Meral Şimşek. Çocukluğu Diyarbakır’da çaışmaların yoğun olduğu dönemde şiddetin ortasında geçti. Kendi anlatımına göre 13 yaşında gözaltına alındığında ilk kez cinsel saldırıya uğradı.
Afyon’da üniversiteye gittiğinde yine baskı ve şiddetle karşılaştı. Yılmadı. Kendisinin tanıklığını ve toplumsal gözlemlerini yazıya döktü.
Şimdilerde dört kitabı onlarca ödülü var. Yazımını tamamladığı yeni kitabını yine kendi kurduğu yayınevinden çıkartmak istiyor.
Meral Şimşek, şiddete karşı mücadele ederken kendisini var eden güçlü kadınlardan.
Yazar Meral Şimşek anlatıyor..
Sizi tanıyabilir miyiz?
Diyarbakırlıyım. Şiir ve roman kitaplarım var. Mülteci Düşler, Ateşe Bulut Yağdıran ve Nar Lekesi isimli kitaplarım var.
Kitaplarınızda daha çok hangi konulara odaklanıyorsunuz?
1980’de ve 1990’larda Kürt illerinde yaşananlara odaklanıyorum ancak bunu kendi ailemin tarihi üzerinden genele bakarak yapıyorum. Çünkü o dönem yaşananları sadece tek bir aile yaşamadı bütün bir toplum baskıdan ve şiddetten nasibini aldı. Çok zorlu bir süreçti.
"Yaşadıklarım travma"
Siz bir baskı ve şiddet gördünüz mü?
İlk kez 13 yaşında Diyarbakır’da abim ve ablamla birlikte gözaltına alındım. O gözaltında makatıma jop soktular ve cinsel saldırıda bulundular. Lisede de kayıt dışı gözaltına alındım, orada bekaretimi kaybettim. Üniversiteye gittiğimde de gözaltına alındım.
Ablam cezaevinde yaşamını kaybetti 1993’tü ve abim 1996’da gitti. Bu nedenle de aile olarak sürekli baskı gördük.
Hatta babamın bizi terk ettiğini bilen Mardin’in Mazıdağı ilçesindeki evimize gelip beni orada da taciz etti. Bu benim için büyük bir travmaydı.
"Yaşadıklarım yazdıklarımı doğurdu"
Yaşadıklarınız sizi nasıl etkiledi?
İlk başta zaten çok küçük olduğum için ne yaşadığımı çok bilmiyordum. Anlatamamıştım. Sonrasında bağırsaklardaki yırtılmalar vs gibi durumlarda anladım ne yaşadığımı. Aileye anlatmak çok zor. Yıllarca psikolojik tedavi gördüm.
Lisede yaşadığım durumları arkadaşlarımla paylaştım. Beni çok fazla doktora götürdüler. Makat bölgemde yırtılmalar meydana gelmişti. Bunu anlattığımda etrafımdaki insanların da korkacağını düşünüp anlatmıyorsunuz, susuyorsunuz. Kurumsal bir yargı mekanizması yok. Baba yok, dağınık bir aile. Aile korkunç iki ölüm yaşamış ve bu aile benle mi uğraşacak bu aile diyorsunuz? Susmayı öğreniyorsunuz.
Ama yaşadıklarım yazdıklarımı doğurdu. Ayrıca bizler kadınlar o dönem bize dayatılan cinsel şiddeti, tacizi anlatabiliyoruz. Erkekler hiç konuşamıyor bu konuları. Her iki cinsinden çatışma dönemlerinde çok fazla yara aldığını düşünüyorum.
Ben o dönemki mücadelenin de bugün de olanın haklılığına inanıyorum. Diliniz yasaklanıyor. Türkçeyi doğru düzgün kullanamadığım için baskı gördüm. Kimlik bilincime çok erken varmıştım. Devlete karşı çok öfkeliydim.
Ciddi baskılara tanık oldunuz..
Evet çocuk yaşta cezaevi ziyaretlerinde görüyorsunuz aslında baskıyı. Biz, 1980’leri gördüğümüz için 1990’da gördüklerimiz bizi çok etkilemedi, kanıksamıştık.
Üniversite günlerinizden söz eder misiniz?
Afyon’da okuyordum. Çok ciddi tehditler gördük. Gittiğiniz gibi secerenizle gidiyorsunuz. Korkunç bir baskıyla karşılaşıyorsunuz. Yıllar sonra iki üniversite okudum. Anadolu Üniversitesi’nde Adalet okudum. Ani bir kararla evlendim.
Neden?
Evlenmeyi düşünmüyordum. Yaşadığım topluma karşı öfkeydi. Benim ailem çok zorlu bir süreçten geçti. Yoklukla büyüdük. Çöpten çöp toplayan çocuklardan biriyim. Annem de cinsel şiddet görmüştü babamdan. Ben de bu nedenle evlenmeyi çok düşünmüyordum. Ama bir anda kendimi evlilik içinde buldum.
Baskılar üniversitelerden sonra devam etti mi?
Evet. Çok baskı gördüm. Ama hukuk dışında hiçbir şey yapmadım. Dönem itibariyle bir haksızlık varsa dillendiriyorsunuz. Sanatla uğraşmak bunu gerektirir.
Yazılarımda, söyleşilerimde her zaman şiddeti anlattım.
"Polis baskısı altındayım"
Son olarak ne yaşadınız?
Özellikle son bir yıldır yoğun baskı görüyorum. Malatya’da yaşıyorum Nisan 2019’da bir gözaltı yaşadım ama evimden değil yolun ortasında alındım. 10 Nisan’dı. Arabaya bindirildim. Ne olduğunu anlamadım. Polis diye kendisini tanıttığından “Emniyet’e gidiyoruz” sandım, sordum. “hayır” dedi. “Biraz senle sohbet edeceğiz” dedi. Sanayi Bölgesi’ne doğru ilerlemeye başladık. “Beni ne gerekçe ile aldınız?” diye sordum. Bana kuzenimin adını sordular, o kim dediler. Ben de şaşırdım. O an geçmişe gittim. Çünkü çok ağır şeyle yaşamışım. Onlar aklıma geldi.
Bana sordukları kuzenim de şu an tutuklu. Bana onu neden sorduklarını hiç anlamadım. Ben anladım ki onu bahane ediyorlar aslında. Bana ekonomik koşullarıma dair bilgi veriyorlar. Beni takip etmişler.
“Sen bir yazarsın bunları kaybetme” diyorlar. Ben de “Ne yapma mı istiyorsunuz?” dedim. Beni tehdit etmeye başladılar.
Yaklaşık bir saat sürdü. Bana ajanlık teklif ettiler aslında. Kendimi uzun zamandır polis baskısı altında hissediyorum.
Sonra ne oldu?
Bana üç gün süren var dediler. Benim kadınlığımı ve anneliğimi hatırlattılar. Beni sürekli olarak tehdit ettiler. Bana numaranızı verin dedim. Ben numarasını kayıt ettim. Okuldan ısrarla aradılar benim çocuğum hasta aniden arıyorlar demek ki.. Ben de telefona baktım. Okul müdiresi beni aradı “Çocuk rahatsız acil gelmeniz lazım” dedi.
Beni çocuklarımın okulunun önüne bırakmalarını söyledim. Çünkü, orada kamera var ve o kaydeder düşündüm. Görüntü alınabilir belki diye düşündüm. Ben insan hakları savunucusu arkadaşlarım vardı onları aradım. Eren Keskin’i aradım. Ertesi gün o numarayı Eren Keskin aradı. Ancak, telefon devre dışı kalmıştı.
Savcılığa şikâyette bulunduk, can güvenliğimin olmadığını belirttik. Ama, bir soruşturma açılıp açılmadığı konusunda bize bilgi verilmedi.
Sonra tekrar böyle bir olay olmadı.
Malatya Savcılığı bir şey yapmadı mı?
Ben savcılığa ifade vermeye gittim. Savcı bana sürekli “Polis olduğuna emin misin?” diye sordular. Ben kimlik gösterdiklerini anlattım. Size anlattığım her şeyi anlattım. Deliller toplanıyor diyorlar henüz bir dava açılmadı.
Son olarak ne söylemek istersiniz? Sizce neden bunu yaptılar?
Bana bir korkutma gibi geliyor. Toplum dengemizi bozmaya çalışıyorlar. Edebiyat dünyasında birileri bunları yaşıyor mu bilmiyorum. Biz bunu konuşmalıyız. Anlatmalıyız. Korkmamalıyız. Ben yıllar önceki Meral değilim, artık konuşabilirim, anlatabiliyorum.
Geçmişim hatırlatılması tamamen korkutma, psikolojik bir baskı olarak düşünüyorum.
Ben birilerinin sesini duyurmayı seçtim. Ben güçlü olmalıyım ki birilerinin de sesini duyurabileyim. Kendi yayınevimi kurup benim gibi kadınların sesini duyurmak istiyorum. Şunu anladım, eğer doğru yoldaysanız asla yalnız kalmıyorsunuz. Ben çocukluğumdan beri şiddete karşı mücadelenin yazı olduğumu öğrendim, şimdi de bunu yapıyorum.
Meral Şimşek'in kitapları Yazar. İki çocuk annesi. Kocatepe Makina bölümünü bırakmak zorunda kaldıktan sonra yıllarca eğitim hayatına ara vermiş sonrasında Anadolu Üniversitesi Adalet Bölümü'nden mezun oldu. Eğitimine aynı ünirsitenin Kamu Yönetimi Bölümü'nde devam ediyor. Yayınlanmış kitaplarının yanısıra çeşitli dergilerde şiirleri ve yazıları yer alıyor. Aynı zamanda şarkı sözler yazıp, bestelerde yapmakla birlikte editoryal çalışmalar da yapıyor. Eseleri: |