Haberin İngilizcesi için tıklayın
"Leyla'yı görmezden önce hem heyecanlı hem de endişeliydik. Leyla'yı basından yapılan ziyaretlerden takip ediyorduk, gösterdiği dirençten haberimiz vardı fakat onu yormaktan, rahatsız etmekten de çekiniyorduk.
Leyla, Abdullah Öcalan'ın ailesiyle ve avukatlarıyla görüştürülmemesi anlamına gelen mutlak yalnızlık ve tecridin kalkması ve devletin yasalara uyması amacıyla başladığı süresiz dönüşümsüz açlık grevinin 112. günündeydi.
112 günün insan bedenine ne yaptığını biliyorduk. Onu sarılmamız kucaklamamız olanaksızdı, ne anlatabilirsek gözlerimizle anlatacaktık."
Bu sözler yazar Ayşegül Devecioğlu'na ait. Leyla Güven'i dün (27 Şubat 2019 Çarşamba) İstanbul'dan aralarında edebiyatçı, akademisyen ve yönetmenlerin olduğu bir grup kadın ziyaret etti. Devecioğlu da ziyaret eden kadınlar arasındaydı.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki teciridin kaldırılması için başlattığı açlık grevinin bugün 113. gününde.
Devecioğlu, ziyaretin detaylarını bianet'e anlattı. Ziyareti altı kadın olarak gerçekleştirdiklerini söyleyen Devecioğlu şunları söyledi:
"Dün altı kadın olarak Leyla'yı ziyaret ettik. Bu kadınlar, Prof. Ayşe Erzan Reklamcı Nesteren Davutoğlu, Yönetmen Dilek Gökçin, iki feminist kadın Filiz Karakuş ve Feride Eralp idi.
"Leyla’yı görmezden önce hem heyecanlı hem de endişeliydik. Leyla’yı basından yapılan ziyaretlerden takip ediyorduk, gösterdiği dirençten haberimiz vardı. Fakat onu yormaktan, rahatsız etmekten de çekiniyorduk. Leyla, Abdullah Öcalan’ın ailesiyle ve avukatlarıyla görüştürülmemesi anlamına gelen mutlak yalnızlık ve tecridin kalkması ve devletin yasalara uyması amacıyla başladığı süresiz dönüşümsüz açlık grevinin 112. günündeydi.
"112 günün insan bedenine ne yaptığını biliyorduk. Onu sarılmamız kucaklamamız olanaksızdı, ne anlatabilirsek gözlerimizle anlatacaktık.
"Leyla’yla görüşmeden kızı Sabiha ile sohbet ettik. Sabiha annesinin umudunu ve direncini temsil etme görevini üstlenmiş genç bir kadın. Bir taraftan annesinin gün gün eridiğine tanık olarak onun yanında durmak, bir yandan da bu onurlu direnişin sorumluluğunu bir ölçüde taşımak. Sabiha’nın bedeninde yaşadıklarının izlerini gördük. Güzel yüzünün biraz solmuş olduğunu fark ettik."
"Onun yorulmasından korktuk"
Biraz sohbet ettikten sonra Leyla Güven'in odasına girdiklerini belirten Devecioğlu şu bilgileri aktardı:
"Sırtını dönmüş yatıyordu, bizi görünce biraz doğruldu. Hepimize tek tek baktı. Çevresine oturduk. Hepimiz Leyla’nın yaşamasını istiyorduk. Fakat 'Yaşamayı uğruna ölecek kadar çok seviyorum' diyen bu onurlu kadın karşısında ne söyleyebilirdik.
Önce o konuştu. Hafif bir sesle hiç duralamadan, hiç bir kelime atlamadan, bize niye açlık grevi yaptığını anlattı. Mahkeme dönüşü açlık grevine karar verip kaldığı koğuştaki kadınlara bunu açıkladığında, kadınların nasıl üzüldüklerini, onu caydırmaya çalıştıkları fakat Leyla’nın kararlılığı karşısında durumu kabul ettiklerini öğrendik. Leyla en zor aşamanın bu olduğunu söyledi. Şimdi de en çok yurtdışında ve hapishanelerde açlık grevi yapan arkadaşları yoldaşları için endişeleniyor ve onların sorumluluğunu da taşıdığını söylüyordu.
"Biz konuşurken yorulmasından korkuyorduk, ama direnci bir süre sonra bize de geçti. Leyla, bir çocuk gelindi. 16 yaşında evlendirilmiş, sonra ulusal bilinçle mücadeleye katılmış, Abdullah Öcalan’ın kadınlarla ilgili metinlerinden etkilenip kadın bilinci edinmiş ve feminist olmuştu. Belediye başkanlığı yapmış, ilk defa toplu sözleşmeye kadınlara şiddet gösteren çalışanlar için yaptırım koymuştu. Bir tarihe tanıklık ediyorduk.
"O konuştu biz dinledik, arada lafa karıştık. Sonra bizler de konuşmaya başladık. Geldiğimiz yerden, insanların bütün karanlığa rağmen direnmekten vazgeçmediklerinden, barış için akademisyenlerden, doktorlardan avukatlardan gazetecilerden kadınlardan söz ettik."
"Leyla'ya mücadele için söz verdik"
Görüşmelerden herkesin çok etkilendiğini söyleyen Devecioğlu son olarak şunları belirtti:
"Zaman akıp gitti. Gözlerimizle defalarca kucaklaştık. Oradan ayrılmak zorundaydık ama ayrılmak istemiyorduk. Leyla’ya uğruna açlık grevi yaptığı her şeyden önce temel bir insan hakları sorunu olan tecridin kalkması ve barışın yolunun açılması için mücadele edeceğimize söz verip yanından ayrıldık
"Ayrılmadan fotoğraf çektirmek üzere yatağının etrafına oturduk. O an ve daha sonra orada sesimi çıkarmadan Leyla’nın yanında günlerce oturabileceğimi hissettim.
Diğer kadınların da aynı şeyi hissettiğini biliyorum. Leyla’yı ardımızda bırakmadık, onu alıp getirdik. Şimdi bizimle beraber, biz de onunla beraberiz." (EMK)
*Fotoğraflar: Ayşegül Devecioğlu