Yurttagül ve Avrupa Birliği hazırlık süreci uzmanı ve Bahçeşehir Üniversitesi AB Merkezi Başkanı Cengiz Aktar, Osmanlı Ermenileri Konferansı'nın İstanbul 4. İdare Mahkemesi tarafından durdurulmasını ve bu kararın AB sürecine olası etkilerini bianet'e değerlendirdi.
Aktar: AB ilişkilerini etkilemez; Türkiye doğum sıkıntısı yaşıyor
Cengiz Aktar, tüm gelişmelere karşın konferansın gerçekleşiyor olmasının sevindirici olduğu belirterek, "İstanbul 4. İdare Mahkemesi tarafından alınan karar Türkiye'nin AB ile ilişkilerini etkilemez. Ama böyle bir mahkeme kararı olmasa daha iyi olurdu" dedi.
Aktar ayrıca, mahkemenin aldığı kararın "Türkiye'deki yargının içinde bulunduğu feci durumun bir göstergesi" olduğunu vurguladı.
Mahkeme kararı karşısında hükümetin çıkışının yerinde ve itidalli olduğunu belirten Aktar, hükümetin bu iyi duruşu sayesinde AB nezninde çok iyi puan toplandığını söyledi.
Aktar, "Bütün bu gelişmelere rağmen basının ve toplum önderlerinin verdiği tepki Türkiye'nin bunları aşmak üzere olduğunu gösteriyor. Türkiye doğum sıkıntısı yaşıyor" dedi.
Yurttagül: Demokratik ülkede mümkün değil
Ali Yurttagül "Mahkemeden böyle bir kararın çıkması, inanılmaz bir gelişme ve acı bir gerçek" dedi.
"Bir toplantının yapılması için, üniversite özerkliğini bir kenara bırakın, normal şartlarda mahkemenin böyle bir karar vermesi ve ara kararındaki istekleri dile getirmesi, bir demokratik bir ülkede mümkün değil."
Mahkemelerin kararlarını sadece belli konulardaki toplantılar için alamayacağına dikkat çeken Yurttagül, bu kararın Türkiye'de toplantı ve tartışma hürriyetinin olmadığının göstergesi olduğunu ifade etti.
"Bu kararın 3 Ekim etkisi şüphesiz olur; AB'nin çarşamba günü vereceği karara yansıyacak" diyen Yurttagül, "Bu karar Türkiye'nin demokratik bir ülke olmadığını savunanlara fırsat veriyor. Türkiye'yi destekleyen sol kanat zor duruma düşecek" diye konuştu.
"Hukuk devleti halen işlemiyor"
Mahkemenin ara kararında Boğaziçi ve Sabancı Üniversitelerinden isteklerini de eleştiren Yurttagül, şöyle devam etti:
* Mahkeme "Konuşmacı ve katılımcıların ulaşım ve konaklama giderleri ile konferans giderlerinin ne şekilde karşılandığı, şayet sözü edilen gider üniversiteler ve katılımcılar dışındaki kişilerce karşılanıyorsa sponsor olan gerçek veya tüzel kişilerin ne şekilde belirlediği sorularak tüzel ve gerçek kişilerin tümünü gösteren listenin onaylı bir örneğini" istiyor. Mahkemenin böyle bir şey istemesi mümkün değil.Geçtiğimiz dönemde bizim Hilton'da toplantımız vardı. Hakimlerin bu istediği şartları yerine getirmek için ya üç sene önceden hazırlık yapmamız gerekirdi ya da toplantıyı yapamazdık.
* Mahkeme ayrıca "Konuşmacıların hangi kriterlerin göz önüne alınması suretiyle seçildiğinin sorularak konuya ilişkin bilgi ve belgelerin, (başvurular, yayın listesi, akademik kariyer ve değişik görüş sahibi olma ve benzeri) onaylı örneğini" istiyor. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir politik ve bilimsel kriter yok. Bilimsel tartışmanın objektifliği nedir? Doğru veya yanlış kriterlerinin hukuka uygun olup olamadığına mahkemelerin karar vermesi düşünülemez.
* Bütün bunlar gösteriyor ki karar politik bir karar ve hukuk devleti halen işlemiyor. Şahsi görüşüm, bu mahkemenin böyle bir karar verme yetkisi yok.
Bu tür kararların bir daha yaşanmaması için hükümete de görevler düştüğünü belirten Yurttagül, hükümetin yaptığı yasal reformların uygulanmasının da takipçisi olması ve mahkemelerin görevlerinin nerede başlayıp nerede bittiğinin tartışılabiliyor olması gerektiğini ifade etti. (KÖ/TK)