Adaları ve Boğazlarıyla Marmara Kültürleri Ağı, CulturCivic desteğiyle hazırladığı "Marmara'yı Oynuyoruz" kutu oyununu Postane İstanbul'da bugün (14 Kasım 2022) düzenlediği basın toplantısıyla tanıttı.
Dernek, müsilajla birlikte ortaya çıkan Marmara Denizi tartışmalarına Marmara kültürleri perspektifinden bir katkı sunmak için yola çıktı.
Basın toplantısında, Marmara kültürlerini korumanın ve bu kültürlerin devamını sağlamanın yolunun Marmara Denizi'nin biyolojik çeşitliliğini de korumaktan geçtiği vurgulandı.
Toplantıda yüz yüze yapılan etkinliklerin yanı sıra insanları harekete geçirecek bir ürün koyma hedefiyle Marmara Kutu Oyununun tasarlandığı belirtildi.
"Marmara'yı çok iyi korumalıyız"
Oyun sunumu öncesinde açılış konuşmasını yapan ve Marmara Denizi hakkında bilgi veren Prof. Dr. Bayram Öztürk şunları söyledi:
"Marmara Denizi'nin korunması çok önemli bir konu. Çünkü Marmara Denizi'ni korursak hem Ege'yi koruyacağız hem de Karadeniz'i koruyacağız. Çünkü Marmara Denizi'nin yer aldığı konum hem Ege'nin hem Karadeniz'in oksijen dengesini korumasına yardımcı oluyor.
"Dolayısıyla Marmara Denizi'ni böyle bir sistem olarak da hayal edebiliriz. Kalp gibi düşünebiliriz hem damara hem ayaklarımıza hem beynimize, vücudun her tarafına sirayet eden, kan pompalayan ve oksijen üreten bir sistem. Bu yüzden Marmara'yı çok iyi korumalıyız."
Ardından söz alan Aslı Uludağ, Kerem Ozan Bayraktar ile birlikte Marmara Denizi için ürettikleri video çalışması sonrasında Marmara Adası'nda yaptıkları gözlemlerle ekolojik farkındalık yaratacak ve çevre konuları üzerinde düşünmeyi sağlayacak bir oyun tasarımı yapmaya karar verdiklerini belirtti.
*Katılımcılar, tanıtım sonrası kutu oyununu hep birlikte oynadı.
"Oyun için adalı kadınlardan esinlendik"
Aslı Uludağ kutu oyunu ile ilgili olarak şu bilgileri verdi:
"Aslında insanların çevreye bakış açıları birbirinden farklı farklıydı.
"Oyun konusunda ise kahvede okey oynayan adalı kadınlardan esinlendik. Oyunun bir topluluk yaratma unsuru olduğunu fark edince biz de insanları bir araya getirecek bir şey kurgulayalım dedik."
Tahribat ekolojisi ile ilgilenen Kerem Ozan Bayraktar ise şöyle konuştu:
"Genelde ekolojinin tam kelime anlamıyla değil ama ekolojik düşünmeye odaklı şekilde meselelere yaklaşıyoruz. Bunları nasıl çözümleyebiliriz diye soruyoruz kendimize.
"Ön araştırma için gittiğimiz Marmara Adası'ndaki ilk gördüğümüz şey kahvehanede okey oynayan kadınlardı. Kadınlar kahvesine kadınlarla konuşmak için gittiğimizde bu oyunu okey üzerinden tasarlamaya karar verdik. Amaçladığımız şey ile oyunun kuralları birbiriyle uyuşmayınca bu fikirden vazgeçtik. Ekolojik düşünmeyi zorlayan bir sistem geliştirmek istiyorduk. Öyle olunca farklı oyunların sistemlerini inceledik. Bizim düşündüğümüz ekolojik sisteme neyi, nasıl kolay adapte edebileceğimize baktık. Sonunda böyle bir oyun ortaya çıktı.
Kolektif bir oyun
"Oyunun diğer oyunlardan farkı ve ekoloji için de önemli olan kısmı oyun haritasının değişken olması. Oyun haritası sürekli dönüşüyor.
Oyuncular uyum kazanmaya çalışıyor. Oyun bu arada kolektif olarak ya kazanılıyor ya kaybedilebiliyor. Bir kahramanın kazanması gibi bir durum söz konusu değil.
"Oyunu kazanmak için çeşitli şeyler toplayıp onları biriktirmek gerekiyor. Fakat ekolojik olarak düşünmenin içinde de olan şey bu, amaç odaklı hareket ettiğinizde kaybediyorsunuz. Çünkü sadece bu malzemeyi toplamak gibi bir amaç edinilip sadece o yolda ilerlerse oyuncu mekânsal değişimleri fark etmiyor. Öyle olunca evet, bir amaç oluyor ama oyuncu o amaca doğru ilerlerken sürekli çevredeki aktörlerden ve mekânlardan gelenleri dikkate alıp ona göre yavaş yavaş hareket etmek zorunda kalıyor.
"Sorunlu bir doğa anlayışımız var"
"Bir süreç izlemek durumundasınız. Oyun da bir yerde bunu öğretiyor. Oyunu ilk oynadığınızda zaten birdenbire şunu fark ediyorsunuz; hepimize doğduğumuz andan itibaren öğretilen sorunlu bir doğa anlayışı var.
"Oyunu ilk oynadığınızda zaten size öğretilen düşünce yapısıyla karşı karşıya geliyorsunuz. 'Ben ne yaptım' sorusunu soruyorsunuz. Çünkü insan merkezli seçimler yerine, inanılmaz ben merkezli seçimler yaptığınızı fark ediyorsunuz. Bu noktada oyunu birkaç kez oynamak bu karar verme sistemini kırmanıza yardımcı oluyor."
On yaş üzeri çocukların da oynayabileceği oyun tasarlanırken görselleştirmeler için yapay zekâdan faydalanıldı. Oyun için gemi kurdu ve kum kabuğu gibi çoğu kimsenin daha önce duymadığı deniz canlıları oyuna dahil edildi.
Oyunun hedefleriyle ilgili olarak ise Bayraktar şunları söyledi:
"Biyoçeşitliliğin yüksek olduğu yerleri en azından oyunun içinde tutmaya çalışmanın doğru bir hedef olacağını düşündük. Oynarken de bunu hissettirmeye özen gösterdik.
"Yapmaya çalıştığımız şey Marmara'yı haritalamak ya da modellemek değil. Asıl hedef oradaki oyuncuların doğaya karşı olan anlayışlarını masaya yatırmak. Bununla birlikte insanların bu terminolojiyi bilmesini ve merak etmesini istedik."
(ED/AÖ)