Thomas Hammarberg, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri, İnsan Hakları ve Medyanın Değişen Manzarası (Human rights and a changing media landscape) adlı yayını Londra'da bir basın toplantısında tanıttı.
Hammarberg toplantıda, "İnsan haklarını savunulması medyanın özgürlüğü ve çoğulculuğa bağlıdır. Bu durum, hükümet kısıtlamalarına ve tekelleşme eğilimine karşı çıkmayı zorunlu kılıyor" dedi.
"Gazeteciler öldürülüyor ya da tehdit ediliyor. Devlet otoriteleri medyayı kontrol etmeye ve medyanın hükümet bilgilerine ulaşmasını engellemeye çalışıyor. Aynı zamanda ticari tutkuların, haber odasında etik ve yasal olmayan faaliyetlere neden olduğunu gördük - News of the World telefon dinlenme skandalının şok edici bir açıklıkla gösterdiği gibi-"
Hammarberg daha sonra sekiz uzmanı yanına davet ederek sosyal medya, gazetecilerin şiddetten korunması, etik gazetecilik, resmi belgelere erişim, medyanın kamuya karşı görevi ve medya çoğulculuğuyla ilgili, altı konuda kişisel sunumlarını yapmalarını istedi.
Hammarberg rapordan ve sunumlardan yola çıkarak, "Bugün Avrupa'da basın özgürlüğünün ve ifade özgürlüğünün korunmasına ihtiyaç vardır" dedi.
"Cezasızlık, benzer suçları cesaretlendiriyor"
Gazetecilerin maruz kaldığı şiddet ve tehditlerin ciddi biçimde soruşturulmasının önemini vurgulayan Hammarberg, "Cezasızlık, gelecekte benzer suçların işlenmesini cesaretlendiriyor" diye konuştu.
Sosyal medya, bloglar, video ve sosyal ağların politik tartışmaların ve organizasyonların anahtarı haline geldiğinin altını çizen Hammarberg, sosyal medyanın gücü yüzünden baskıcı devletlerin saldırısına uğradığını belirtti.
"Sosyal medya kişisel doğruluk bakımından korumaya ihtiyaç duyulsa da, ifade özgürlüğü açısından önemi küçümsenmemelidir" dedi.
"Geleneksel medya, küresel ekonomik kriz karşısında zorlandı. Binlerce iş kaybı yaşandı, soruşturma, kontrol ve eğitim alanında araştırma için küçük alanlar kaldı. Etik gazetecilik terimi bu bağlamda çok önem taşıyor. Medya, etik değerleri temel alan bir öz denetim sistemi ve şikâyetleri alıp cevap verebileceği bir mekanizma geliştirmelidir."
Hammarberg, "Umarım ki; bu kitap mevcut güçlükleri aşma konusuna ışık tutacak. Medyanın gittiği yol, gelişimi ve insan haklarına etkisi hakkında ciddi bir kamuoyu tartışması yapmak gerekiyor" diyerek sözlerini bitirdi. (IC)
Yayını buradan İngilizce olarak buradan okuyabilirsiniz.