Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) İstanbul Temsilcisi Dr. Şükran İrençin, açlık grevindeki tutuklu ve hükümlüler için gereken saf B1 vitamininin yurtdışından getirtilebileceğini söyledi.
İreçin, Türkiye'de B1 vitamini üretilmediğini ve saf B1 (sadece B1 vitamini içeren ürün) olarak satılmadığını söyledi.
"Saf B1 vitamini içeren ürünlerin yurtdışından getirilmesi gerekiyor. 2000'de başlayan açlık grevi ve ölüm oruçlarında, saf B1 vitaminini yurtdışından temin edilerek avukatlar ve aileler aracılığıyla tutuklu ve hükümlülere ulaştırılıyordu."
"Saf B1'in bulunamadığı durumlarda B vitamini kompleksi alınabilir, 2000'de de yurtdışından getirilmede gecikme yaşandığında bu yönteme başvuruluyordu. Türkiye'de içerisinde B1 de barındıran B vitamini preparatları satılıyor."
İrençin, özellikle açlık grevi gibi çok uzun süreli kullanımlarda mutlaka saf B1 vitamini alınması gerektiğini, preparatların içerisindeki diğer vitaminlerin vücutta birikme yapmasının ileride sağlık sorunlarına yol açabileceğini belirtti.
"Nörolojik semptomların kalıcı hasara dönüşmemesi için B1 vitamini alınmalı, saf B1 tercih sebebi ancak hiç almamaları daha kötü olacağından yan etkileri göz ardı edilerek B vitamini kompleksi de alınabilir."
12 Eylül'de başlanan açlık grevlerinde B1 vitamini alınıp alınmadığını sorduğumuz İrençin, Türkiye'de şu anda B1 olmadığını, yurtdışından da henüz getirilmediğini düşündüğünü söyledi.
İrençin, kendilerine başvuran avukat ve ailelere B1 vitamini içeren vitamin komplekslerinden günde 500 miligram alınmasını tavsiye ettiğini, günlük vitamin ihtiyacının hiç değilse bu yolla karşılanabileceğini ifade etti.
"Kritik eşik" var mı?
Açlık grevleri bugün 42. gününde ve İrençin artık kalıcı hasarların oluşmaya başlayabileceğini açıkladı.
"Önceki açlık grevlerinde, bağışıklık sistemiyle ilgili sorunlar halledildiğinde nörolojik semptomların süreç içinde kaybolduğunu gözlemledik. Ancak 2000'de B1 vitamini almalarına rağmen süre çok uzadığı için sakatlanmalar meydana geldi."
"Yürümede güçlük gibi semptomların kalıcı hale gelmesi demek, hayatını bundan sonraki süreçte tek başına sürdüremeyecek olması anlamına geliyor."
"Kritik eşik" ifadesini de sorduğumuz İrençin, vücuttaki kalıcı hasarlarla ilgili olarak genel bir gün vermenin zor olduğunu söyledi ve şöyle devam etti:
"Türk Tabipleri Birliği (TTB) hapishanedeki tutuklu ve hükümlülerin muayene edilebilmesi için Adalet Bakanlığı'na dilekçe verdi ancak henüz bir cevap alınamadı. İnsanları tek tek muayene etmeden sağlık durumlarıyla ilgili yorum yapmak doğru değil."
"Ama bazı hapishanelerde musluk suyu içildiği, vitamin alınmadığı, tuz ve şeker gibi alınması gereken maddelerin doğru oranlarda alınmadığı haberlerini alıyoruz. Tüm bu şartlar, kalıcı hasar kalması açısından sakınca yaratıyor."
İrançin, en önemlisi can kaybı riskinin olduğunu, bağışıklık sistemi çöktüğünde en ufak enfeksiyonun bile öldürücü olabileceğini söyledi. (AS)
* Açlık grevindeki 615 tutuklu ve hükümlünün isimlerine buradan ulaşabilirsiniz.