Kadınlar, bugün İstanbul’da yaptıkları basın açıklamasında “Meclis kadın cinayetleri için olağanüstü toplanana kadar sokaklardayız” dedi, cinayetlerin durdurulması için acil eylem planı oluşturulmasını talep etti.
Toplantıda erkek şiddetine karşı Türkiye’nin birçok ilinde yapılacak eylemlerin takvimi de açıklandı.
Eylem takvimiİstanbul, 20 Temmuz saat 14.00, Kadıköy Boğa Ankara, 20 Temmuz saat 14.00, Güvenpark İzmir, 20 Temmuz saat 18.30, Alsancak Gar Antalya, 20 Temmuz saat 21.30, Kapalı yol- Halk Bankası önü-Üç Kapılar Bursa, 20 Temmuz saat 22.00, Eker Parkı Van, 18 Temmuz saat 18.00, Sanatçılar Sokağı Mersin, 20 temmuz saat 18.00 de Forum AVM Boyner önü Marmaris, 20 Temmuz saat 21.00 Fatsa, 20 Temmuz saat 21.00, sahilde oturma eylemi Kocaeli, 20 Temmuz saat 17.00, Kocaeli Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü önü Kayseri, 20 Temmuz saat 16.00, Cumhuriyet Meydanı Almer önü Çanakkale, 20 Temmuz saat 20.00, Kordon Eskişehir, 20 Temmuz saat 17.00, Köprübaşı Yapı Kredi Bankası (Karakedi bozacısı karşısı) Adana, 21 Temmuz saat 18.30, İnönü Parkı |
Avukat Perihan Meşeli, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam’ın koruma altındayken öldürülen kadın olmadığına, öldürülenlerin ise Bakanlığın değil Emniyet’in koruması altında olduğuna yönelik açıklamasına değindi, “Aile Bakanlığı’nın kendi yetkilerini bilmediğini fark ettik” dedi.
Meclis nerede?
137 kadın örgütünün imzaladığı basın açıklamasında “Soruyoruz: İki gün içinde altı kadın cinayeti işlenmişken, kadın cinayetleri evde, işyerinde, sokakta, her yerde, özel ve kamusal alanda her an yaşamımızı tehdit eder hale gelmişken, Meclis nerede?” denildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Aile Bakanı’na bir sözümüz var; Devlet, kadın cinayetlerini gündeme almayan ve etkili mücadele yöntemleri kurmayan yasama ve yürütmesi ile, haksız tahrik indirimleri ile, erkeklere ‘teşvikler’ sunan yargısı ile kadın cinayetlerinden sorumludur.
“Meclisin kadın ve trans cinayetleri gündemi ile olağanüstü toplanmasını ve bu toplantıda kadın örgütlerinin belirlediği cinayetleri önleyebilecek temel şartları doğrultusunda acil bir eylem planı oluşturulmasını talep ediyoruz!
“Biliyoruz ki biz kadınlar bir araya gelebilirsek cinayetleri önleyebiliriz. 20 Temmuz’da kadın cinayetlerine karşı isyanımızı haykırmak için ev işi, çocuk bakımı dayatmalarına da kulak asmadan sokağa çıkıyoruz. Meclis’in olağanüstü toplanması için ses çıkarıyoruz.”
“Şiddet uygulayanların hasta olmadığını biliyoruz”
Açıklamanın ardından söz alan psikolog Pınar Önen, bu çağrının kadın örgütleriyle sınırlı olmadığını, meslek örgütlerinin de desteklediğini belirtti. “Çünkü biz bunu bir toplum sağlığı sorunu olarak görüyoruz” dedi. Şiddetle cinayet arasındaki ince çizgiye dikkat çekti.
“Erkek şiddeti toplumda kanıksandı ve kültürümüzün bir parçası haline geldi. Şiddet uygulayanların hasta olduğu savını reddediyoruz. Bu bir hastalık ya da öfke kontrolü problemiyse, semptomlar neden sadece kadınlara karşı ortaya çıkıyor? Şiddetin sadece sistematik olarak ezilene, kendinden güçsüz olana yönelmesi, bize bir hastalık değil, bir zihniyet sorunu olduğunu gösteriyor.”
Önen, erkek şiddetinin bir uzantısı olarak bir risk grubu oluşturan çocuklarında görmezden gelindiğini söyledi. “Günde üç kadın öldürülüyorsa, günde en az 10 çocuğun annesi mezara, babası hapse gidiyor” diye konuştu.
“Meclisteki tüm partilere sesleniyoruz”
Avukat Hülya Gülbahar, AİHM’in Nahide Opuz kararını hatırlatarak Türkiye’nin kadınları koruyamadığı için ceza alan tek devlet olduğunu belirtti.
Hükümetin aile politikalarına değinen Gülbahar, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın 81 ildeki müdürlerinin erkek olduğunu vurguladı, “Bu teşkilatlanma yapısıyla topluma nasıl bir aile modeli anlatılıyor? Erkeğin üstün olduğu bir aile” dedi.
Gülbahar, erkek şiddetiyle ilgili resmi verilerin çelişkileri ve koruma tedbir kararlarının ne kadar ve nasıl uygulandığından da bahsederken, siyasetçilere seslendi.
“Sadece iktidar partisine seslenmiyoruz. Meclis’te üç parti daha var. Biz tüm partileri göreve çağırıyoruz.
“AKP eşitliğe inanmadığını deklare etti. Diğer partiler inanıyorsa sesleri daha yüksek çıkmalı. Sorunu bize havale edip aradan çekilmelerini istemiyoruz. Hükümeti onlar zorlayacak. Gerekirse üç parti anlaşıp, bir gün meclis gündemini buna ayıracaklar ve acil eylem planı hazırlayacaklar.” (ÇT)