Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) yaşayan performans sanatçısı, yönetmen ve eğitimci George Emilio Sanchez, Boğaziçi Üniversitesi'nde "21. Yüzyılda Sanat ve Aktivizm" isimli bir seminer verdi. Sanchez, dün (17 Kasım) gerçekleştirilen seminerde sanat veya eğitimcilik konusunda hiçbir eğitim almadan, varolan sistemde farklı bir şeyler yapabilmek amacıyla girdiği serüveni anlattı.
Sanatı ve katılımcı eğitim anlayışını kullanarak geliştirdiği tekniğiyle ABD, Porto Riko, Peru ve Brezilya'da birçok okulda eğitim veren Sanchez; hem özel şirketlerle, hem kar amacı gütmeyen kuruluşlarla, hem de hapishanelerdeki mahkumlarla çalışıyor.
Konuşmasına 1920-1930'larda yaşanan ve ABD'de "siyahi edebiyatın" gelişmesinde öncü olan Harlem Rönesansı'nı anlatarak başlayan Sanchez; bu bölümde sanatın "değişim"deki rolünden bahsetti. Feminizmin ve çok-kültürlülüğün sosyal hayattaki yansımalarına da değinen Sanchez, konuşmasının ikinci kısmında "kendisinin hiç sahip olamadığı öğretmen" olabilmek amacıyla başladığı eğitimcilik kariyerinden ve ABD'de eğitimi dönüştüren isimlerden bahsetti.
Öğretmenlerin, cahil öğrencileri bilgiyle doldurmaları gerektiğini savunan bir eğitim sistemine karşı çıkan John Dewey'den bahseden Sanchez, Mustafa Kemal Atatürk'ün de Dewey'i "eğitim sistemini değerlendirmek" amacıyla Cumhuriyet'in ilk yıllarında Türkiye'ye getirdiğine değindi.
Sanchez, Brezilya'da tarım işçilerine okumayı yalnızca 45 günde öğretmeyi başaran Paolo Freiri'nin "öğrenci ve öğretmenin aynı anda öğrendiklerini" savunan tekniğinin ise eğitimde devrim niteliği taşıdığını düşünüyor. Freiri'nin bu tekniği ABD'de de uygulanmaya çalışılmış.
Sanchez ayrıca, Dewey ve Freiri'nin eğitimde yaptığını; tiyatroda yapmaya çalışan Augusto Boal'ın sanattan politikaya uzanan hayatına da değindi. "Seyirciler ve oyuncular arasındaki ilişkiyi değiştirmek isteyen" Boal, onların arasındaki iletişim ve etkileşimi artırarak ortaya yeni bir tiyatro anlayışı çıkarmış.
Bir aktivistken Brezilya'daki İşçi Partisi'nden Şehir Konseyi'ne seçilen Boal, Porto Allegre'ye o şehirde yaşayan vatandaşların, belediye giderlerinde söz sahibi olmasını sağlayan "Katılımcı Bütçe" diye bir uygulama getirmiş.
Sanchez, sistemin eksikliklerine karşı muhalefetlerini sanatla duyurmaya çalışan genç öğrencilerin katıldığı ve New York Üniversitesi'nde başlatılan bir projeden de bahsetti. Projeye başvuran öğrencilerin sayısının her geçen gün artığını söyleyen Sanchez, genç sanatçıların proje kapsamında yarattıkları bazı eserlere de değindi. Örneğin, Afgan kökenli lezbiyen bir öğrenci, Brooklyn'de Müslüman kadınlara karşı işlenen suçları araştırıp; bunları polise bildirmesine rağmen polis konuyla ilgili hiçbir girişimde bulunmamış. Genç sanatçı da tüm bu suçların işlendiği bölgeleri gösteren bir enstalasyon çalışması yaparak, yaşananları toplumun gözleri önüne sermiş.
New York'ta başlayıp tüm dünyaya yayılan Wall Street'i İşgal Et/Yüzde 99 (Occupy Wall Street/99 Percent) eylemlerine de değinen Sanchez'e göre "demokrasi ancak bilgi sahibi bir halk varsa işler." ABD'de son seçimlerde seçmenlerin yalnızca yüzde 52'sinin oy kullandığına dikkat çeken Sanchez, ülkede insanların oy vermek için kaydolmayacak kadar bilinçsiz olduğunu vurguladı.
Sanchez, bugün (18 Kasım) ve yarın Boğaziçi Üniversitesi, Barış Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi'nde Augusto Boal'ın Ezilenlerin Tiyatrosu ve Yaratıcı Süreç konulu bir çalıştay da gerçekleştirecek. (IK/ÇT)