şubesi, Mensur Işık -İHD Muş Şubesi, Şahin Kayıkçı -İHD Siirt Şubesi, Bedirhan Batur -EğitimSen Yürütme Kurulu Üyesi, Mustafa Arısüt -MazlumDer Şanlıurfa Şubesi, Müslüm Kına -İHD Şanlıurfa Şubesi, Devran Melik -Kadın Yaşam Evi, Saadettin Paksoy -Türkiye Aile Planlaması Derneği Şanlıurfa Şubesi, Emine Akkuş -Şanlıurfa Barosu Kadın Komisyonu, Sevinç Özipek -Uçan Süpürge, Abdülmütalip Tohumeken -EğitimSen Yürütme Kurulu Üyesi, Özkan Ünal -Van Tabip Odası, Mecit Emen -MazlumDer Van Şubesi, Müzahit Karakuş -EğitimSen Van Şubesi, Mehtap Ceyran -Batman Kadın Platformu, M.Ali Oral -BES Adıyaman Şubesi, Tekin Kayra -EğitimSen Siirt Şubesi, Berivan Gökoğlu -Anne Çocuk Eğitim Vakfı Şanlıurfa Şubesi, Hacer Tümen -EğitimSen Adıyaman Şubesi, Özgül Anlaş -Dicle Üniversitesi, Necla Akkaya -Doğu Bilimsel ve Kültürel araştırmalar Kooperatifi, Cevdet Günoğlu -Tüm Bel Sen Diyarbakır Şubesi.
* BİA² Hak Örgütlerine Yönelik Eğitim Programı önümüzdeki hafta sonu Ankara'da, ilerleyen haftalarda da İzmir ve İstanbul'da düzenlenecek.