Hani olur ya, yalnızca bir gece uykunuz kaçtığı için uzun zamandır merak ettiğiniz ama bir türlü incelemeye vakit bulamadığınız bir kitabı açar okumaya başlarsınız. İşte benim Yora'yı keşfetme maceram da tam olarak böyle başladı.
24 Eylül 2012 gecesi yatağımda debelenirken çok sevdiğim bir insanın da (Burak Özkök) bateristi olduğu ve Akif Ercihan Yerlioğlu (vokal/gitar), Büşra Yalçınöz (bas), Fundagül İnce (vokal/geri vokal), Emir Erünsal (saksafon), Ozan Tekin (tuşlu aletler, glockenspiel) ve Uygar Çehreli'den (gitar) oluşan ekibin İstanbul kokan şarkılarını dinlemeye başladım.
Aslında şarkılar değil, belki de La Blogotheque'in -kültürlerin kaynaşmasına öncülük eden Fransızca bir müzik blogu- İstanbul'da düzenlediği Take Away etkinliği kapsamında çektikleri canlı videolarıydı Galata/İstanbul kokan. Zira onlar da kökenleriyle bir o kadar barışık olmalılar ki "Home/Ev" diye adlandırmışlar bu samimi videoyu.
Onu izledikten sonra dayanamayıp önce "Son Ses" (ki açık ara en sevdiğim şarkıları oldu bile J), 17 Mayıs Perşembe günü Ghetto'da yaptıkları albüm tanıtımı videoları Gün Sözleri vs. derken bir bakmışım bir sonraki gün albümü satın almaya karar vermiştim.
Post Dial, Badem, Cümbüş Cemaat, Mor ve Ötesi gibi Boğaziçi Üniversitesi'ndeki Taşoda çalışmalarıyla adını duyuran grup, MySpace'in yanı sıra butik çevrimiçi ağlar vasıtasıyla dinleyici kitlesini genişletmeyi başarmış.
İndie'nin vaatleri
Grubun prodüksüyonundan albüm dağıtımına kadar bütün maliyeti grup elemanlarının üstlendiği bu kolektif, kanımca son zamanlarda yaşadığım şehirden çıkan en başarılı "indie/bağımsız" müziği icra ediyor.
Aybike'nin bir röportajlarındaki tanımına göre "aktarmalı" olarak Türkiye'ye "gelen" ve kendilerinin de temsilcisi olduklarına inandıkları indie müzik türü, "İstanbul gibi büyük şehirlerin dışına" çıkamıyor. Yine de Uygar'a göre kendilerini daha rahat konumlandırabildikleri bir etiket olsa "indie" yerine onu kullanırlarmış.
Indie, alternatif, rock, artık nasıl adlandırırsanız adlandırın, yine de kimi insanların en büyük kırılganlıklarının öne çıktığı nice dönemi pozitif şarkılarındaki hareketli ritimlerle atlatabilecekleri bir dinleti sunuyor bize Yora. İster "Bugün" isterseniz de klibinin iki minik insanın aşkına ev sahipliği yaptığı "Işık Lekesi" ile coşabilir veya "Atlıkarınca" ile melankolinin en tatlı tınılarında kaybolabilirsiniz.
Yora, vokalistleri Akif Yerlioğlu'nun Harvard Üniversitesi'nde eğitimine devam etmeye karar vermesinden sonra konserlerine -şimdilik- ara vermiş gözükse de, yakın çevremde kulağıma fısıldananlara bakılırsa 16 Ocak 2013'te İKSV Salon'da verecekleri bir konserle sevdikleriyle buluşmayı planlıyor.
Hayranlarının nefeslerini tutarak bekleyecekleri bir turneye girişmeyi amaçlayan grup, bunu gerçekleştirirse, müzik kariyerlerinin yanında özel sektördeki iş hayatlarını sürdüren bazı elemanlarını biraz yoracak olsa da bizleri fazlasıyla mutlu edeceğe benziyor.
Sonuç itibariyle onların da dediği gibi:
Ne kaldı
Başımı karanlığa attım boğazımdan kesip
Yine de güneş odama vuruyor
Işık lekesi kalıyor. (IK/YY)