Bu yıl Alevilerin oruç tuttukları kutsal Muharrem ayında ilkler yaşandı. Önce Meclis restoranında Alevilere özel iftar menüsü kondu, ardından Sabahat Akkiraz ilk kez Meclis çatısı altında muharrem orucu iftarı verdi; en son dün Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nde ilk kez iftar verdi.
Biz de Okmeydanı Cemevi'nde 12 gün boyunca iftardan sonra verilen sohbetlerden sonuncusuna katıldık.
Cemevi'ne ayakkabılarınızı çıkararak giriyorsunuz; yerdeki minderlerde oturuyorsunuz. Kadınlar sağda, erkekler solda otursa da bir süre sonra salonun neredeyse tamamı kadın olduğu için erkeklerle, kadınlar ve çocuklar bir arada oturdu. Kadınların çoğunun başında başörtü vardı ancak normalde böyle bir zorunluluk kesinlikle yok.
Kapıdan ilk girdiğinizde sizi Hacı Bektaş Veli'nin kucağında ceylan ve aslan taşıyan etrafında ise 12 kuş olan büyük fotoğrafı karşılıyor. Veli, zaferi ve gücü temsil eden aslan ile güçsüz ve uysal bir ceylanı kucağına alarak iyi ile kötüyü, şeytan ile meleği nefes vererek hak yoluna girmelerini sağladığını gösteriyor. Kuşlar ise 12 imamı simgeliyor.
Zaten salonda da 12 imamın fotoğrafları asılı. Sadece peygamber Muhammed'in fotoğrafında yüzünün tasvir edilmesi yasak olduğu için beyaz bir leke var.
Duvarların üzerinde Pir Sultan Abdal'nin "Bir olalım, iri olalım, diri olalım", Hacı Bektaş Veli'nin "Eline, diline, beline sahip ol" ve Hz. Ali'nin "İlimle gidilmeyen yolun sonu karanlıktır" sözleri yer alıyor.
Dede Özkan Yıldız, erenler ve bacıları selamladıktan sonra sohbete başlıyor. Hz. İmam Hüseyin'in yol yarenleri ile bugüne evrensel bir mesaj bırakma amacıyla öleceğini bile bile Kerbela'ya gittiğini söyledi. Bu evrensel mesaj: Zalime karşı boyun eğmemekti. O dönem Kerbela katliamını gerçekleştirenlerin her çağda yer alabileceğini belirten Dede Yıldız, "Önemli olan, haktan adaletten yana tavır alarak haysiyetini korumaktır" dedi.
Muharrem ayı boyunca elbette matem tutularak gözyaşı dökülebileceğini ancak en önemlisinin Hüseyin'in değerlerine sahip çıkmak olduğunu söyledi. Salona seslenen Dede, Aleviler arasında bazen geçmişte yaşananlar unutulduğu için Sivas Katliamı'nın yaşandığına dikkat çekerek "Cemevlerimizi doldurup birlik beraberliğimizi sağlayabilirisek, insanca yaşam için savaş verebilirsek işte o zaman imam Hüseyin, Pir Sultan Abdal, Hallacı Mansur ve Nesimi'nin yolundan gitmiş sayarız kendimizi" dedi.
Dede, sohbetine ara ara Kerbela için yazılmış türküleri sazıyla söyleyerek devam etti. (NV)