"FETÖ" medya yapılanmasında yer aldıkları iddiasıyla aralarında gazeteci Murat Aksoy ve müzisyen Atilla Taş'ın aralarında yer aldığı 19'u tutuklu 29 medya çalışanının “örgüt üyeliği” ve “darbe teşebbüsü” suçlamasıyla yargılandığı davaya devam edildi.
Yargılamada karar aşamasına gelindi, İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada esas hakkında savunmalar toplanmaya başlandı.
Yargılananlar
Davada Said Sefa ve Bülent Ceyhan hakkında yakalama kararı bulunuyor. Murat Aksoy, Atilla Taş, Cihan Acar, Bünyamin Köseli, Davut Aydın, İbrahim Balta, Ali Akkuş ve Muhterem Tanık tutuksuz olarak, Bayram Kaya, Cemal Azmi Kalyoncu, Emre Soncan, Habip Güler, Hanım Büşra Erdal, Ufuk Şanlı, Cuma Ulus, Mutlu Çölgeçen, Ahmet Memiş, Ünal Tanık, Muhammet Sait Kuloğlu, Yetkin Yıldız, Yakup Çetin, Seyid Kılıç, Mustafa Erkan Acar, Hüseyin Aydın, Abdullah Kılıç, Oğuz Usluer ve Gökçe Fırat Çulhaoğlu tutuklu olarak yargılanıyor.
İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti ve duruşma savcısıMahkeme Başkanı: Taner Akıncı Üyeler: Avni Kavi ve Özlem Atuk Çıldır Savcı: Aydın Boztaş |
Abdullah Kılıç: Örgüt üyesi değil gazeteciyim
Duruşmada ilk olarak, 25 Temmuz 2016'dan beri tutuklu olan eski Habertürk TV çalışanı ve kapatılan Meydan gazetesi yazarı Abdullah Kılıç esas hakkında savunmasını yaptı.
Kılıç'ın savunması şöyle:
“Örgüt üyeliği kriterleri gibi gazeteciliğin de kriterleri vardır. Hem örgüt üyesi hem gazeteci olamaz. Tavrımın tarafımın ve gazeteciliğimin kanıtı tweetlerim yazılarım ve haberlerimdir.
“İddianamede somut kanıt olmadan örgüt üyesi olduğum iddia edilmiş. FETÖ'nün nihai amacı devleti ele geçirmek. Ne yaptı? Ne strateji izledi? Şahsımın katkısı nedir?
“Örgütün en somut eylem darbe girişimi. Üyelerine darbeye karşı konulmaması halkın sokağa inmemesi için sosyal medyada kamuoyu oluşturulması talimatı vermişti. İddianamede öyle yazıyor.
“15 temmuz akşamı 23'ten 7'ye kadar tivitlerim. Bu gece yaşananlar darbe falan değil türkiye tarihinde yaşanmış en büyük terör saldırısı.
“Devleti ele geçirmek sadece askeri darbeyle olmuyor, yargı ile de seçilmişi düşürebilirsiniz. Bun 17-25 Aralık'ta gördük.
“18 Aralık'ta haber müdürümü arayıp “Bu bir siyasi operasyondur haberleri sadece AA'dan girelim” dedim. Zaten aleyhime tanklık yapan Ömer Tekerek de bu yaklaşımımı teyit etti.
“17 Aralık operasyonuyla devam eden sürecin mağdurlarından biri benim. Fatih Saraç ile Erdoğan arasında geçen görüşmeler haramzadeler tarafından paylaşılmış, lince maruz kalmıştım.
“Bir örgüt darbe yapmadan da, hükümeti yıkmadan da yargı operasyonuyla hükümeti güçsüz kılabilir. Hakan Fidan'ın ifadeye çağrılması da böyle bir olay. Bu olayın ardından yaptığım yayında “Bir savcı sayın MİT müsteşarını ifadeye çağıramaz. Soruşturma dosyasıyla ilgili bilgi vermek istiyorsa ya Fidan'ı kahve içmeye davet edebilir ya da kendisi çay içmeye gidebilir” dedim.
“Radikal'de 2011'de haber müdürlüğü yaptığım sırasında soru hırsızlığını ortaya çıkaranlardan biriyim. Soru cevaplarının şifre olarak verilmesiyle ilgili 12 manşet yaptım ama o dönem hiçbir siyasetçi ve yönetici bunu dikkate almadı, hatta beni yalanladılar. Ta ki haber Sabah gazetesinde yayınlanana kadar.
“Eğer FETÖ üyesi olsaydım bu örgütün tüm suçlarını ifşa eder miydim? Yaptığım haberlere bakarsanız ben FETÖ'nün işlediği tüm suçları deşifre etme saikiyle hareket ettim.
“Bu iddianamede Fuat Avni yönetici ben üye olarak suçlanıyorum. Peki siz hiç sosyal medyadan yöneticisini aşağılayan bir üye gördünüz mü? Ben sadece gazeteciyim.
“Ben FETÖ üyesi değil gazeteciyim. 25 yılda solcu, milliyetçi ve merkez medyada çalıştım, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nden en iyi haber dalında ödüller aldım.
“Eğer Meydan gazetesinde 20 ay yazı yazdığım için ceza veriliyorsa ben zaten 17 aydır tutukluyum, bu cezayı çoktan çektim.”
Kılıç'ın ardından avukatı Ziya Metehan Arısoy da esas hakkında savunma yaparak Kılıç'ın tahliyesini ve beraatini istedi.
Duruşmaya öğle arası verildi. (EA)