İnsan hakları alanında çalışan, avukatların insan hakları konusunda eğitim almalarını sağlayan İzmir barosu avukatlarından Mehmet Nur Terzi, Arıtman'ın sözlerinin tartışılacak bir hukuki boyutu olmadığını, ancak altındaki zihniyetin tartışılması gerektiğini söylüyor. bianet'e konuşan Terzi, Türkiye'deki yasa koyucuların da "kesinlikle insan hakları eğitimine ihtiyacı olduğunu" dile getiriyor.
"Bu teklif, birincisi, vahşi batıyı çağrıştıran bir anlayış. Silahlanmayı teşvik eden, ilkel bir topluma dönüşü öneren bir anlayış. Bu durum, herkesin silahlanması demek."
" İkincisi, çağdaş devlet anlayışı yerine, herkesin kendi adaletini aradığı, 200 yıl önceki devlete geri dönüş anlayışı."
Suç sosyal tedbirle önlenir
Terzi, uluslararası hukukun insan haklarına dair en temel kavramlarını anımsatıyor:
"Devletin negatif yükümlülüğü, 'öldürmemektir'. Pozitif yükümlülüğüyse, bireylerin öldürülmemesi için gerekli önlemleri almak. Burada, devletin negatif yükümlülüğü hiçe sayılıyor. Hukuk devletini güçlendirmek yerine, ilkel topluluğa ait bir anlayışa yönelmek bu.
Milletvekili, bunu, suçu önlemek ve caydırıcılık için öneriyor. Oysa insan haklarına dayanan devletlerde suç sosyal tedbirlerle önlenir, polisiye önlemle olmaz.
Gelir dağılımında adaletsiz bu kadar yüksekken, hırsızlığın olması kadar doğal bir şey yok. Hırsızlıkla mücadele için gelir adaletsizliğinin önüne geçilmeli."
Yaşam hakkı mı, nefsi müdafaa mı?
Söz konusu sorunun yaşam hakkıyla ilgili olduğunu belirten Terzi, nefsi müdafaada geçerli olanın orantılı güç kullanımı olduğunu anımsatıyor:
" Nefsi müdafaa orantılı güç kullanımına dayanır. Karşınızdaki kişi sizi öldürecekse geçerlidir. Elinde sopa olan bir adama silahla ateş edemezsiniz. Sizi tehdit eden güçle, sizin kullandığınız güç orantılı olmalıdır."
"Yaşam hakkı en kutsal haktır. Sosyal demokrasi bunu geliştirmeyi amaçlar. Böyle bir teklifin bir CHP milletvekilinden gelmesine çok şaşırdım."
Arıtman'ın sözleri
Milletvekili Arıtman, dünkü açıklamasında, teklifini savunurken şunları söylemişti:
"Hazırladığım yasa teklifine göre, evindeki hırsızı vuranın hapis cezası almaması düzenleniyor. Yatak odamda, yatağımın başında olan insan. Kimse kusura bakmasın. Eğer devlet can ve mal güvenliğini koruyamıyorsa vatandaşa kendini koruma imkanının sağlanması lazım."
Üç tabancası olduğunu, ancak yaşamı boyunca bunları hiçbir canlıya doğrultmadığını anlatan Arıtman, "Ama birini yanımda taşıyorum. Ben Ankara'da yalnız yaşayan bir insanım. AKP'nin sayesinde hepimiz kirada oturuyoruz. Biri evimize girdiğinde, bırakın canımızı, malımızı, ırzımız da tehlikede, kendimizi korumak zorundayız" demişti. (TK)