“Merhaba, SPoD LGBT Derneği adına iletişime geçiyorum. 2014’teki yerel seçimlerde LGBTİ+ Dostu Belediyecilik Protokol Metni hazırlamıştık. Adaylar imzalamış ve kazanan adaylar da metni hayata geçirmişti.
“Bu yıl yine yerel seçimler yaklaşırken benzer bir protokol hazırladık. Burada tamamen yerel yönetimden neler bekledikleri üzerine bir bilgilendirme var. Tüm adaylara ulaşıp bu metnin detaylarını anlatıyoruz. Sizinle de bu bağlamda görüşmek isteriz.”
Bu çağrıyı, belediye başkan adaylarına ileten kişi Sosyal Politikalar, Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği’nden (SPoD) Halim Kır.
SPoD ve Genç LGBT+ Derneği’nin hazırladığı LGBTİ+ Dostu Belediyecilik Protokolü geçen hafta imzaya açıldı. Şu ana kadar iki aday imzaladı. Kır, adaylarla görüşmeler sürdüğü için şimdilik kimlerin imzaladığını söylemiyor. İmza sayısının artmasını bekliyorlar.
TIKLAYIN - LGBTİ+ Dostu Belediyecilik Protokol Tam Metni
“LGBTİ+’lar hizmetlere erişemiyor”
Belediyelerin heteroseksüel ve erkekler tarafından yönetildiğini hatırlatarak sözlerine başlayan Kır, belediyelerin politikalarının da bu bakış açısıyla şekillendiğine dikkat çekiyor:
“Buna göre de kadınların ve LGBTİ+’ların talepleri gerçekleşmiyor. Oysa, kadınlar ve LGBT+’lar bu kentin bir parçası. Dolayısıyla kentlerde belediyelerin hizmetlerinden en fazla yararlanan kişiler. Ancak, bu politikalardan dolayı hizmetlere erişemiyor. Bu da büyük bir sorun.”
TIKLAYIN - LGBTİ+'lar Nasıl Bir Yerel Yönetim İstiyor?
“Umutsuz değiliz”
Kır belediyelerin öncelikle kadınların ve LGBTİ+ların sesini duyan bir yerde olması gerektiğini söylüyor. Belediyelerin bu sesleri duyduklarında kadınlar ve LGBTİ+’ların taleplerinin kısmen de olsa yerine getirileceğini düşünüyor.
“Kadınların ve LGBTİ+’ların sesi duyulsa, belediyeler de politikalarını ona göre şekillenecek. Bu konuda umutsuz değiliz. Türkiye’de küçük küçük adımlar da atılıyor.”
2014’te 40 belediye başkan adayı imzalamıştı
2014 yerel seçimlerinde de SPoD, LGBT+ Dostu Belediyecilik Protokolü hazırlamıştı. O süreçten sonra aslında hem LGBTİ+ hareketi hem de belediyeler de belli oranda bir farkındalık oluştu. Kır bu durumu şöyle anlatıyor:
“LGBT+ dernekleri ve oluşumları, o süreçte, belediyelerin sorumlulukları, yetkileri, bu anlamda yapabileceklerine dair fikir sahibi oldu. Dolayısı ile ne talep edeceğini öğrenir hale geldi. Belediyeler de LGBT+’ların ihtiyaçlarını gözeten bir yerden politikalar oluşturdu. İmzacı belediyelerden söz ediyorum. O zaman 40 belediye adayı imzalamıştı. İmzalayanlardan beşi seçildi.”
"Stratejik plana LGBTİ+ ifadesi eklensin"
Sözleşmenin 10 maddeden oluştuğunu söyleyen Kır, belediyelerden ilk beklentilerinin şeffaflık ve katılımcılık olduğunu söylüyor:
“En temelde belediyelerden LGBTİ+ kapsayıcı olmalarından önce talep ettiğimiz şey şeffaf ve katılımcı olmaları. Eğer öyle olursa LGBTİ+’ların da belediyelerin içinde olmasını kolaylaştırıyor.
“Onun dışında da belki belediyelerin anayasası diyebileceğimiz stratejik planlara “cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği" “LGBTİ+” ifadesinin eklenmesini istiyoruz. Eğer öyle olursa, stratejik planlara dahil edilirse bu ifadeler, ilerlemek daha kolay oluyor. Mesela daha önceki beş belediyenin planında vardı.”
"Bütçeleme LGBTİ+'ları da kapsasın"
“Bununla birlikte eşitlik birimlerinin ve komisyonlarının olmasını önemsiyoruz" diyen Kır, bir çok belediyede Eşitlik Birimi olduğunu ancak çalışmalarının kadınları kapsadığını söylüyor.
"Eşitlik Birimleri’nin LGBTİ+’ları kapsayıcı şekilde çalışmasını bekliyoruz. Böylece, protokol imzalayan başkanın dışında da o belediyeye gittiğimizde bir muhatap bulabilelim.
“Bütçeler hazırlanırken LGBTİ+’ları kapsayıcı bir bütçeleme olmasını istiyoruz. Yine belediye çalışanlarına da LGBT+ farkındalık eğitimleri verilmesi gerekir bunu da önemsiyoruz. Sosyal hizmet uzmanları gibi LGBTİ+’larla bir araya gelecek personelin daha kapsamlı eğitimler almasını istiyoruz.”
“Belediye ve LGBTİ+ derneklerinin bir araya gelsin”
Yeni protokole 2014’deki protokolden farklı olarak bir madde daha eklenmiş. O da, belediyelerin LGBT+ dernek ve oluşumları ile her zaman iletişimde olmasına dair. Kır, bunu şöyle anlatıyor:
“Mesela yılda iki kez bir araya gelerek fikir alış verişinde bulunmaları için bu maddeyi ekledik. Hem hizmetlerin LGBT+’lara ulaşıp ulaşmadığı noktasında hem de daha fazla nasıl ortaklaşabilir noktasında görüşmeler yapmak gerekiyor. “
2014'deki protokole ne kadar uyuldu?2014'deki imzacı adayların göreve geldiği belediyeler şöyle: Bursa'da Nilüfer, Mersin'de Akdeniz, İstanbul'da Kadıköy, Beşiktaş ve Şişli belediyeleri. SPoD'dan Mustafa Sarıyılmaz, o dönemki imzacı belediyelerin de dahil olduğu toplam 12 belediyenin çalışmalarını inceleyen bir rapor hazırladıklarını söylüyor. Rapor önümüzdeki günlerde kamuoyu ile paylaşılacak. O dönem imzalanan protokolon kısmen olmasa da bir kısmının yerine getirildiği söyleyen Sarıyılmaz, bunun çok önemli olduğu görüşünde: "Çünkü şuan bulunduğumuz noktadan bakınca, aslında LGBT+'ları hiç muhatap almayan belediyeler olmadığından bir dönem, şuan yapılan her iş bizim için önem kazanıyor. Bize kıymetli görünebiliyor. "Beş belediyeden dördü eşitlik birimleri üzerinden faaliyetlerini yürüttü sadece Akdeniz Belediyesi Kent Konseyi üzerinden ilerledi. "Şişli ve Nilüfer belediyeleri çok iyi işler yaptı. Beşiktaş Belediyesi bu konuyu bu kadar önceleyemedi. Yine de ücretsiz HİV tanı kliniği açması sağlık açısından önemliydi." |
SPoD hakkında 2011 yılında bir grup akademisyen, hukukçu ve aktivist tarafından kuruldu. LGBTİ'lerin yaşadığı sorunlara kalıcı ve kapsamlı çözümler üretmek ve yine LGBTİ'lerin maruz kaldığı baskı, şiddet ve ayrımcılığı azaltmak için çalışıyor. Hukuki, sosyal ve psikolojik danışmanlık, dava takibi, ruh sağlığı ve sosyal hizmet uzmanlarına, avukatlara, kurumlara, belediyelere eğitimler veriyor. Akademik araştırmalar, seminerler, paneller, Siyaset ve Aktivizm Okulları, seçim kampanyaları düzenliyor ve trans, sakat ve mülteciler için destek grupları oluşturuyor, savunuculuk toplantıları düzenliyor. Bütün bunları da bünyesinde barındırdığı profesyonel çalışanları ve gönüllüleriyle yapıyor. |
(EMK)